"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/385 E., 2023/1807 K.
KARAR : Kısmen kabul
İlk Derece Mahkemesi : Bursa 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/388 E., 2020/511 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; şuanda öğretmen olan davacı ile mali müşavir aynı zamanda bir partide il başkanı olan davalının üniversitede tanışıp 2008 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden 02.03.2013 doğumlu ikiz kızlarının olduğunu, davacının, davalının şüpheli hareketleri takip edince davalının Yalova'da yaşayan bir kadınla kendisini aldattığını, bu kadından Haziran 2019'da iki yaşına girecek bir çocuğunun olduğunu, hatta davalının bu çocuğu nüfusuna aldığını öğrendiğini, bu olay üzerine davacının bir süre çocuklarını da alarak Hatay'daki ailesinin yanına gittiğini ve döndüğünde bu sefer davalının kendisini siyasi ortamı nedeni ile tanıştığı ... Ö. adında bir kadınla aldattığını öğrendiğini, davalının davacıyı aldattığını inkar etmediğini hatta davalının 18.11.2018 tarihinde evden giderek ... Ö. evinde kalmaya başladığını, davalının hafta sonları çocukları aldığında çocukları bu kadının evine dahi götürdüğünü, davacının evlilik birliği içerisinde eşi ve çocukları için elinden gelen tüm özeni gösterdiğini ancak davalının birden fazla kadınla birlikte olduğunu belirterek tarafların evliik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetinin davacıya verilmesini, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 1.500,00'er TL tedbir/iştirak, davacı lehine aylık en az aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, 250.000,00 TL maddi, 250.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini, davacıya takılan fakat üzerinden alınıp iade edilmeyen takılar ve para alacağı için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00 TL takı ve ziynet eşyasının aynen, olmadığı takdirde nakden davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların evliliklerinin 2015 yılına kadar sorunsuz gittiğini, bu tarihten sonra davacıdan kaynaklı nedenlerle çekilmez bir hal almaya başladığını, davalının tüm çabalarına rağmen evlilik birliğinin sağlıklı bir şekilde yeniden kurulamadığını, bu süreçte davacının eşini her konuda ihmal ettiğini, yaşam biçimini ve hayat görüşünü tamamen değiştirdiğini, akrabalarını misafirlik boyutunu aşacak şekilde aile konutunda ağırladığını, hali hazırda davacının yeğeninin yaklaşık 5 yıldır tarafların ortak konutunda ikamet ettiğini, davalının sadakatsiz ve haysiyetsiz bir yaşam sürdüğü iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, dava dilekçesinde adı geçen şahsı davalının yalnızca siyasi işleri nedeniyle tanıdığını, fiili ayrılığın gerçekleştiği 29.01.2019 tarihinden beri adı geçen şahsın evinde bir gün dahi kalmadığını, çocuklarını da asla onun evine götürmediğini, davalının bu süreçte farklı arkadaşlarında dönüşümlü olarak kaldığını, davalının mali müşavir olarak yalnızca 4 adet mükellefi olduğunu, siyasi hayatı ve mesleğinden kaynaklı kazancı bulunmadığını, evlilik birliğinde çekilen krediler nedeniyle çok fazla ödemesi olduğunu, davacının ekonomik durumunun çok daha iyi olmasına rağmen çocukların okul aidatlarından hafta sonu etkinliklerine çocuğu giderlerini tek başına karşıladığını, davacının ortak çocukların doğduğu 2013 yılından bu yana sebepsiz olarak cinsel beraberlikten kaçındığını, bir çocuğunun daha olmasını isteyen davalının davacıya defalarca bu konudan bahsettiğini ancak davacının kendi kaygıları ile davalının tekrar baba olmasına engel olduğunu, davalının davacıya evlilik dışı çocuğun doğumundan önce her şeyi açıkladığını, davacının bu durumu kabul ederek evlilik birliğini sürdürdüğünü, evlilik birliğinin yaklaşık 2 yıl fiili olarak devam ettiğini, davalının evlilik birliği içerisinde ziynet eşyalarından hiçbirini almadığını, ayrıca davalının ortak konutu terk ettiğini, boşanmayı düşünen davacının ziynetleri önceden gizlemesinin her zaman mümkün olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini, aksi halde ortak çocukların velâyetinin davalıya verilmesini, davalı lehine aylık 500,00 TL'den az olmamak üzere tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının 22.06.2017 doğum tarihli ... isimli çocuğu Nüfus Müdürlüğünce onaylı 16.01.2019 Tarih 2479 nolu tanıma senedi ile tanıdığı, dosyaya ibraz edilen mesaj görüntülerinden anlaşıldığı üzere davalının facebook hesabında evlilik yıl dönümleri olan 30.08.2016 tarihinde ve 05.04.2018 tarihinde davacıya karşı sevgi dolu sözler içeren paylaşımlarda bulunurken diğer yandan ... isimli kadınla ilişki yaşadığı ve bu ilişkiden bir çocuğunun olduğu, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği üzere davalının hareketlerinden şüphelenen davacının davalının Yalova'da yaşayan bir kadınla ilişkisinin olduğunu hatta 2019 yılı Haziran ayında iki yaşına girecek bir çocuklarının olduğunu öğrendiği, bunun üzerine davacının çocuklarıyla birlikte Hatay'a ailesinin yanına gittiği, sonrasında davacı tanığı ...'nın beyan ettiği üzere davalının özür dilemesi üzerine davacının çocukların babasına çok düşkün olması nedeniyle davalı bir şans daha vererek davalıyı affettiği ve Bursa'ya döndüğü, birlikte yaşamaya başladıktan sonra davalının cep telefonundaki mesajlardan davalının kendisini ... Ö. isimli kadınla aldattığını öğrendiği ve 10.05.2019 tarihinde iş bu davayı açtığı, tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere davalının ... Ö. isimli kadınla ilişkisinin halen devam ettiği, görüşme gününde çocukları almaya bu kadın ile birlikte gittiği anlaşılmış olup, her ne kadar davacının annesi olan tanık ... davacının davalıya çok fazla bağırdığını, hep asık suratlı gezdiğini, 2018 yılında tarafların evlerine gittiğinde akşam olunca davacının yatak odasına girip kapıyı kilitlediğini, oğlunu odaya almadığını, oğluna neden karısının yanında uyumadığını sorduğunda oğlunun "anne git bak kapı kilitli nasıl odaya gireyim" dediğini, gerçekten gidip baktığını ve kapıyı açmaya çalıştığını, kapının kilitli olduğunu gördüğünü, bu odayı kilitleyip uyuma süresinin 10 gün sürdüğünü, kendisi oradayken davacının davalının eşyalarını topladığını ve kapının önüne koyduğunu, davacının biriyle telefonda konuşmaya başladığını, telefonda "annesini de alsın bu evden gitsinler, ister sokakta, ister otelde kalsınlar, ben artık Bektaş'ı istemiyorum" dediğini, hiçbir akrabalarının tarafların evine gidemediklerini beyan etmiş ise de davalının evlilik birliğini devam ettirerek davacıyı affettiği yada en azından bu davranışlarını hoşgörü ile karşıladığı, evlilik birliğinin davacının ikinci kez aldatılması nedeniyle temelinden sarsıldığı, davalının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, evlilik birliğinin üzerine yüklediği görev ve sorumlulukları yerine getirmediği, evin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılamaktan kaçındığı, davalının ağır kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün olmadığı kanaatine varılarak davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuklar lehine bağlanan aylık 450,00'şer TL tedbir nafakasının (toplamda 900 TL) karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra bu nafakaların aylık 450,00'şer TL iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafın tedbir yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı tarafından davacıya 25.000 TL manevi 25.000 TL maddi tazminat ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı tarafın tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kusur tespitinin hatalı olduğunu, davacı lehine hükmedilen tazminatların ölçüsüz olduğunu, hükmedilen iştirak nafakalarının yüksek olduğunu bildirerek, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen tazminatlar ile tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin hatalı olduğunu bildirerek, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin istinaf talebinin reddine, davacı kadının tedbir nafakasının reddine, iştirak nafakaları ile maddi ve manevi tazminatın miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 6. paragrafının iştirak nafakalarına ilişkin kısmının, kadının tedbir nafakasının reddine ilişkin 7. paragrafı ile kadına maddi ve manevi tazminat takdirine ilişkin 8. paragrafının kaldırılmasına, Dairemizce bu konularda karar verilmesine, davacı kadın lehine dava tarihinden boşanma kararının kesinleşmesine kadar geçerli aylık 300,00 TL tedbir nafakası takdirine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı 1.000,00 TL iştirak nafakası takdirine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı kadın yararına 100.000,00 TL maddi, 80.000,00 TL manevi tazminat takdirine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; iştirak nafakası, tazminatlar, kusur tespiti yönlerinden temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kusur tespiti, tazminat ve iştirak nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.