"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/461 E., 2023/1552 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/77 E., 2021/138 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2002 yılında evlendiklerini, ortak iki çocukları olduğunu, müvekkilinin sınıf öğretmeni olduğunu, davalının ise emekli olduğunu ve konfeksiyonda çalıştığını, ayrıca Adana'daki tarlalarından düzenli olarak kira geliri aldığını, tarafların evlilik hayatları boyunca davalının ailesinin müvekkilini asla kabul etmediklerini, ortak çocukların davalını ailesini hiç tanımadığını, müvekkilinin evliliği tek başına ayakta tutmaya çalıştığını, davalının müvekkiline ne maddi ne manevi bir destek vermediğini, ayrıca müvekkilinin davalı tarafın Bağkur borcunu, nafaka borcunu ödemek zorunda kaldığını, davalının çocuklarına karşı da ilgisiz bir baba olduğunu, davalının ortak çocukları ayda yılda bir dışarı çıkardığında benden birşey istemeyin, yiyeceklerinizi yanınızda getirin dediğini, ben babayım ne dersem o gibi sözlerle çocuklara huzursuzluk yarattığını, davalının gece yarısı ortak çocuk ders çalışıyor diye elektrik harcanıyor diyerek şiddet uyguladığını, ortak çocukların tüm ihtiyaçlarını müvekkilinin karşıladığını, davalının hal ve tavırları yüzünden müvekkilinin arkadaş çevresini de kaybettiğini, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için aylık 1.500,00'er TL nafaka ile müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin ikinci evliliği olduğunu ortak çocukların davalının ailesi ile yeterince iletişim kuramamalarının sebebinin davacının kendisi olduğunu, müvekkilinin ablalarına niye evime geliyorsunuz evimden defolun şerefsizler diyerek tartışma çıkarttığını, müvekkilinin elinde avucunda ne varsa ailesi için harcadığını, müvekkilinin tarım gelirinin çocukların okul taksidine gittiğini, davacının hiçbir zaman müvekkilinin kişisel borçlarını da ödemediğini, müvekkilinin ortak çocukların bakımı ile bizzat ilgilendiğini, ortak çocuk hastalandığında çocuğunun başında beklediğini, çocuğun ilaçlarının kontrolünü yapan ve takip edenin de müvekkili olduğunu, davacının evlilik birliğine yaklaşımının sağlıklı olmadığını, ben merkezli, takdir etmeyen, kendisini üstün gören bir kişiliği olduğunu, davacının davalıya sosyal hayatta eşlik etmemesi nedeni ile tüm ilişkilerinin son bulduğunu, müvekkilinin epilepsi hastası olduğunu, kendi halinde güleryüzlü uysal bir yapısı olduğunu, koruma tedbiri kararı verildikten sonra davacının müvekkiline yastık vererek kapının önüne itekleyerek müvekkilinin derin bir üzüntü yaşadığını, davalı müvekkilinin bu olaydan sonra davacı ile görüşmediğini belirterek,asıl davanın reddi karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakası hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalı kadının eşinin akrabalarını istemediği, evlerine gelen akrabaları ben sizi istemiyorum şerefsizler, evimi terk edin, çıkmazsanız polis çağırırım diyerek kovduğu, davalı-davacının ise evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, çocuklarının sağlık durumları ile ilgilenmediği, oğlu kriz geçirdiğinde doktora götürmediği, eşine karşı senin fikirlerin önemli değil tarzında sözler söylediği, hakaret içerikli kelimeler kullanarak bağırdığı, küfürlü konuştuğu, bu durumun taraflar arasında sorun yarattığı anlaşılmış evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-karşı davacının ağır kusurlu; davacı-karşı davalının ise hafif kusurlu olduğu, her iki taratan kaynaklanan sebeplerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 185 inci maddesinde ifadesini bulan; "Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar." hükmü açıkça ihlal edildiği, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından korunmaya değer bir yarar kalmadığı, eşlerin tekrar bir araya gelerek evlilik birliğini devam ettirme olanaklarının kalmadığı gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı-davalı anneye bırakılmasına, davalı-davacı baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 350,00 TL den toplam aylık 700,00 TL iştirak nafakasının ortak çocukların bakım ve ihtiyaçlarına harcanmak üzere davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, tarafların kendileri lehine tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davacı-davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacıdan alınıp davacı-davalıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı-davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ağır kusurlu olması sebebi ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalının istinaf sebepleri davalı-davacının sosyo-ekonomik durumuna ilişkin olarak eksik incelemeye, davalı-davacı tanığının beyanlarının sıhhatine, kusur tespitine, davacı-davalının kendi adına tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, maddî ve manevî tazminatların miktarına, ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının miktarına, karşı davada davalı-davacı lehine hükmedilen avukatlık ücretine ilişkindir.
2.Davalı-davacının istinaf sebepleri, kusur tespitine, kişisel ilişkiye, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarına, davacı-davalı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlara, kendi tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ilişkindir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince davalı-davacı erkeğe, davacı-davalıya hakaret içerikli kelimeler kullanarak bağırdığı, küfürlü konuştuğu yönünde kusur yüklenmiş ise de bu vakıanın kanıtlanamadığı, tazminatların ve iştirak nafaka miktarlarının az olduğu, kişisel ilişkinin az olduğu gerekçesi ile erkeğin kusur tespitine ve kişisel ilişkiye, kadının tazminatlara ve iştirak nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, taraflara yüklenen kusur oranları değişmediğinden gerçekleşen kusurlu davranışlar yönünden İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesine, baba ile çocuklar arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisine, tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere ayrı ayrı aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakasının davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, 50.000,00 TL maddî 40.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kişisel ilişki, manevî tazminat, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası miktarları yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.
2.Davalı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tazminatlar, nafakalar, kusur belirlemesi, kişisel ilişki noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 327 inci ve 323 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.