"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3079 E., 2023/3285 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gümüşhacıköy Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/108 E., 2023/175 K.
Taraflar arasındaki evliliğin iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kısıtlandığını vasi atandığını, kısıtlı erkeğin 27.08.2018 tarihinde evlendiğini ancak vasi annesinin bu evlilikten haberi olmuş ise de evlilik akdinin kurulmasında vasi olarak izni bulunmadığını, evliliğin nispi butlanla sakat olduğunu, tarafların evlilik akdinin nispi butlan nedeniyle feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; kadının evlenirken eşinin akıl hastası olduğunu, kısıtlı bulunduğunu bilmediğini, akıl hastası olduğunu söylemediğini, erkeğin evlenirken iyi niyetli olmadığını, onun akıl sağlığının yerinde olduğunu düşünerek evlenmiş olduğunu, evlenirken esaslı yanılmış ve yanıltılmış olduğunu, bilmiş olsa idi evlenmeyeceğini belirterek evliliğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 149 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince gereğince iptalini istemekte olduğunu, erkeğin davasının reddini, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat, evlenirken kendisine 5.000,00 TL değerinde takı seti (çeyiz) hediye edildiğini, fakat bu takı seti (Çeyiz) yukarıda belirtilen olay nedeniyle evden ayrılırken davacı-karşı davalı yakınlarınca korkutularak eliden alınmış olduğunu, bu takı setinin aynen iadesini, olmazsa 5.000,00 TL tutarındaki parasını talep ettiklerini, bu evliliğin iptalinde hiç bir kusuru olmayan, evliliğin başlangıcından beri, iyiniyetli olan kadının evliliğin iptali halinde yoksulluğa düşeceğinden kendisine aylık 500,00 TL nafaka bağlanmasını talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 03.02.2021 tarihli kararı ile asıl davanın reddine, karşı davanın evliliğin iptali talebi yönünden davanın kabulü ile; evlenme sırasında eşlerden ...'ün evlenmeye engel teşkil edecek şekilde akıl hastası olması nedeni ile mutlak butlan nedeniyle iptaline, çocuğun velâyetinin ve anneye verilmesine, maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden davanın reddine, nafaka yönünden davanın kabulü ile; aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesini müteakip her ay kadına verilmesine, karar verilmiş, davacı karşı davalı erkek vasisi; her iki dava yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 01.07.2021 tarihli kararı ile dosya içerisinde bulunan husumete izin kararının incelenmesinde alınan iznin evliliğin iptali davasına yönelik değil boşanma davasına yönelik olduğu anlaşıldığı, vesayet makamı tarafından husumete izin için usulüne uygun olarak verilmiş bir karar alınmadan davaya bakılması isabetli bulunmadığı, öte yandan evlenmenin iptali davası açma hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olması sebebi ile dava açılması veya takibinde özel yetkili vekâletname gerektirdiği, dosya içerisinde bulunan vasi vekilinin ve karşı davacı vekilinin vekâletnamelerinin incelenmesinde vekâletnamelerin özel yetki içermediği, Mahkemece evliliğin butlanına karar verilse dahi çocukların evlilik birliği içinde doğmuş sayılacakları dikkate alınarak ergin olmayan ortak çocuklar yönünden velâyet ve kişisel ilişki yönlerinden bir düzenleme yapılması yasal bir zorunluluk olduğu, sosyal inceleme raporu alınmadan velâyet kararı verilmesi ve ayrıca velâyet hakkı verilmeyen ana ya da babayla kişisel ilişki kurulup kurulmamasının değerlendirilmemesi de isabetli olmadığı, davacı taraf istinaf dilekçesinde müşterek çocuğun davacıdan olmadığına yönelik iddiada bulunduğu, müşterek çocuğun dava tarihinden sonra doğup nüfusa tescil edildiği ve davacının davasının 4721 sayılı Kanun'un 153 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince reddine karar verildiği değerlendirildiğinde davacı tarafın nesebin reddine ilişkin dava açıp açmadığının araştırılması ve gerekirse bu konuda davacıya süre verilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu husus değerlendirilmeden hüküm kurulması isabetli olmadığı, gerekçesi ile kararın tümüyle kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden; davanın evlenme tarihinde kısıtlı erkeğin vasisi olarak bulunan ... tarafından geçerli bir evlenme izni bulunmadığı gerekçesi ile evliliğin nispi butlan ile sakat olduğundan bahisle dava açılmış olup Gümüşhacıköy Belediye başkanlığına yazılan müzekkere cevabında gönderilen evlenme beyannamesinde yasal temsilcinin izni kısmının boş olduğu vasinin yazılı izin belgesinin bulunmadığının anlaşıldığı, dosya kapsamında alınan ATK raporunda davacının evlenme tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığı, dolayısıyla evlenmeye engel teşkil edecek şekilde akıl hastası olduğunun saptandığı, bu itibarla kısıtlının yapmış olduğu 27.08.2018 tarihli evlenmenin mutlak butlan ile sakat olduğu anlaşıldığından, nispi butlan ile sakat olduğundan bahisle açılan davanın reddine, karşı dava yönünden; dava her ne kadar 4721 sayılı Kanun'un 149 ncı maddesinin ikinci fıkrası dayanak gösterilerek açılmış ise de olay ve olguları açıklamak tarafların, hukuki tasnif ise hakimin görevi olduğu dolayısıyla açılan karşı dava yönüyle yapılan açıklamalar ve ortaya konan olgular birlikte değerlendirildiğinde davanın mutlak butlan sebebi ile evliliğin iptali istemine ilişkin olduğu ön inceleme duruşmasında tespit edildiği ve davacının maddî ve manevî tazminat ve nafaka talepli iş bu eldeki karşı davayı açtığı tespit edildiği, 02.11.2020 havale tarihli kurul raporuna göre kısıtlı kocanın evlilik tarihi olan 27.08.2018 tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığı, kendisinde saptanan hafif zeka geriliğinin evlenmeye engel teşkil edecek derece ve mahiyette olduğunun rapor edildiği alınan ATK raporunun denetime elverişli, dosyamız ile uyumlu ve hükme esas alınabilecek mahiyette olduğu gözetilerek kısıtlı koca ...'ün evlenme tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığı, dolayısıyla evlenmeye engel teşkil edecek şekilde akıl hastası olduğunun saptandığı, bu itibarla kısıtlının yapmış olduğu 27.08.2018 tarihli evlenmenin 4721 sayılı Kanun'un 145 inci maddesinin üçüncü fıkrası açık düzenlemesi ışığında mutlak butlan ile batıl olduğu ve iptali gerektiği gerekçesi ile; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, evlenme sırasında eşlerden ...'ün evlenmeye engel teşkil edecek şekilde akıl hastası olması nedeni ile ... ile ...' arasındaki evliliğin 4721 sayılı Kanun'un 145 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince
mutlak butlan sebebi ile iptaline, her ne kadar çocuk ... dava tarihi itibari ile resmi kayıtlarda ortak çocuk olarak görünse de İzmir 20. Aile Mahkemesinin 2021/263 Esas, 2023/536 Karar, 12.07.2023 tarihli kararıyla çocuk ... ve davacı ... arasındaki soy bağının reddine karar verildiği anlaşıldığından velâyet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden davanın reddine, nafaka yönünden davanın kabulü ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesini müteakip her ay davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı karşı davalı erkek; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamına göre evlilik tarihinde akıl hastalığı sebebiyle kısıtlı bulunan davacı erkeğin vasisinin evlilik işlemi sırasında izninin bulunmadığı, daha sonra kadın gebe kalmış ise de çocuğun davacı- karşı davalıdan olmadığının anlaşıldığı bu itibarla erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 153 üncü maddesi kapsamında kabulüne karar verilmesi gerekir iken reddine karar verilmesi isabetli olmadığı, her ne kadar evliliğin butlanı davalarında kusur değerlendirilmesi yapılması gerekli değil ise de 4721 sayılı Kanun'un 158 inci maddesinde evlenmenin butlanına karar verilmesi durumunda eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümlerin uygulanacağı hükmü düzenlendiği kadının butlan ile birlikte yoksulluk nafakası talebi bulunduğu anlaşıldığından kusur değerlendirilmesinin yapılması zorunlu olduğu, Mahkemece kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de evlilik birliği içerisinde başka bir erkekten çocuk sahibi olduğu anlaşılan kadının tam kusurlu olduğu anlaşılmakla kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekir iken kabulü isabetli olmadığı, gerekçesi ile davacı karşı davalı erkeğin istinaf isteminin belirtilen nedenlerle kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, asıl davanın kabulü ile ... ile ... arasındaki evliliğin 4721 sayılı Kanun'un 153 üncü maddesi uyarınca nispi butlan sebebiyle iptaline, karşı dava yönünden; davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, davacı karşı davalı erkeğin sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı kadın vekili; asıl davanın kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek vasisi tarafından açılan evliliğin nispi butlan ile iptali davasının kabulü koşulları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 133 üncü, 136 ncı, 137 nci, 145 inci, 153 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.