"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1635 E., 2023/1057 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/582 E., 2022/1189 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadının başvurusunun kabulüne karar verilerek İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline hakaret ettiğini, aşağıladığını, davalının 10 yıldır düzenli bir geliri olmadığını, müvekkiline şiddet uyguladığını, tehditler ettiğini, evin geçimi ile ilgilenmediğini, tarikatlara para gönderdiğini, müvekkilini zorla tarikat toplantılarına götürdüğünü, 2019 tarihinden itibaren fiilen ayrı yaşadıklarını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl Tefe - Tüfe oranında artırılmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini ziynet altınlarına yönelik taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili 13.04.2021 tarihli oturumda ziynet eşyalarına ilişkin davayı takip etmeyeceklerini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, davacının defalarca evi sebepsiz yere terk ettiğini, davacının psikolojik rahatsızlıkları olduğunu, bunun için doktora götürülmek istenildiğini, ancak davacının bunu kabul etmediğini, davacının memnun edilmesinin zor olduğunu, kendisi işten biraz geç gelse davacının hemen sorun çıkardığını, kıskanç bir yapısının olduğunu, davalının bu durumlar nedeniyle işten eve evden işe bir hayat sürmek zorunda kaldığını, davacının lüks harcamaları olduğunu iddia ederek; davanın reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin ortak verilmesine aksi halde velâyetin kendisine verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, davalı erkek eşin düzenli iş sahibi olmadığı, zamanını işine uygun kullanmadığı, evin bakımının yeteri kadar olmamasına bağlı olarak ekonomik şiddet gerçekleştirdiği, zaman zaman eşine şiddet de uyguladığı, hakaret ettiği evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği , kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin ortak olarak kullanılmasının çocuğun üstün yararına olduğu, gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin ortak kullanılmasına, çocuğun fiziken anne yanında kalmasına, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine ve kararın kesinleşmesinden sonra aylık 500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine ve kararın kesinleşmesinden sonra aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 10.000,00TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağı talebine yönelik olarak ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, ortak velâyet, kişisel ilişki süresi, yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı, tazminatların miktarı yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ortak çocuk ... ...'nın 04.04.2009 doğumlu olup, idrak çağında olduğu, halen annesi ile birlikte yaşadığı, İlk Derece Mahkemesince alınan uzman raporunda çocuğun annesiyle birlikte yaşamak istediğini beyan ettiği, davacı annenin velâyet sorumluluklarını yerine getirebileceği ve bu konuda istekli olduğunun belirtildiği, çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir delil ve iddianın da bulunmadığı, bu durumda velâyetin anneye verilmesine karar verilmesi gerekirken taraflarca ortak velâyet konusunda bir anlaşma da bulunmadığı halde ortak velâyet düzenlemesi yapılmasının doğru görülmediği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, kadının ve çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının ve çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu, Boşanma hükmünün istinaf edilmeksizin kesinleştiği, Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli ara kararıyla, ara karar tarihi tarihinden itibaren nafakaların arttırılmasına karar verilmiş ise de, boşanma hükmünün istinaf edilmeksizin iş bu ara karar tarihinden önce kesinleştiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden itibaren tedbir nafakalarının artırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun velâyet, tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; 04.04.2009 doğumlu ...'in velâyetinin davacı anneye verilmesine baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 1.250,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş ve kadının sair, istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişkin "yatılı" kurulmasının hatalı olduğunu beyan ederek, kişisel ilişki, yoksulluk ve iştirak nafakasının , tazminatların miktarı yönlerinden; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tazminat ve nafaka, çocuk ile baba arasında yatılı olarak kurulan kişisel ilişki tesisinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 175 inci ve 174 üncü , 182 inci maddeleri 323 üncü maddeleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı Maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.