Logo

2. Hukuk Dairesi2024/982 E. 2024/8537 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasındaki kusur durumu, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, paranın alım gücü ve ihlal edilen kişilik hakları dikkate alınarak hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının yetersiz bulunması ve tazminatlara faiz talebi konusunda hüküm kurulmaması nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2524 E., 2023/1958 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/3 E., 2021/632 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının davasının reddine, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediğini erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacı-karşı davalının sıklıkla eve gelmediği, bunu yaşam tarzı haline getirdiğini, davacı-karşı davalının sürekli at yarışı ve iddia oynadığı, ayrıca davacı-karşı davalının düzenli çalışmadığı için ekonomik yönden tarafların sıkıntı yaşadığı, davacı-karşı davalının, davalı- karşı davacıyı ameliyat olması için Mersin'e gönderdiği, hastane masrafının yarısını davalı-karşı davacının ödediği, eşi hastaneden taburcu olunca davalı- karşı davacıyı annesinin evine bıraktığı, davacı-karşı davalının, "artık çocuğum olmayacak, soyum tükendi, ben gidiyorum" diye söyleyerek Antalya'ya geri döndüğü, bir daha da eşini arayıp sormadığı, tarafların 11 yıldır ayrı yaşadığı, davacı-karşı davalı tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve ortak yaşamın çekilmez hale geldiği yönünde davalı-karşı davacıya atfı kabil herhangi bir kusur ispat edemediği, taraflar arasındaki geçimsizlikteki kusurun davacı-karşı davalıda olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, davacı-karşı davalının kusurlu olması nedeniyle manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile; asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 650,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, davacı-karşı davalının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen davası ve tazminat talebi, kadının kabul edilen davası ve kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz olduğu bu nedenle kadın lehine 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, davacı-karşı davalı erkek vekilinin, Mersin 6. Aile Mahkemesi, 07.09.2021 tarih, 2020/3 Esas, 2021/632 Karar sayılı kararının, usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin istinaf başvurusunun ve davalı-karşı davacı kadın vekilinin, Mersin 6. Aile Mahkemesi, 07.09.2021 tarih, 2020/3 Esas, 2021/632 Karar sayılı kararında; "kadın lehine TMK'nun 169 maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakasının miktarının yetersiz olduğu" yönde istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların esası ve miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve tazminat miktarları, faiz taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün, erkeğin boşanma davasının reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3. Davalı-davacı kadın, maddî ve manevî tazminatlar için yasal faiz uygulanmasını talep ettiği halde bu konuda Mahkemece olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları ve tazminatlara faiz talebi hakkında hüküm kurulmaması yönlerinden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2. Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Kaplan'a yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.