Logo

2. Hukuk Dairesi2024/822 E. 2024/8684 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur belirlemesi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin, tarafların boşanmalarına sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları tespitine ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1211 E., 2023/1883 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/941 E., 2021/67 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları davalı-karşı davacı erkeğin yerine getirmekte zorlandığını, evin aylık harcamalarını ağır bulduğunu, müvekkiline sen bu ev için ne yapıyorsun diyerek küçümsediğini, tarafların önceki evliliklerinden olan yetişkin çocuklarla birlikte 6 kişi yaşayamaya karar verdiklerinden davalı erkeğin evlenmeden önce eve yardımcı kadın tutacağına söz vermesine karşın evlendikten sonra "sen ne iş yapacaksın o zaman" diyerek müvekkilini küçümseyerek sözünü tutmadığı gibi müvekkiline ev işlerinde yardımcı olmak yerine siyasi parti, dernek ve kulüp aktivitelerine katılmayı tercih ettiğini, taraflar 2014 yılında ilk kez boşandığı süreçte müvekkilinin davalıdan borç aldığını, tekrar evliliğe karar verdiklerinde davalı erkeğin aile olursak aramızda borç kalmaz demesine rağmen evlendikten sonra sürekli ve ısrarlı bir şekilde borcun ödenmesini istemesi nedeniyle müvekkilinin borcunu ödemek için babasından kalan evi satmak durumunda kalmasına engel olmadığını, kendi çocuklarının her türlü ihtiyaçlarını karşılarken müvekkilinin çocuklarının harçlıklarının olup olmadığını dahi sormadığını, müvekkiline "sen bu ev kurulurken ne yaptın" diyerek her işi maddîyata bağladığını, müvekkilinin üniversiteden dönem arkadaşlarının kurmuş olduğu bir platformun başkanı olması sebebiyle dönem dönem davet düzenlemek durumunda olduğunu, her seferinde müvekkilinin davalı-karşı davacıyı da çağırmasına karşın davalı-karşı davacının katılım göstermediğini, dönem arkadaşı ... ile müvekkilinin iki kez bu toplantılarda bir arada bulunmasını ilişki yaşadığı şeklinde yorumladığını hatta ...'nın eşini araması üzerine, ...'nın eşinin böyle bir durum olmayacağını söylemesine rağmen ikna olmayarak müvekkiline karşı akrabaları ve çocukları yanında iffetsizlik ithamında bulunarak müvekkilinin ailesi nezlinde küçük düşmesine sebep olduğunu, davalı-karşı davacının aile olma isteğinin kalmadığını, evliliği yürütmek istemediğini söylemesi üzerine müvekkilinin evden ayrıldığını, anlaşmalı boşanma protokolü yapılmak üzere bir araya geldiklerinde ise müvekkilinin evini satarak ödediği borcun üstüne haksız olarak dolar endeksinden kaynaklanan farkı da istediğini, müvekkilinin davalının haksız talebini reddetmesi üzerine davalının müvekkilinin bir kez iş yerine bir kez de oturduğu eve gelerek "kendisini zarara uğratırsa her an her yerde onu görmeye hazır olmasını" söyleyerek tehdit ettiğini, bu sebeple fiili ayrılık döneminde müvekkilinin davalıyı sosyal medya üzerinden engellediğini ve soyadını kaldırdığını belirterek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, tarafların ikinci kez evlendiklerinde büyük bir aile olmayı birlikte istediklerini, eve haftada bir olacak şekilde yardımcı kadının geldiğini, müvekkilinin tüm koşulları sağlamasına karşın davacı kadının beklentisinin çok fazla olduğunu, müvekkiline borcundan dolayı davacı kadının evini satmadığını, 2018 Mayıs ayında ağır ekonomik şartlar nedeniyle evin satıldığını ve evin ihtiyaçlarında kullanıldığını, evlilik birliğinin bu aşamaya gelmesinde, davacı kadının sebep olduğunu, evliliğe karşı özensiz tutum ve davranışlarının bulunduğunu, sürekli müvekkilinden ayrı gece yemeklerine, sosyal faaliyetlere, yatılı kalmalı tatillere katıldığını, müvekkilinin birlikte toplantı ve yemeklere gitmeyi teklif etmesine karşın kavgayı göze alıp müvekkilini reddettiğini, tek başına katılım gösterdiği bu tarz davranışlarının müvekkilinin arkadaş ve siyasi çevresinde dedikodulara sebep olduğunu, davacı kadının sosyal medya üzerinden içkili ortamlara yemeklere tek başına katıldığı davetlerin resimlerini paylaştığını ve sürekli bu paylaşımlarda ... ile birlikte olduğunu, sosyal bir toplantıda çekilen video kayıtlarının da olduğunu, davacı-karşı davalı kadının ilk iş evlilik soyadını kaldırdığını, müvekkilini engellediğini belirterek, esas davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların aralarında şiddetli geçimsizlik olduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair beyanları göz önüne alındığında, davacı ve karşı davacının aralarındaki şiddetli geçimsizliği tanık veya başka bir delille ispatlayamadığı anlaşılmış, taraflara yüklenebilecek herhangi bir kusur tespit edilemediğinden ispatlanamayan dava ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı vekili verilen kararı; esas davanın reddi yönünden istinaf etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı vekili verilen kararı; karşı davanın reddi yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-karşı davalı kadının "davalı-karşı davacı erkekle sosyal ortamlarda birlikte vakit geçirmek istememesi, evlilik soyadını sosyal medyada kaldırarak önceki soyadı ile paylaşımlar yapması bu durumun erkeğin sosyal çevresinde zor durumda kalmasına sebep olması" maddî vakılarının görgüye dayalı tanık anlatımlarıyla ispat edildiği halde kadına kusur olarak yüklenmemesi, davalı-karşı davacı erkeğin de "ikinci kez evlendiklerinde önceki evliliklerinden olan çocuklarla birlikte yaşayacaklarına karar verdiklerinden eve yardımcı kadın alınması konusunda anlaştıkları halde erkeğin kadına "yardımcı alırsak sen ne iş yapacaksın" diyerek kadını küçümseyici tavır takınması, evin giderlerinin yüksek olduğundan şikayet ederek evin geçimine katkı sağlamak noktasında birlik görevlerini yerine getirmek istemediğini dile getirmesi" maddî vakıaları bizzat görgüye dayalı tanık anlatımlarıyla ispat edilmesine karşın erkeğe kusur olarak yüklenmemesi doğru bulunmamış ve gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının erkeğin eşit kusurlu olduklarının kabulü zorunlu olup, kusur belirlemesinin ve gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesine, davacı-davalı kadının; kusur belirlemesi, esas davanın reddi, davalı- karşı davacı erkeğin; kusur belirlemesi, karşı davanın reddine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile, kararın tümden kaldırılmasına, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine, kaldırılan hükümler hakkında yeniden hüküm tesisine esas ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, reddedilen tazminat talebi yönünden temyiz talebinde bulunulmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, reddedilen tazminat talebi yönünden temyiz talebinde bulunulmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık asıl ve karşı davanın kabulünün hakkaniyete uygun olup olmadığı ve tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.