Logo

2. Hukuk Dairesi2024/880 E. 2024/8221 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair değerlendirmesi ve hükmettiği velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hukuka uygun olduğu gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1479 E., 2023/1741 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/268 E., 2022/282 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 14.08.2017 tarihinde evlendiklerini, ortak bir çocuklarının bulunduğunu, davalının iş bahanesiyle müvekkilinin üzerinden kredi çektirdiğini ve borcunu ödemediğini, davalının müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını ve eve geç saatlerde geldiğini, müvekkili ile ilgilenmediğini, hamileliği sırasında da müvekkilini yalnız bıraktığını, davalının erkek kardeşinin de kendileriyle birlikte yaşadığını, bu nedenle tarafların müvekkilin istediği bir şekilde evlilik hayatlarının olmadığını, davalının davacı kadına karşı hakarette bulunduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocuğun velâyetinin davacıya verilmesini, ortak çocuk için aylık 2.500,00 TL tedbir- iştirak nafakasına hükmedilmesini, müvekkili lehine aylık 2.500,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, ayrıca davacı lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminat takdirine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalının süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 2021 yılı başından bu yana ayrı yaşadıkları, davacı kadının 02.03.2022 tarihinde doğum yaptığı, doğumdan önce bakımının daha iyi olacağı için eşi tarafından Bolu'ya anne-babasının evine gönderildiği, doğumdan sonra ailesinin evinde 6 ay kadar daha kaldığı, sonra davalı eşin gelip davacıyı ve bebeği müşterek haneleri Nallıhan'daki evlerine götürdüğü, 3 ay kadar Nallıhan'da kaldığı, davacı kadının erkek kardeşinin düğünü için tekrar Bolu'ya geldiği, Nallıhan'daki evleri sobalı, soğuk olduğu ve davalının kaloriferli ev kiralayamadığı ve bakamıyorum dediği için Bolu'da kalmaya devam ettiği, davacı tanığı davacını erkek kardeşi ...'nin görgüye dayalı beyanına göre zaman zaman tarafların Nallıhan'daki evlerine ziyarete gittiği, yatılı kaldığı, eniştesinin akşamları eve hep geç geldiği, davalının erkek kardeşi o zamanlar 27 yaşında olan ...'nin taraflarla birlikte aynı evde yaşadığı, davacı tanığı davacının kardeşi ...'nin görgüye dayalı beyanına göre tanığın hafta sonları tarafların müşterek evine gittiği, davalının geceleri saat 02:00-03:00'de eve geldiği, cumartesi günü saat 11:00 -12:00'da işe gittiği, o saate kadar uyuduğu, babasının mobilya dükkanında çalıştığı, eniştesinin erkek kardeşinin de aynı evde kaldığı, tanığın müşterek konuta gittiği zamanlarda erkeğin kardeşinin evde kalmadığı, davacı tanığı ...'nin beyanına göre de davalının erkek kardeşinin taraflarla birlikte aynı evde yaşadığı, vakıasının sabit olduğu, davacı kadının hamileliği ve doğum sonrasında davalının birlik yükümlülüklerini yerine getirmediği, davacı tanığı ...'nin görgüye dayalı anlatımına göre, çocuk doğduktan sonra davacı kendi ailesinin evinde kalırken davalının yılbaşında ziyarete geldiği, çocuğa takılan altınları arabanın sigortasını yaptırmak için istediği davacının kabul etmemesi nedeniyle tartıştıkları, davalının "ben boşanacağım" dediği , "anasını s...yim "dediği hakaret ettiği, vakıalarının sabit olduğu anlaşılmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına karar verilmesine, müşterek çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, ara karar ile dava tarihi 02.06.2021'den itibaren geçerli olmak üzere davacı kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakasının, 02.03.2020 doğumlu ortak çocuk ... lehine aylık 250,00 TL; 02.06.2022 tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın için aylık 500,00 TL, ortak çocuk için aylık 350,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınıp davacı kadına ödenmesine, fazla talebin reddine, tahsilde tekerrür olmayacak şekilde kararın kesinleşmesine kadar devamına, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun ( 4721 sayılı Kanun ) 175 inci maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden başlamak üzere davacı kadın için aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınıp davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kararın kesinleşme tarihinden başlamak üzere ortak çocuk 02.03.2020 doğumlu ... için aylık 400,00 TL iştirak nafakasının davalı taraftan alınarak çocuk için harcanmak üzere velâyet verilen davacı anneye ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, boşanmaya sebep olan olaylarda kusursuz kabul edilen davacı kadının boşanma nedeniyle en azından davalının maddî desteğini kaybettiğinden karar kesinleştiğinde 15.000,00 TL maddî ve boşanmaya sebep olan hakaret, davalının erkek kardeşinin taraflarla birlikte yaşaması nedeniyle evlilik hukukuna göre davacı kadının kişilik hakları ihlal edildiğinden 25.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunda özetle; yerel mahkemece kusur değerlendirilmesinin hatalı yapıldığını, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini, davacı kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile nafakaların hukuka aykırı olduğundan İlk Derece Mahkemesi tarafından verilmiş olan kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; yerel mahkemece kusur değerlendirilmesinin hatalı yapıldığını, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini, davacı kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile nafakaların hukuka aykırı olduğundan bahisle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun hangi eşten kaynaklandığı; kadının nafaka ve tazminat taleplerinin kabulünün ve nafaka ile tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, müşterek çocuğun velâyetinin davacı kadına verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı ve çocuk lehine hükmedilen nafakanın miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.