Logo

2. Hukuk Dairesi2024/8108 E. 2024/8951 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma kararına uyularak verilen yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararına uygun olarak tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur oranları gözetilerek yoksulluk nafakası ve tazminat miktarı belirlendiği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/644 E., 2024/749 K.

KARAR : Bozmaya uyulmasına, kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın için maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin son yıllarda tavırlarının değiştiğini, agrasif davranışlarda bulunduğunu, müvekkiline gerçek dışı isnatlarda bulunduğunu, eşi ve çocukları ile ilgilenmediğini, çocuklara da şiddet içeren davranışlar sergilediğini, ayrı yatmaya başladığını, evlilik dışı ilişkisinin ortaya çıktığını, evin giderlerini karşılamadığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına olmadığı takdirde 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklardan Tuğba için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak, Mustafa Yiğit için 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, müvekkili yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 2.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkiline bağırdığını, küçük sebeplerden tartışma çıkardığını, müvekkilinin ticari hayatındaki olumsuz gelişmeler neticesinde evini satarak daha küçük bir ev almayı, kalan parayı ticarette kullanmaya karar verdiğini, asıl boşanma sebebinin bu olduğunu, kadının müvekkilinin annesini evden kovduğunu, kadının ve ailesinin müvekkilini tehdit ettiğini, hakaretlerde bulunduğunu, kadının müvekkilini özel günlerde yalnız bıraktığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Mustafa Yiğit'in velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.06.2018 tarihli ve 2015/424 Esas, 2018/597 Karar sayılı kararıyla; zina eyleminin gerçekleştiği ispat edilemediği, davalı karşı davacı erkeğin başka bir kadın ile tüp bebek tedavisi görmesi, taşınmazda başka bir kadın ile görüşmesi ve bu görüşmelerin iş amaçlı olduğunun ispat edilememesi, tanıkların erkeği başka kadın ile samimi bir şekilde görmesi nedeniyle erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kadının dışarıya çıkmasına izin vermeyip, yine kendi sosyal ve iş ortamına davacıyı sokamaması eylemleri ile kadına psikolojik şiddet uyguladığı, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve onu aşağıladığı ve tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının zina sebebine dayalı davasının reddine, kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 250.000,00 TL maddî ve 180.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından reddedilen zina sebebine dayalı davası, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı ile vekâlet ücreti yönünden, davalı karşı davacı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06.2021 tarihli ve 2020/789 Esas, 2021/894 Karar sayılı kararıyla; davacı karşı davalı kadın yararına belirlenen maddî ve manevî tazminatın miktarı tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alındığında fazla olduğu, davalı karşı davacı erkek tarafından açılan davanın reddedilmesi nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile erkeğin tazminat miktarları ve kadının vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine kadın yararına erkeğin reddedilen dava için 2.180,00 TL maktu vekâlet ücretine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 120.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, tarafların sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, kadın tarafından, zinaya dayalı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından, kadının davasının kabulü ve kendi davasının reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 16.02.2022 tarihli ve 2021/10553 Esas, 2022/1423 Karar sayılı kararı ile yapılan yargılama ve toplanan deliller ile dinlenen tanık beyanlarından, Mahkemece davalı karşı davacı erkeğin başka bir kadınla tüp bebek tedavisi görmesi ve ailesinin haberi olmadan edindiği konutta başka bir kadın ile sadakatsizliği şeklinde belirlenen ve gerçekleşen eylemlerini sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış olarak nitelendirildiği, Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen "sadakatsizlik" vakıası gereğince davacı-karşı davalı kadının zinaya dayalı boşanma davasının ispatlandığının kabulü gerekirken yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına, diğer yönlerden temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.09.2022 tarih ve 2022/901 Esas, 2022/1248 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları değerlendirildiğinde; erkeğin başka bir kadınla tüp bebek tedavisi gördüğü ve ailesinin haberi olmadan edindiği konutta başka bir kadın ile sadakatsizlik eyleminde bulunduğu, bu suretle zina olgusunun sübuta erdiği, İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği üzere erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, eşinin dışarı çıkmasına izin vermeyip kendi sosyal ve iş ortamına davacı-karşı davalıyı sokmaması eylemleriyle davacı-karşı davalıya psikolojik şiddet uyguladığı, yine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve davacı-karşı davalıyı aşağıladığı, böylece boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalının kusursuz ve davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğu, ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile manevî tazminatın miktarları tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alındığında az olduğu, bu itibarla kadının istinaf talebinin zina nedenli davası, çocuk için iştirak nafakası ile manevî tazminatın miktarı yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılmasına, kadının zina sebebine dayalı olarak açtığı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, dava tarihinden itibaren geçerli ve tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere 22.09.2022 karar tarihine kadar ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, bu nafakanın 22.09.2022 karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kadın için hükmedilen aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasının İlk Derece Mahkemesinin 29.06.2018 karar tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL'ye indirilmesine ve karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonrada yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 250.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten tahsili ile kadına verilmesine, erkeğin boşanma davasının reddine, erkeğin karşı boşanma davasının reddine karar verildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davacı-karşı davalı kadın lehine hüküm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan tarife uyarınca 9.200,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 10.05.2023 tarihli ve 2023/112 Esas, 2023/2306 Karar sayılı kararı ile; kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, sair yönlerden ononmasına karar verilmiştir.

3.Bölge Adliye Mahkemesinin 12.10.2023 tarihli kararıyla; kadın için aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 500.000,00 TL maddî ve 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

D. Üçüncü Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri "tazminat ve nafaka miktarları" yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 19.03.2024 tarihli ve 2024/1280 Esas, 2024/1920 Karar sayılı kararı ile; kadının temyiz itirazlarının kabulü ile kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminat miktarlarının bozma ilamının amacına uygun olmayıp az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, erkeğin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

E. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı-davalının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının bu hususlarda kaldırılmasına, kadın yararına aylık 10.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile 1.000.000 TL maddî ve 1.000.000 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili özetle; neye göre artış yapıldığı açıklanmadığından keyfi olarak verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek; tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.