Logo

2. Hukuk Dairesi2024/869 E. 2024/3877 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eşlerden birinin rızası olmadan, aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Aile konutu olarak kullanılan taşınır nitelikteki konteynerlerin bulunduğu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin, 4721 sayılı TMK m.194'e göre aile konutu korumasından yararlanılarak kaldırılamayacağı ve konteynerlerin ipotek tesis tarihinde aile konutu olarak kullanıldığının ispatlanamaması gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/845 E., 2022/1996 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erdek Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/93 E., 2021/301 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak kararda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ...'ün evli olduğunu, aile konutu olarak kullanılan dava konusu taşınmazda davacının rızası ve bilgisi olmaksızın diğer davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, icra yoluyla taşınmazın satış işlemlerine başlandığını, ipotek ile davacının aile konutu üzerindeki haklarının rızası olmadan sınırlandırılmış olması nedeniyle ipotek işleminin geçerli olmadığını, bankanın basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünün bulunduğunu, eksperler vasıtası ile kıymet takdiri yapılırken bu taşınmazın aile konutu olduğunu bilebilecek durumda olduğunu, bu nedenle iyiniyet hükümlerinden yaralanmasının düşünülemeyeceğini iddia ederek ipoteğin kaldırılmasına, taşınmazın satışı halinde telafisi güç ve imkânsız zararlar doğabileceğinden yargılama sürecinde icra takibinin durdurulmasına ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalılardan ...'e 20.03.2018, bankaya 15.03. 2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve davalılar davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 04.04.2019 tarihli ve 2018/81 Esas ve 2019/121 Karar sayılı kararı ile, keşif ve bilirkişi raporu değerlendirildiğinde, dava konusu yapının bar, disko, müzikhol mahiyetinde olduğu, ailenin yaşamını sürdürdüğü yerin aynı alan üzerinde bulunan konteynerler olduğu ve konteynerlerin de niteliği gereği taşınır yapı olduğu dikkate alındığında aile konutu olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 01.03.2021 tarih ve 2019/1392 Esas, 2021/308 Karar sayılı kararı ile davacının aile konutu olarak kullanıldığını iddia ettiği konteynerler keşif sırasında görülmesine rağmen, bilirkişi raporlarında bu alanın kaç metrekare olduğunun belirtilmediği ve krokide açıkça gösterilmediği, eksik araştırma ile karar verilmesinin doğru olmadığı, bilirkişiden aile konutu olarak kullanılan kısım hakkında metrekare olarak miktarı da krokide gösterilmek suretiyle ek rapor alınarak dava konusu yerin aile konutu vasfında olup olmadığı değerlendirilip karar verilmek üzere kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine ve davalı bankanın tedbirin kaldırılmasına ilişkin talebi hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; basiretli tacir olan davalı bankanın taşınmazda gerekli incelemeleri yapıp üzerindeki taşınır ve taşınmazların aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığını araştırarak ona göre hareket etmesi gerektiği, aile konutu şerhinin ipotek tesisinden sonra konulmasının aile konutunda feragat anlamına gelmeyeceği ve taşınmazın aile konutu olarak kullanılan konteynerlerin bulunduğu 42 metrekare alana isabet eden kısmının aile konutu olduğu, bu bölümün ipotek değerine oranlanmak sureti ile kabul ve ret değerleri belirlenerek yargılama gideri vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile; davanın kısmen kabulü ile taşınmazın konteynerlerin bulunduğu 42 metrekare alana isabet eden kısmındaki ipoteğin kaldırılmasına, alınması gerekli 269,16 TL' den peşin alınan 31,40 TL' nin mahsubu ile bakiye 237,76 TL' nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı tarafından yatırılan 5.091,85 TL tamamlama harcının kararın kesinleşmesine müteakip istek halinde davacıya iadesine, davacı tarafından yapılan 842,48 TL yargılama gideri 253,80 TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.096,28 TL'den, davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 14,39 TL'nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 269,16 TL vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 29.174,18 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı bankaya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ve davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın konteynerlerin bulunduğu bölüm dışındaki kısımlarında da ailenin hayvancılık yaparak geçimlerini sağladığını, bu sebeple taşınmazın tümünün aile konutu olarak kabul edilmesi gerektiğini, mahkemece kabul ve red değerleri belirlenerek yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin konteynerlerin fiilen aile konutu olarak kullanıldığını tespit edilmesi gerektiğini, konteynerlerin varlığının tek başına aile konutu iddiasını desteklemeye yeterli olmadığını, davanın amacının dava konusu taşınmazın satış işlemlerini sürüncemede bırakmak olduğunu ve davanın tümden reddi gerektiğini belirterek kararın kaldırılıp davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kısmen reddedilen davası ile yargılama gideri vekâlet ücreti yönlerinden temyiz talebinde bulunmuştur.

2.Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığı, davacının kötü niyetli olduğu özellikle bar müzikhol olarak kullanılan yeri kurtarmaya çalıştığını, taşınabilir konteynerin konut sayılamayacağı, davanın reddi gerektiğini belirterek kararın kısmen kabul edilen bölümünün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan ve aile konutu olarak kullanılan konteynerler nedeniyle taşınmaz üstündeki ipoteğin kaldırılıp kaldırılmayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci, 371 inci, 374 üncü, 375 inci, 378 inci ve 379 uncu maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun)194 üncü maddesi.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davalı banka vekilinin temyiz itirazlarına gelince

4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin 1 inci fıkrası "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmünü amirdir. 194 üncü maddenin gerekçesinde aile konutu "eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı anılarla dolu bir alan" olarak tanımlanmıştır.

4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi malik olmayan eşe aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış ve eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerini diğer eşin rızasına bağlayarak hukukî işlem özgürlüğünü aile birliğinin korunması amacıyla sınırlandırmıştır.

Somut yargılamanın konusu, davacının eşi olan davalı ...'ün maliki olduğu taşınmaz üzerinde diğer davalı banka tarafından konulan ipoteğin kaldırılmasına ilişkindir. Mahkemece yapılan keşifte taşınmaz üzerinde davacı ve eşi tarafından aile konutu olarak kullanılan iki adet konteynerin bulunduğunun tespit edilmesi üzerine, taşınmazların konteynerlerin bulunduğu 42 metrekarelik alanına isabet eden bölümü üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

Konteyner "uluslararası standartlara sahip taşımacılık sistemi içinde verimli, güvenli ve hasarsız bir şekilde malzeme taşıması için üretilmiş, yeniden kullanılabilir çelik kutu şeklinde yapı" olarak tanımlanmakta olup değişik amaçlar için kullanılabilmektedir. Konteynerlar taşınır mal niteliğindedir. 4721 sayılı Kanun'un 194 ücü maddesinin gerekçesinde aile konutu "eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı anılarla dolu bir alan" olarak tanımlanmış olup bu tanım kapsamında eşlerin yaşam alanı olarak kullanılan konteynerlerin aile konutu olarak kabul edilmesi mümkündür.

Taşınır eşya niteliğindeki konteynerin aile konutu olarak kullanılmasının bir sonucu olarak bu eşya üzerinde diğer eşin rızası olmadan tasarrufta bulunulması (örneğin rehin verilmesi, satılması, kiralanması gibi) halinde aile konutu korumasından yararlanması söz konusu olabilecektir. Somut yargılamanın konusu ise, aile konutu olarak kullanılan taşınır eşya niteliğindeki konteynerlerin eşin rızası olmaksızın rehin verilmesi olmayıp konteynerin bulunduğu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ilişkindir. Taşınır eşyanın aile konutu olarak kullanılması, bu eşyanın bulunduğu arazi üzerindeki ipoteğin aile konutu korumasından yararlanarak kaldırılmasına gerekçe teşkil etmez. Taşınır eşyanın başka bir araziye de konulması mümkündür.

Kaldıki, aksi kabul edildiği takdirde dahi, dosya kapsamındaki muhtarlık belgesine göre davacı ve eşi davaya konu taşınmazdaki konteynerlerde 01.01.2024 tarihinden itibaren ikamet etmekte olup taşınmaz üzerindeki ipoteğin tesis edildiği tarih olan 08.02.2012'de konteynerlerin aile konutu olarak kullanıldığı ispatlanamamıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Davalı banka vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi ORTADAN KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden bankaya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.