"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, faiz yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, taraflar arasında akdedilmiş olan muhtelif birim fiyat mal alım tip sözleşmelerinden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen, davalının sözleşmenin ödemeye ilişkin maddelerini ihlal ettiğini, sözleşmeye dayalı olarak tanzim edilmiş olan 19 adet faturadan kaynaklı alacak nedeniyle başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız yere itiraz edildiğini ileri sürerek;itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda (1) a) Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davası ile ilgili olarak Diyarbakır 6. İcra müdürlüğü'nün 2012/6842 esas sayılı dosyasında davaya konu asıl alacak yargılama aşamasında itfa edildiğinden asıl alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Diyarbakır 6. İcra müdürlüğü'nün 2012/6842 esas sayılı dosyasında işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline, işlemiş faiz yönünden takibin 44.331,08 TL. üzerinden devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Diyarbakır 6. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6842 Esas sayılı dosyasında davaya konu asıl alacak yargılama aşamasında itfa edildiğinden asıl alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline ve takibin devamına, alacak likit olduğundan 105.901,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen ilk hüküm, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 22.03.2016 tarihli ve 2015/8739 Esas- 2016/8424 Karar sayılı kararıyla; (1). bentte ‘..davacı ile davalı arasında 19.04.2011, 23.09.2011, 28.11.2011 ve 27.04.2012 tarihlerinde imzalanan mal alımlarına ait tip sözleşmelerin Ödeme Yeri ve Şartları” başlıklı bölümünde yer alan 12.2.2 maddesinde; “İdare, muayene ve kabul komisyonunca kabul raporu düzenlenmesinden itibaren yüklenicinin yazılı talebi üzerine en geç üç gün içinde yükleniciye veya vekiline ödeme yapacaktır”, 12.2.3. maddesi 1. fıkrasında; “İşletmenin nakit mevcudunun tüm ödemeleri karşılayamaması halinde giderler, muhasebe kayıtlarına alınması
sırasına göre ödenir...” hükümlerinin mevcut olduğu, sözleşme hükümlerinin açık ve net, davacının da tacir olduğu ve tarafları bağlayacağı, davacı tarafından davalı aleyhine 30.10.2012 tarihinde keşide edilen ihtarnamenin de 01.11.2012 tarihinde davalıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu yön göz ardı edilerek faturalara 90 gün vade uygulanmak suretiyle hesaplanan işlemiş faiz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması ve (2) numaralı bentle; ’... Mahkemece davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekirken 105.901,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi’gerekçesi ile bozulmuştur.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması durumunda o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı).Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
Bu hususa ek olarak; HMK’nın 26. maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile icra dosyasının incelemesinde; 529.509,26 TL asıl alacak 17.828,59 Tl işlemiş faiz olmak üzere toplam 547.337,85 TL üzerinden takip yapıldığı anlaşılmaktadır
Somut olayda mahkemece; bozmaya uyulması nedeniyle yapılacak hesaplama neticesinde, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda usuli kazanılmış hak ve taleple bağlılık ilkesi gözetilmeksizin, faiz istemi yönünden yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.