Logo

2. Hukuk Dairesi2024/8246 E. 2024/8915 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında açılan davada, edinilmiş mala katılma alacağı ve değer artış payı taleplerinin zamanaşımı, taşınmazın niteliği, tasfiyeye dahil edilecek mal, kişisel mal savunması ve ispatı, denkleştirmenin doğru yapılıp yapılmadığı, hukuki nitelendirme, ıslah, talep ve faiz konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay hükmünün kısmen bozulma, kısmen geri çevrilme nedenleri açıkça belirtilmiş olup, karar düzeltme talebinin 1086 sayılı HMK'nın 440. maddesinde belirtilen koşulları taşımadığı gözetilerek reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2010/1013 E., 2023/538 K.

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Taraf vekilleri

Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı-davalı erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün asıl dava yönünden hükmün bozulmasına davalı-davacı kadının açtığı birleşen dava yönünden geri çevrilmesine karar verilmiştir.

Davalı-davacı kadın vekili ve katılma yoluyla davacı-davalı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı adına kooperatif üyeliği edinildiğini, peşinat bedeli dahil tüm ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 90.000,00 TL alacağın tahsilini, mümkün olmaması halinde taşınmazın müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; davalı-davacının banka hesabında bulunan 90.000,00 TL'yi başka bir hesaba aktardığını, banka hesabındaki birikimlerin de edinilmiş mal olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir.

3. Davacı-davalı erkek vekili 17.07.2023 tarihli dilekçesinde; asıl dava dilekçesinindeki talep miktarının 20.000,00 TL'sinin değer artış payı alacağı, 70.000,00 TL'sinin katılma alacağı olduğunu açıklayarak ve talep miktarını artırarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacak miktarını katılma alacağı yönünden 887.617,50 TL, değer artış payı alacağı yönünden 382.800,00 TL olmak üzere toplam 1.270.417,50 TL alacağın boşanma dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kooperatife evlenmeden önce müracaat ederek üye olduğunu, peşinat olarak 30.000,00 TL'yi müvekkilinin arkadaşından aldığını, davacı-davalının ödemelere katkısının olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde de; müvekkilinin para kaçırmadığını belirterek; birleşen davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı-davacı kadın vekili 08.08.2023 tarihli dilekçesinde; davacının ıslah dilekçesini 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra sunduğunu belirterek, ıslah dilekçesinde karşı zamanaşımı def'inde bulunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.12.2009 tarih ve 2009/811 Esas, 2009/957 Karar sayılı kararı ile; tarafların henüz boşanmadıkları, mal rejimi henüz sonra ermeden davaların açıldığı gerekçesiyle; dava şartı oluşmadığından davaların reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.06.2010 tarih ve 2010/1425 Esas, 2010/3458 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece, boşanma davasının sonucu beklenerek elde edilecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği; kabule göre de davacı-davalı tarafından açılan birleşen dosyada yargılama oturumu açılmadığı gibi davalı-davacı vekili tarafından cevap dilekçesi de verilmediği; diğer yönden Mahkemece asıl ve birleşen dava yönünden belirlenen vekâlet ücretinde karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7 nci maddesinde açıklanan tarife gereklerine uyulmadığı belirtilerek; hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;, evlilik birliği içerisinde 92.500,00 TL kooperatif ödemesi yapıldığı, davacı-davalının evlilik öncesi dönemde yaptığı ödemelerin mal tasfiyesi kapsamında talep edilemeyeceği, davalının evlilik birliği içinde yapılan ödemelerin kişisel malı olduğunu ispatlayamadığını, kooperatif için yapılan tüm ödemeleri 124.250,00 TL olup evlilik birliği içinde yapılan ödemelerin oranının binde 742 olduğu, taşınmazın boşanma dava tarihindeki son halinin karar tarihine en yakın değeri 2.392,500,00 TL olduğu, davacının 887.617,50 TL katılma alacağı bulunduğu; boşanma kararının 17.07.2013 tarihinde kesinleştirildiği, işbu davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan ıslah edildiği; taşınmazın tapu kayıtlarında taşınmazın dubleks olarak kaydedilmediği, talep edilen diğer dairenin davalı-davacı adına kayıtlı olmadığı, resmi kayıtlara bağlı kalınarak karar verildiği; birleşen davada davacının katkı payı talebinde bulunduğu, öncelikle kendi katkısını ispatlaması gerektiği, davacının katkısını ispatlayamadığı; kaldı ki, evlilik birliği içerisinde yapılan harcamaların kural olarak eşlerin ortak rızalarıyla yapıldığı kabul edilmekte olup davacının mal kaçırma niyetiyle üçüncü kişilere havale yapıldığı iddiasını da ispatlayamadığı gerekçesiyle; davalının zamanaşımı def'inin reddine, asıl davanın kısmen kabulü ile, 887.617,50 TL'nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine; birleşen davada talep edilen katkı payı alacağı talebinin de reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili ve davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

1. Dairenin 28.03.2024 tarih ve 2024/1532 Esas, 2024/2192 Karar sayılı kararı ile, asıl dava yönünden; davalı-davacı tarafa kesinleşme şerhinin düzeltilmesi için süre ve imkan verilerek sonucuna göre zamanaşımının dolup dolmadığının belirlenmesi gerektiği; tasfiyeye konu taşınmazın mal rejiminin sona erdiği tarihte natamam olduğuna yönelik kabulü yerinde ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli olmadığı, Mahkemece, tasfiyeye konu taşınmazın mal rejiminin sona erdiği tarihteki inşaat seviyesine yönelik bilimsel kriterlerin açıkça yazıldığı denetime elverişli şekilde yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği; davalı-davacı kadının kooperatife 10 ve 12 (öncesi 11) nolu bağımsız bölümler karşılığında üye olduğu, boşanma dava tarihinden sonra 12 (öncesi 11) nolu bağımsız bölüme karşılık gelen üyelik hakkını 29.11.2012 tarihinde annesi ...'e devrettiği, davalı-davacı kadının boşanma dava tarihine kadar ödediği kooperatif aidatlarının her iki bağımsız bölümün karşılığı olan üyelik hakkına istinaden olduğu ve 29.05.2015 tarihinde 10 nolu bağımsız bölümün davalı-davacı kadın adına, 12 nolu bağımsız bölümün de davalı-davacının annesi ... adına ferdileşme nedeniyle tescil edildiği, mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinde davalı kadın adına 10 ve 12 (öncesi 11) nolu bağımsız bölümler karşılığında kooperatif üyeliği olduğu anlaşılmakla, Mahkemece, mal rejiminin sona erdiği (27.05.2008) tarihte mevcut olan 12 (öncesi 11) nolu bağımsız bölüme karşılık gelen kooperatif üyeliği de gözetilerek artık değere katılma alacağına belirlenmesi gerektiği belirtilerek taraf vekillerinin zamanaşımı def'i, tasfiyeye dahil edilecek mal ve tasfiye konusu malın durumuna yönelik temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre davacı erkek vekilinin faize yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve taraf vekillerinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. Kadının açtığı birleşen dava yönünden; işbu dava yönünden bir bozma kararı olmadığı ve 20.07.2016 tarihinden sonra ilk defa nihai karar verildiğinden işbu dava yönünden verilen karar istinaf incelemesine tabi olduğu belirtilerek kadının açtığı birleşen dava yönünden istinaf incelemesi yapılması için ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmek üzere dosyanın Mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili ve katılma yoluyla davacı-davalı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

1. Davalı-davacı kadın vekili karar düzeltme dilekçesinde; davacı-davalının dava dilekçesinde tapu iptal ve tescil ile ödediğini iddia ettiği 90.000,00 TL'nin tahsilini talep ettiği, Mahkemenin talep dışına çıkarak mal rejiminin tasfiyesine yönelik karar verdiğini, müvekkilinin açtığı birleşen davanın Bölge Adliye Mahkemeleri göreve başlamadan önce açıldığını, usul ekonomisi ve alacakların aynı davada takasa konu olması bakımından birleşen dava yönünden de temyiz incelemesi yapılması gerektiğini, taşınmazın kaçak yapı olduğundan ekonomik değerinin olmadığını, davacının sonradan talep sonucunu değiştirmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, her iki taşınmazın müvekkiline ait olduğuna yönelik bozmanın hatalı olduğunu, alınmazın evlenme tarihinden önce edinildiğini, kooperatiften bir kişinin birden fazla daire almasının yasa gereği mümkün olmadığını, dairenin ayrı ayrı iki daire değil dubleks tek daire olarak değerinin hesaplanması gerektiğini belirterek kararının düzeltilmesini talep etmiştir.

2. Davacı-davalı erkek vekili karar düzeltme dilekçesinde; davanın süresinde açıldığını, müvekkilinin alacağının eksik ve hatalı hesaplandığını, Mahkemece kısmen reddedilen hususun faize yönelik mi yoksa başka bir hususa yönelik mi olduğunun anlaşılamadığı belirterek kararının düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, zamanaşımın dolup dolmadığı, taşınmazın niteliği ve durumu, tasfiyeye dahil edilecek mal, kişisel mal savunması ve ispatı, denkleştirmenin doğru yapılıp yapılmadığı, hukuki nitelendirme, ıslah, talep, katkının ispatı, faiz noktasında toplanmaktadır. Dava, kaydın iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katkı payı ve katılma alacağı ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 31 inci maddesi, 33 üncü maddesi, 90 ve devamı maddeleri, 107 nci maddesi, 109 uncu maddesi, 111 inci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, geçici 440 ıncı maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ncı maddesinin birinci fıkrası; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ve devamı maddeleri, 646 ncı maddesi; 2004 sayılı Kanun'un 40 ıncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle kısmen bozulmuş, kısmen geri çevrilmiş olup, temyiz ilamında yer alan açıklamalara, göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 2.320.000 TL para ceza ile 891.50 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenlerden tahsiline,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.