"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1158 E., 2023/2200 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/133 E., 2023/144 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle boşanma davasının reddine, nafaka davasının kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin ortak konut açmadığını, erkeğin ve ailesinin şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, sürekli baskı yaptığını, düğünü ertelediğini, ortak çocuğu istemediğini belirterek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağının erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı- karşı davalı kadın vekili 21.04.2020 tarihli dilekçe ile yargılama sırasında doğan ortak çocuk için 1000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının psikolojisinin bozuk olduğunu, annesinin sözünden çıkmadığını, şahsi temizlik alışkanlığı olmadığını, en ufak bir tartışmada yaşamak istemediğini, ölmek istediğini söylediği, müvekkiline ''Senin kölen mi var'' diyerek tartışma çıkardığını, müvekkilin babasının 15.06.2019 tarihinde vefat etmesi nedeniyle düğünü ertelemek istediğini, kadının annesinin sözüyle hareket ettiği için evi terk ettiğini, çocuğu da aldırmak istediğini belirterek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, davalı- davacı lehine yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- karşı davacı erkeğin, davacı- karşı davalı kadını ailesiyle telefonda görüştürmediği, yüzyüze görüşmelerine ve birbirlerine gidip gelmelerine izin vermediği, kadını ve ortak çocuğun doğmasını istemediği, çocukla ilgilenmediği, taraflar için ayrı bir ortak konut tahsis etmediği, davacı -karşı davalı kadının ise, davalı- karşı davacının babasının vefat etmesi nedeniyle düğün tarihinin ertelenmesine karşı çıktığı, düğünün daha erken tarihte yapılmasını talep ettiği ve bu olaydan sonra ayrılarak ailesinin yanına gittiği ve tarafların o tarihten sonra bir araya gelmedikleri, erkeğe yönelik "ayaklarımın üzerinde durabilirim, senin hizmetçin değilim, senin ailene hizmet etmek istemem, zoruma gidiyor, sen neci oluyorsun, sen kim oluyorsun da ben senin lafını tutacağım ..'' şeklinde söylemlerde bulunduğu, saygı göstermediği, karşı geldiği, eş yerine koymadığı, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimi nazara alınarak velâyetin anneye tevdiine, çocuk yararına 400,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının 28.06.2022 tarihi itibariyle 600.00,00 TL'ye çıkarılmasına, 600,00 TL iştirak nafakasına, kadının çalıştığı ve boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceğinden tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, eşit kusur sebebiyle tarafların tazminat taleplerinin reddine, ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve nafakalar ile çocuk için hükmedilen nafakanın miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve velâyet yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadına yüklenen kusurların görgüye dayalı tanık beyanları ile sabit olduğu, ayrıca ''Erkeğin ablasına eski nişanlısından bahsettiği, kişisel temizliğine özen göstermediği, birkaç kez yaşamak istemediğini söylediği'' yönleriyle de kusurlu olmasına rağmen ilk derece mahkemesince bu hususlarda kadına kusur verilmemesinin hatalı olduğu, diğer yandan erkeğin Yüksekova'da sözleşmeli er olarak çalıştığı, kadının Karaman'da okuduğu ve yurtta kaldığı, kadının erkeğin ailesi ile birlikte yaşamaması nedeniyle kendi ailesi ile rahatça görüşebileceği dikkate alınarak, erkeğe ''Kadını ailesi ile telefonda görüştürmediği, yüz yüze görüşmelerine ve birbirlerine gidip gelmelerine izin vermediği'' yönünde kusur yüklenmesinin doğru olmadığı, İlk Derece Mahkemesince davalı -davacı erkeğe yüklenen diğer kusurların görgüye dayalı tanık beyanları ile sabit olduğu, erkeğin kendisi tarafından sunulan mesaj kayıtları ile de sabit olduğu üzere, kadına ''A..na koyum, ruh hastası, her bokta vs.'' gibi sözlerle hakaret ve küfür etme vakıasının da gerçekleştiği, sonuç itibariyle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduğu, iştirak nafakası miktarının az olduğu, 4721 sayılı Kanunun 169 uncu maddesi uyarınca tedbir nafakası talebinin, tarafların gelirlerinin denk olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddinin hatalı olduğu belirtilerek tarafların kusura; kadının nafakalara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, bu hususlarda yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadın yararına aylık dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL olarak takdir edilen ve 22.10.2020 tarihinden itibaren aylık 450,00 TL'ye çıkartılan tedbir nafakasının Daire karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuk yararına hükmedilen 600,00 TL tedbir nafakasının Daire karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına, 1.000,00 TL iştirak nafakasına, tarafların sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ile istinaf yargılama giderlerinin yükletilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin 04.11.2023 tarihinde işten ayrıldığını ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velayet, kadın lehine hükmedilen nafakalar, erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, her iki boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 inci, 330 uncu, 331 inci ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.