Logo

2. Hukuk Dairesi2024/832 E. 2024/8201 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma ve ziynet alacağı davasının reddine ilişkin istinaf kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3342 E., 2023/2078 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/285 E., 2022/413 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir/iştirak nafkası, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir- yoksulluk nafakası, müvekkilinin ziynet eşyalarının aynen iadesini, aksi halde değerinin nakden tazmini ile müvekkili lehine 30.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini dava ve talep etmiş, davacı vekili 23.06.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.000,00 TL'lik ziynet eşyası alacağını 54.345,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların Emirdağ'da 4 yıl evli kaldıkları, nüfus kayıtları incelendiğinde davacı 4 yıl boyunca ikametini Emirdağ ilçesine aldırmadığı, 2007 yılından bu yana Şanlıurfa' da ikamet ediyor göründüğü, dolayısıyla davalı, ikametgahını yasal olarak bildirmediği ve davayı Şanlıurfa' da açtığı, bu nedenle tarafların boşanmaları konusunda yetkili mahkemenin Emirdağ asliye hukuk (aile mahkemesi sıfatıyla) mahkemesi olduğu, davacının şiddet hakaret iddiaları tamamen asılsız olduğu,bu nedenle de ortak çocuğun velâyet hakkının kalıcı olarak davalıya verilmesini , boşanmak istediğini kendi davasının kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... davacı her ne kadar davalı erkeğe kusur isnadında bulunarak boşanma talebinde bulunmuşsa da hem kadının hem erkeğin tanıklarının beyanı hem de kadının kolluktaki ifadesine tarafların dava açıldıktan sonra tarafların bir araya geldiği ve 25.12.2020 tarihine kadar beraber yaşadığı ortaya konulduğundan davalı erkeğe isnat edilen kusurlu eylemlerin kadın tarafından affedilmiş sayılacağından davacının boşanma talebinin reddine, davalının iddialarının değerlendirilmesinde ise davalı her ne kadar davacı kadına kusur isnadında bulunarak boşanma talebinde bulunmuşsa da hem kadının hem erkeğin tanıklarının beyanı hem de kadının kolluktaki ifadesine tarafların dava açıldıktan sonra bir araya geldiği ve 25.12.2020 tarihine kadar beraber yaşadığı ortaya konulduğundan davacı kadına isnat edilen kusurlu eylemlerin affedilmiş sayılacağından davalının iddialarının da dikkate alınmadığı, davacının ziynet eşyası talebine yönelik yapılan değerlendirmede de; kadının iddiası, kadına takılan altınların koca tarafından kadından alındığı geri verilmediği kadının en son eşyalarını almadan evden ayrıldığı yönündedir. Erkeğin iddiası, kadının ziynet eşyalarını kardeşine gönderdiği, normalde kadının hastaneye gittiğinde bile yanında götürdüğü, kadının hastanede ameliyat olduğu, burada erkeğin kadının altınları kardeşine verdiğini söylediği, ziynet miktarının abartılı olduğu yönündedir. Davacı kadın her şeyden önce ziynet eşyalarının mevcudiyetini ispatlamalıdır. Kadın bunların mevcudiyetini tanıklarının beyanlarıyla ortaya koymuştur. Dinlenen davalının tanık beyanlarına göre kadının Urfa iline baba evine gittikten sonra üzerinde ziynet eşyalarının olmadığı, erkeğin ziynetleri sorunca kocaya seni ilgilendirmez dediği anlaşılmakla davacı tarafından ispat edilemeyen ziynet eşyası davasının da reddine karar verilmesi gerekmiştir..." gerekçesiyle boşanma ve ziynet alacağı davalarının reddine, çocuk yararına aylık 300,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 700,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın tüm talepleri yönünden kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf taleplerinin esastan reddine, ziynet alacağı yönünden kesin olmak üzere karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; reddedilen boşanma davası ve tedbir nafakası miktarları yönünden kararın bozulması istemiyle temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davasının reddi kararının doğru olup olmadığı ve tedbir nafakası miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı ve 169 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.