"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1141 E., 2023/1882 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Uşak 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/206 E., 2021/107 K.
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 16.01.2009 tarihinde evlendiklerini, ortak bir çocuklarının olduğunu, tarafların Uşak 1.Aile Mahkemesinin 2015/242 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, düğün sırasında müvekkiline 12 adet Adana burgusu toplam 367 gram bilezik, 11 adet cumhuriyet altını, 1 adet tam büyük altın, 2 adet yüzük takıldığını, takıların kadından alındığını belirterek ziynet eşyaları ile dava dilekçesi ekindeki çeyiz eşyalarının müvekkiline iadesine, olmadığı takdirde, bilirkişi tarafından tespit edilecek bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarını kabul etmediklerini, düğünde 7 adet Adana burgusu bilezik, 5 adet yarımlık altın, 1 adet yüzük takıldığını, 1 adet tam büyük altın olarak belirtmiş olduğu altını davalı ...'ın dedesi verdiği için ...'ın kişisel malı olduğunu, davacının belirtilen takıları hiç bir zaman müvekkiline vermediğini, haricen duyumlarına göre davacının bu altınları bozdurarak ve ailesinden destek alarak başkası üzerine ev aldığını, davacının eşyaları götürürken ..., damadı ..., ... ve ...'inde yanında bulunduğunu, davalının evinde davacıya ait bir eşyanın bulunmasının mümkün olmadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... davacının dava dilekçesinde müvekkiline 12 adet adana burgusu olarak tabir edilen toplam 360 gram bilezik, 11 adet cumhuriyet altını, 1 adet tam büyük altın, 2 adette yüzük takıldığını, tüm bunların davalı tarafından evlendikten kısa bir süre sonra alındığını, takıların davalı istediği için, kendisine geri alması koşuluyla müvekkilinin verdiğini, davalının uzun süre oyaladığını, 2015 yılında da taraflar arasında boşanma davası açıldığını, davalının müvekkilini evden attığını, dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte talep ve dava ettiği, davalı cevap dilekçesinde davacının bu takıları hiç bir zaman davalıya vermediğini, bu altınları bozdurarak ve ailesindende destek alarak kendisine ait olmak üzere bir başkası adına ev aldığını ve davanın reddi gerektiğini savunduğu, davacı kadın tanığı ... davacının gece evine geldiğini kendisini barıştırmalarını istediği, davacıyla birlikte gece davalıların gittiğini, davalının barışmayı kabul etmediğini, bunun üzerine davacınında "davalıdan ben altınlarımı istiyorum" dediğini, davalının "altın felan yok biz onlarla arsa aldık" dediğini, daha sonra davacıyla birlikte evden ayrıldıklarını beyan ettiği, davacı kadın tanığı ... tarafların evlendikten sonra arsa aldıklarını, arsaya kaça aldıklarını bilmediğini beyan ettiği, taraflar arasında Uşak 1.Aile Mahkemesinin 2016/180 Esas sayılı dosyasıyla görülen katılma alacağı dava dosyasından verilen 18/07/2019 tarih, 2019/493 Karar sayılı kararda davalı adına kayıtlı arsa niteliğinde bir taşınmaz olduğu, bu taşınmazın boşanma dava tarihinden kısa bir süre önce satıldığı için taraflar arasındaki katılma alacağına eklenecek değer olarak eklenmesine karar verildiği, davalı tanıkları tarafların yaklaşık 5-6 yıl birlikte yaşadıklarını, bu süre içerisinde altınların davacıda kaldığını, daha sonra sadakatsizlik yaptığını, evden ayrılmadan 4-5 ay önce nasıl olsa bu olay meydana çıkacak diye planladığını, evden ayrılmadan 4-5 ay önce altınları kendisinde görmediğini beyan etmişler ise de davalı tanıklarının beyanlarının altınların davalı erkek tarafından alındığı zamana ait olmadığından beyanlarına itibar edilmediği, Yargıtay'ın bu konudaki müstekar içtihatlarına göre evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılacağı ve artık onun kişisel malı niteliğini kazandığı, bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin ispatlanması halinde erkek almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulacağı, ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini ispat yükünün davalı erkekte olduğu, davalı erkeğin bu durumu ispat edemediğinde dava konusu ziynet eşyalarını kadına iadeyle mükellef olduğunun belirtildiği, dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafından arsa alınmak için evlenmelerinden kısa bir süre sonra davacıdan alındığı, bu hususun Uşak 1.Aile Mahkemesinin 2016/180 Esas sayılı dosyası, davacı tanıklarının beyanlarıyla sabit olduğu, dava konusu ziynet eşyalarının tekrar iade edilmemek üzere kendisine verildiği hususunun davalı tarafından iddia ve ispat olunmadığı, davalının dava konusu ziynet eşyalarını davacı kadına iade ile mükellef olduğu, dava konusu ziynet eşyalarının davacıya hediye edilmiş eşyalar olduğu, ziynet eşyalarının aynen yada olmadığı takdirde karşılığının hibe edilmediği sürece kadına iade edilmesi gerektiği, dinlenen tanık beyanıyla da ziynet eşyalarının davacı tarafından davalıya bağışlanmadığının sabit olduğu, bu hususun davalı tarafça iddia ve ispat edilemediği, dava konu edilen ziynet eşyalarının değerlerinin mahkememizce bilirkişi marifetiyle tespit ettirildiği, davacının davalı aleyhine açmış olduğu sübut bulan davanın kabulü ile 76.284,00 TL değerindeki ziynet eşyalarının davalı tarafından davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 5.000,00.TL'lik kısmına dava tarihinden, ıslah edilen 71.284,00 TL'lik kısmına ise ıslah tarihi olan 26/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 9 adet Adana burgusu bilezik, 22 ayar 30,00 gram x 270 gram x 226,00 TL = 61.020,00 TL, 6 adet cumhuriyet altını (100'lük ziynet altını) 6 x 1.600,00 TL = 9.600,00 TL, 1 adet tam altın (250'lik ziynet altını) x 4.000,00 TL= 4.000,00 TL, 2 adet 14 ayar yüzük toplam 8 gram x 150,00 TL+işçilik= 1.664,00 TL toplam: 76.284,00 TL değerindeki ziynet eşyalarının davalı tarafından davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının toplam değeri olan 76.284,00 TL'nin 5.000,00 TL'lik kısmına dava tarihinden, ıslah edilen 71.284,00 TL'lik kısmına ise ıslah tarihi olan 26.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafın, gerekçeli kararda belirtiği şekilde ziynet eşyalarının arsa alımı sırasında davacıdan alındığına dair bir iddianın olmaması sebebiyle ve yerel mahkemenin böyle bir gerekçe ile ziynet eşyalarının iadesine karar verileceğine dair hiç bir delil olmaması sebebiyle, davacı tarafça dayanılmayan arsa alımı sırasında ziynetlerin kullanıldığına dayanılarak davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;" fotoğraf ve video kayıtlarından 9 adet 22 ayar toplam 270 gram Adana burması, 6 adet Cumhuriyet altını, 1 adet tam altın ile 2 adet 14 ayar toplam 8 gram altın yüzüğün varlığını ispat etmiştir. Dosya kapsamında dinlenen davacı tanıklarından ...'ın verdiği ifadesinde; davacı kadının gece vakti evine gelerek davalı ile barıştırmasına aracı olmasını istediğini bunun üzerine kadınla birlikte barıştırmak için evlerine gittiklerinde davalı erkeğin kadınla barışmak istemediğini söylediğini, davacı kadının altınlarını istemesi üzerine, davalı erkeğin altınlarla arsa aldığını söylediğini, diğer davacı tanıklarından ... ile ...'ın ifadelerinde ise, davacının, kocasının kendisini dövdüğünü söyleyerek evinden ayrıldığını, evden çıkarken ayağında terlikle çıktığını, üzerinde ziynet eşyalarının olmadığını gördüklerini beyan ettikleri anlaşılmaktadır. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. (HMK m. 255) Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerinin kabulünü gerektiren herhangi bir delil ve olgu da yoktur. Bu sebeple, kural olarak görgüye dayalı tanık sözlerine değer verilmesi gerekmektedir. Mahkemenin dayanak yaptığı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağının görüldüğü Uşak 1. Aile Mahkemesinin 2016/180 Esas, 2019/493 Karar sayılı dosyasının konusunu teşkil eden taşınmazlardan Uşak İli Merkez İlçesi ... Mahallesi ... Mevkii 3417 Ada, 5 Parselde kayıtlı 196 m2 arsa vasıflı taşınmazın evlilik birliği içinde 02.08.2010 tarihinde satın alındığı ve boşanma davasının açılmasından kısa süre önce 12.01.2015 tarihinde satıldığı görülmüştür. Bu açıklamalar doğrultusunda, mahkemenin dava konusu edilen ve bilirkişi marifetiyle tespit edilen 9 adet 22 ayar toplam 270 gram Adana burması, 6 adet Cumhuriyet altını, 1 adet tam altın ile 2 adet 14 ayar toplam 8 gram altın yüzükten ibaret ziynet eşyalarının davalı tarafından arsa alınmak amacıyla evlendikten sonra davacı kadından alındığı ve sonrasında kadına iade edilmediğinin ispatlandığına ilişkin kabulünde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. "gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan davanın kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.