"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2023/455 E., 2023/787 K.
DAVA TARİHİ : 23.10.2020
KARAR : Bozma sonrası başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, çocuk yararına iştirak nafakasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya karşı sunduğu cevap dilekçelerinde; tarafların 2017 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konuttan kovduğunu, kadının, ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, erkeğin babasının kadına hakaret ettiğini ve erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, kadına iftira attığını, hakaret ettiğini, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığını çeşitli yerlerde kullanıldığını ve sonrasında kadına iade edilmediğini, iddia ederek asıl davanın kabulüyle evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, aylık 5.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, aylık 5.000,00 yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte tahsil edilmek üzere 200.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminat, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasına yıllık TEFE-TÜFE oranında arttırım yapılmasına, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise bedel iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek cevap, karşı dava ve karşı davada sunduğu cevaba cevap dilekçelerinde; davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından sunulan dava dilekçesini kabul etmediklerini, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, eşini istemediğini söylediğini, birlik görevini ihmal ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, erkeği tehdit ettiğini, erkeğe hakaret ettiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarının, tarafların ortak kararı ile bozdurulduğunu, ortak konuta alınan beyaz eşya ve mobilyaların borcunun ödenmesinde kullanıldığını, iddia ederek karşı davanın kabulüyle evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini, erkek yararına yasal faizi ile birlikte tahsil edilmek üzere 100.000,00 TL maddî tazminat ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin babasının kadına karşı incitici davranışlarına sessiz kaldığı, kadının ise erkeği istemediği, boşanma istediğini söylediği ve güven sarsıcı davranışta bulunduğu, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, her iki davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, sosyal inceleme raporunun içeriği, sağlık raporu ve ortak çocuğun yaşı dikkate alınarak, ortak çocuğun velâyetinin davacı karşı davalı anneye verilmesinin ortak çocuğun yüksek menfaatine uygun olacağı gerekçesi ile ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 600,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasının her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, kadının maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte kadından tahsil edilmek üzere 13.000,00 TL maddî tazminat, 13.000,00 TL manevî tazminat, ziynet alacağı davası yönünden ise düğünde kadına takılan ziynetlerin erkek tarafından alınıp bozdurulduğunun sabit olduğu ve erkek tarafından kadına iade edildiğinin veya iade koşulu olmaksızın alındığının ispat edilemediği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise bedel iadesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, erkek tanıkları ile kadın arasında husumet olduğu ve beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî tazminat, manevî tazminat, yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ile erkek yararına maddî tazminat ve manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, hükmedilen nafaka miktarlarının düşük olduğu belirtilerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve asıl davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, düğünde takılan ziynet eşyalarının tarafların ortak kararı ile bozdurulduğu, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmemesinin hatalı olduğu, tazminat miktarlarının az olduğu, ortak çocuk ve kadın yararına hükmedilen nafakaların usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istinaf yoluna başvurulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin karar ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden, davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve ziynet alacağı davası yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemiz 31.05.2023 tarihli ilamı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre velâyeti anneye verilen ortak çocuk 2018 doğumlu Buğlem yararına takdir edilen iştirak nafakasının az olduğundan bahisle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakası yönünden bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı karşı davalı kadının iştirak nafakası talebinin kabulü ile, bozma kapsamı dışında kalan ve kesinleşen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının, aylık 2.700,00 TL artırılarak, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 3.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın kararın kesinleşmesini takip eden yıl başından itibaren her yıl üfe oranında artırılmasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili, velâyetin değiştirilmesi için dava açtığını, geçici velâyetin kendisine verildiğini, bu durumda Mahkemece iştirak nafakası yönünden hüküm verilemeyeceğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek iştirak nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında iştirak nafakasının miktarı ile koşulları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu ve özellikle erkeğin velâyetin değiştirilmesi yönünde dava açtığının beyan edilmesine ve velâyetin değiştirilmesi durumunda iştirak nafakasının tedbiren ve nihai olarak velâyet hakkının değiştirileceği tarihe göre sona ereceğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
davalı-karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.