Logo

3. Hukuk Dairesi2021/1036 E. 2021/10840 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya fazla ödeme yapıldığı iddiasıyla açılan alacak davasında, mahkemenin bozma kararına uygun hüküm verip vermediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararında belirtilen hususların tamamını inceleyip değerlendirmeden, davacının tüm iddiaları hakkında bilirkişi incelemesi yaptırmadan eksik inceleme ile hüküm kurması usule aykırı görülerek bozma kararı verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalıya ait ... Yaşam Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi hakkında düzenlenen müfettiş raporuna göre, Temmuz 2007-Mart 2008 tarihleri arasında ücretsiz okutulması gereken öğrenci sayısından eksik sayıda öğrenci bildiriminde bulunması nedeniyle fazla ödeme yapıldığının, kurumda özel eğitim alan...ın 2007 yılı Ağustos-Aralık ayları arasında başka kurumlarda da eğitim aldığının, Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu raporlarına göre grup eğitimi önerilmeyen öğrencilere grup eğitimi verildiğinin, kurumda çalışan personelden ...’ın aday öğretmen olmasına rağmen Ağustos 2006-Ocak 2008 tarihleri arasında öğretmen olarak girdiği bireysel ve grup seanslarının karşılığı olarak kurumdan ücret aldıklarının tespit edildiğini, yine kurumda çalışan ...’un sosyoloji mezunu olmasına rağmen bireysel ve grup seanslarına girdiğinin ve kendisine ücret ödendiğinin belirlendiğini bu nedenlerle davalıya toplam 37.565,10 TL fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 37.565,10 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26/09/2013 tarihli ve 2013/19234 E. 2013/22998 K. sayılı kararıyla; "Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ileri sürdüğü hususların tamamı değerlendirilmemiş olup bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Ayrıca dosya kapsamı itibariyle taraflar arasında Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 2008/1275 Esas sayılı ve davalı hakkında Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/208 (2009/211) Esas sayılı davalarının bulunduğu anlaşılmakta olup bu dosyalar değerlendirilmemiştir. Eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz. Öyle olunca mahkemece belirtilen dava dosyalarının getirtilip incelenmesi, davacının iddialarının tümü değerlendirilmek suretiyle denetime elverişli, açıklamalı bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir." gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; alacağın kaynağı olan idari işlemlerin her birinin idare mahkemesince iptaline karar verilmesi karşısında yeniden bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek kalmadığı ve idari işlemin iptali nedeniyle iade talebinin temelsiz kaldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.

Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hâkimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.

Somut olayda mahkemece; bozma kararına uyulduğu hâlde gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki;

Mahkemece uyma kararı verilen bozma kararıyla; davacının dava dilekçesinde saymış olduğu tüm iddialara yönelik bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.

Mahkemece; bozma kararına uyulması neticesinde, alacağa konu idari işlemlerin iptal edildiği ve alacağın dayanağının kalmadığı gerekçesiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmeyerek davanın reddine karar verilmiş ise de; Sosyoloji bölümü mezunu eğitmenin bireysel ve grup seanslarına girdiği iddiası ve aynı anda farklı iki kurumda ... adlı öğrencinin kaydı bulunduğu iddiası hakkında idare mahkemesinde görülen davalarda, bu hususta tesis edilen işlemlerin iptaline karar verildiği, ancak davacının dava dilekçesinde saymış olduğu diğer iddialar hakkında idari veya adli yargıda bir dava açıldığı yolunda dosyada bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca mahkemece; davacının fazla ödemeye neden olduğuna ilişkin tüm iddialarının ayrı ayrı irdelenmesi ve varsa fazla ödeme miktarının her bir iddia yönünden tespitini sağlamak amacıyla uzman bilirkişiden yeniden rapor alınmak suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, Dairenin bozma kararının gereği yerine getirilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.