Logo

2. Hukuk Dairesi2024/900 E. 2024/8754 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, yerel mahkemenin boşanma, velayet, nafaka ve tazminata ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1412 E., 2023/2636 K.

KARAR : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/468 E., 2022/67 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 2016 yılında evlendiklerini ve bir ortak çocuklarının olduğunu, davacının psikolojik ve fiziksel şiddet gördüğü için evi terk ettiğini ve ailesiyle birlikte yaşadığını, evliliğin başından beri tartışmalar yaşandığını ve artmaya devam ettiğini, davalının borsa bağımlılığının olduğunu, bu sebeple zamanını telefon başında geçirdiğini ve ailesiyle ilgilenmediğini, davalının parasını borsada kaybettiğini ve müşterek konutun ihtiyaçları için katkıda bulunmadığını, davacının maaşını ve çocuğun doğumunda takılan takıları içeren banka hesabında bulunan altınları da hesabına gönderttiğini, davalının kaybının 90.000,00 TL civarında olduğunu tahmin ettiğini, davacının ailesine karşıda saygısız tutumunun olduğunu, davalının kendi ailesinin etkisinde kaldığını, bir defasında davalının babasının davacıyı darp ettiğini ve ortak çocuğu yere attığını, ortak çocuğun FMF hastası olduğunu, davalının ilgilenmediğini, davacının tek başına hastanelerde sabahladığını, çocuğun bakımı için davalıdan yardım istediğini, davalının "çocuğa bakmak istemiyorum, bakarsam üzerimde kalır" dediğini, davacı hamile kaldıktan sonraki 1,5 yıl boyunca taraflar arasında cinsel birliktelik yaşanmadığını, ortak çocuğun bütün ihtiyaçlarını davacının karşıladığını, davacı çalıştığı için çocuğun kreşe gittiğini, 2019 yılı Mart ayında Peugeot 308 marka araç satın alındığını, davacının 44,500,00 TL kredi çektiğini ve taksit ödediğini, davacının 4.000,00 TL maaş aldığını, davacıya düğünde takılan 280 gram altınını TEB A.Ş. 'de emanet kasada olduğunu fakat daha sonra davalı tarafından zorla kullanıldığını iddia ederek tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacı için 35.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının öfkeli ve narsist olduğunu, davacının iş arkadaşlarının davacıyı "despot Rus generali" diye nitelendirdiklerini, evliliğin başından beri davacının bencil ve baskıcı olduğunu, davacının 5 yaşına kadar dedesi ve babaannesi ile yaşamış olduğunu yani anne ve baba sevgisinden mahrum kalmış olduğunu, bunu davalının evlendikten sonra öğrendiğini, davacının ailesinin bu eksikliği kapatmak için davacının her istediğini yaptıklarından davacının şımarık ve bencil olduğunu, evliliğin başından beri davalıya "sen erkek değilsin, adam değilsin, bu ev babamın evi" gibi sözler söylediğini, davacıya şiddet uygulamadığını aksine davacının davalıya tekme tokat saldırıp vurduğunu, araç seyir halindeyken davalıya yumruk attığını, davacının televizyona yumruk atıp kırdığını, araç almak için davalıya kredi çektirdiğini basit bir sebeple tartışma çıkararak davalıyı evden kovduğunu, tarafların psikoloğa gittiklerini ve görüşmede psikoloğun davacının psikolojisinin bozuk olduğunu söylediğini, psikiyatri bölümüne de gittiklerini fakat davacı emzikli olduğu için ilaç yazılamadığını, davalının kız kardeşine davacının iftira attığını, davacının kurbandan kalan etleri davalının annesine verdiğini ve birlikte yediklerini daha sonra davalının annesini hırsızlıkla suçladığını bu sebeple davalının ailesinin müşterek konuta bir daha gelmediklerini, tarafların davacının ailesinin evinde oturduklarını, davalının bu evin tadilatı için 4 yıl önce 30.000,00 TL kredi çektiğini, daha önceden kalan 9 aylık site aidatını ödediğini, davacının ailesinin farklı zamanlarda elimiz sıkışık diyerek 26.000,00 TL'yi davalıdan aldıklarını, davacının ailesinin İstanbul'dan Konya'ya taşınmaları üzerine evi boşalttıklarını, bir tartışma sonrası davacının müşterek çocuğu kucağına alarak 8. kattan atlamaya kalkıştığını, bir süre ayrı kaldıklarını, davacının bu süreçte boşanmakla ve işten istifa etmekle davalıyı tehdit ettiğini, davalının ortak çocukla ilgilendiğini özel hastanelere götürdüğünü, kreş için peşinatı davalının ödediğini, davacının onayı ile borsaya para yatırdığını, davacının annesinin de 30.000,00 TL davalıya verdiğini ve borsada değerlendirmesini istediğini, 10 gün sonra kâr ile davacının annesinin geri aldığını, bankada bulunan altınların ve davalının bekarken aldığı aracın satılarak Peugeot 308 aracın alındığını iddia ederek asıl davanın reddi karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı ile ortak çocuk arasında şahsi ilişki tesisine, davalı için 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının son olayda erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı, davalı erkeğin, kadına ve annesine küfür ve hakaret ettiği, evlendiğine pişman olduğunu söylediği, farklı odada yatmasından dolayı yatağı ayırdığı, kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle; asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, ortak çocuk için 600,00 TL tedbir iştirak nafakasına, kadın için hükmedilen 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın için 18.000,00 TL maddî-18.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesini, çocuk için hükmedilen tedbir-iştirak nafakası miktarını, tedbir nafakasının kaldırılmasını, yoksulluk nafakası talebinin reddini, maddî manevî tazminat miktarını, karşı davanın kabulünü istinaf etmiştir.

2.Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesini, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesini, asıl davanın kabulünü, kadın lehine tazminata hükmedilmesini istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğin evlendiğine pişman olduğunu söylediği yönüyle kusurlu bulunduğu, ancak tanık ...'in beyanıyla af kapsamında kalmakla kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, erkeğe verilen diğer kusurların yerinde olduğu, erkeğin ayrıca tanık ...'un beyanıyla kadının ailesine saygısız davrandığı, borsa oynayarak kadını ve çocuğu ihmal edip birlik giderlerine katılmadığı yönüyle kusurlu bulunduğu, kadına verilen kusurun da isabetli bulunduğu, kadına verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı, tedbir ve iştirak nafaka miktarlarının az olduğu, yine kadına verilen tedir nafakasının kaldırılmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle; tarafların kusura yönelik istinafının kısmen kabulü Mahkemenin kusur gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilmesine; ayrıca kadın yararına 500,00 TL tedbir nafakasının kesinleşmeye kadar devamı ile, çocukların her biri yararına 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile, kadın yararına 35.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı erkekten alınarak, davacı-karşı davalı kadına verilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün gerekip gerekmediği, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.