Logo

3. Hukuk Dairesi2021/1770 E. 2021/11129 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takiplerinin haksız ve mükerrer olup olmadığı, davacının davalıya borçlu olup olmadığı ve haksız icra takipleri nedeniyle davacının uğradığı zararın tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının dava konusu bononun teminat senedi olduğu iddiasının ispatlanamadığı ve kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra dosyasına aktarılan bedel dikkate alınarak, davacının dava tarihi itibariyle takibe konu kira borcu bulunup bulunmadığının ve miktarının tespit edilmesi ve davacının menfi tespit isteminin de değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek eksik inceleme nedeniyle hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit, tazminat ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı şirket ile 20/01/2007 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli 42.000 TL bedelli kira sözleşmesi imzalandığını, davalının kendisini garanti altına almak düşüncesiyle kira bedelleri karşılığı 20/01/2007 tanzim tarihli ve 38.500 TL bedelli bir bono aldığını, zaten davalı şirket ile aralarında başkaca borç ilişkisi bulunmadığını, davalının 20/01/2007 tanzim tarihli bono nedeniyle Antalya 7. İcra Müdürlüğünün 2007/4361 sayılı takip dosyasında 14.500 TL alacak üzerinden takip başlattığını, oysa alacaklı vekiline 20.000 TL nakit ile 06/06/2008 tarihli çek teslim ettiğini, yine 150.000 TL muhammen bedeli olan taşınmazının 64.000 TL bedel karşılığında satılarak, satış bedelinin 34.320 TL'lik kısmıyla borcun kapatıldığını, kalan bakiyenin başka dosyaya aktarıldığını, yine davalı tarafından 20/01/2007 başlangıç tarihli 12 ay süreli kira sözleşmesine dayanılarak 8 aylık kira bedeline ilişkin olarak 33.040 TL kira alacağı için takip yapıldığını, itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, yine davalının 20/01/2008 tanzim tarihli senet bakiyesi 24.000 TL alacak için Antalya 7. İcra Müdürlüğünün 2007/6246 esas sayılı takip dosyasında icra takibi başlattığını, bu dosya borcunun da kapatıldığını, bu kez davalının kira akdine dayanarak 68.950 TL kira alacağı için Antalya 2. İcra Müdürlüğünün 2008/15460 esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalının aleyhinde haksız takipler başlatarak kendisine mükerrer ödemeler yapılmasına neden olduğunu, icra takibine karşı itirazda bulunması üzerine açılan dava sonucunda Antalya 4. İcra Mahkemesinin 2009/77 esas, 2009/515 karar sayılı ilamıyla davanın reddine karar verildiğini ve aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedildiğini, özel sebeplerle hakkını koruyamadığını, davalı şirkete karşı 39.270 TL borçlu olmadığının tespitini ve Antalya 4. İcra Müdürlüğünün 2009/77 Esas - 2009/515 Karar sayılı ilamıyla hükmedilen % 40 oranındaki icra inkar tazminatın iptali ile aynı tutarın kötü niyet tazminatı olarak lehine hükmedilmesini, ayrıca davalı şirketin başlattığı haksız icra takipleri nedeniyle satılan menkul ve gayrimenkul malları nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında talebini ıslah ederek alacak talebini 96.935 TL olarak arttırmış, haksız satış zararı 125.000 TL karşılığı tazminatın da tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı; ticari faaliyetleri nedeniyle kendisine borçlu bulunan davacı ...'dan alacaklarını tahsil amacıyla 2007-2008 yıllarında bir kısım icra takipleri yaptığını, taraflar arasında mevcut olan 20/01/2007 başlangıç tarihli aylık 3.500 TL + KDV yıllık 49.560 TL olan kira bedeli konusunda anlaşıp kira sözleşmesi imzaladıklarını, 26/03/2007 vade tarihli 38.500 TL bedelli bononun ise teminat senedi olmayıp davalı tarafından aralarındaki başkaca ticari ilişki nedeniyle verildiğini, başlatılan icra takiplerinin usul ve yasaya uygun olduğunu, Antalya 7. İcra Müdürlüğünün 2007/4361 esas sayılı icra takip dosyasında bahse konu olan bononun 14.500 TL kısmı için takip yaptığını takibe itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, hacizli taşınmazın satışının yapılarak satıştan gelen paranın 34.320 TL'lik kısmıyla borcun kapatıldığını, satıştan artan 29.680,98 TL bedelin ise taşınmaz üzerinde haciz bulunan Antalya 2. İcra Müdürlüğünün 2008/15460 esas sayılı takip dosyasına gönderildiğini, Antalya 2 İcra Müdürlüğünün 2008/15460 esas sayılı takip dosyasında 05/08/2008 tarihinde 18 aylık kira alacağına ilişkin toplam 68.950 TL alacağın tahsili için icra takibi başlattığını, bu takibe borçlunun yapmış olduğu itirazının Antalya 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/77 esas, 2009/515 karar sayılı ilamıyla iptaline karar verildiğini, diğer icra takiplerini ise kira sözleşmesine dayanarak yaptığını, mükerrer takip yapılmadığını, davacının icra takiplerine ilişkin yasal süreçte kullanmadığı haklarını bu dava yoluyla talep edemeyeceğini, satış aşamasında icra dosyalarındaki kıymet takdir raporlarına itiraz etmediğini, yukarda açıklanan dosyaların takibini yürüten Avukat ...'in söz konusu üç icra takip dosyasındaki tahsilatları adına tahsil etmesine rağmen paralar hakkında bilgi vermediğini, daha sonra Avukat ...'in vekillikten azledildiğini, davacı tarafın dosyaya sunduğu protokol başlıklı belgenin hukuki geçerliliğinin olmadığını ve 20.000 TL çek bedelinin tahsil edildiğinden haberi bulunmadığını, Antalya 2. İcra Müdürlüğünün 2008/15460 esas sayılı takip dosyasının halen derdest olduğunu, bu dosyadaki bakiye alacaklarına halen kavuşamadığını savunarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; davanın kısmen kabulüyle, davacının davalıya 39.270 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının Antalya 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/277 Esas - 2009/515 Karar sayılı dosyasında hükmedilen %40 icra inkar tazminatının iptaliyle aynı tutarın kötü niyet tazminatı olarak lehine hükmedilmesine ilişkin açmış olduğu davanın reddine, davacının fazla yapılan ödemeler yönünden açmış olduğu davanın ise kısmen kabulüyle 62.252,85 TL alacağın ıslah tarihi olan 29/11/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline ve davacının haksız satış nedeniyle talep ettiği tazminatın ise icra dosyalarına zamanında itiraz edilmediğinden davalıya sorumluluk yükletilemeyeceği gerekçesiyle reddine yönelik verilen karar davalı tarafın temyizi üzerine Dairece verilen 04/10/2017 tarihli ve 2017/2252 E. - 2017/13308 K. sayılı kararıyla; mahkemece alınan bilirkişi raporlarında taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve mükerrer ödeme olup olmadığının ispatına yönelik taraflara ait ticari defterler üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadığı, bu nedenle mahkemece taraflara ait tüm ticari defter ve kayıtlar ile belgeler getirtilerek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle; her bir takip için takip tarihleri, alacak miktarları ve ödemeleri ayrı ayrı ve detaylı olarak değerlendirilerek, davacının mükerrer ve fazla ödemesi olup olmadığının belirlenip, ekli protokol hükümleri de değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.

Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 39.270 TL borçlu olmadığının tespitine ilişkin açmış olduğu davanın kabulüne, davacının davalıya 39.270 TL borçlu olmadığının tespitine,davacının Antalya 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/277 Esas - 2009/515 Karar sayılı dosyasına hükmedilen %40 inkar tazminatının iptali ile aynı tutarın kötü niyet tazminatı olarak lehlerine hükmedilmesine ilişkin açmış olduğu davanın reddine, davacının fazla yapılan ödemeler yönünden açmış olduğu davanın kısmen kabulüyle 95.239,59 TL'nin ıslah tarihi olan 29/11/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının haksız satış

nedeniyle talep ettiği tazminat davasının reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir .

2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacı, dava konusu bononun teminat senedi olduğunu iddia etmektedir. Kambiyo senetleri sebepten mücerret olup aksine ilişkin ispat külfeti M.K.nun 6.maddesi gereğince davacı üzerindedir. Taraflar arasındaki varlığı ihtilafsız 20/01/2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde teminat senedine ilişkin bir ibare bulunmadığı gibi bozma kararı uyarınca yapılan araştırmadan da senedin teminat senedi olduğuna yönelik bir delil elde edilemediği nazara alındığında, dava konusu senedin teminat senedi olarak verildiğinin ispatlanamadığının kabulü gerekmektedir. Mahkemece, ispat külfetine ilişkin bu husus ve kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan Antalya 2. İcra Müdürlüğünün 2008/15460 esas sayılı dosyasına aktarılan 29.680 TL bedel ödeme dikkate alınarak, davacının dava tarihi itibariyle takibe konu kira borcu bulunup bulunmadığının var ise miktarının tespit edilmek ve bu itibarla davacının bahsi geçen 2008/15460 E. sayılı icra dosyasına ilişkin menfi tespit istemi de değerlendirilmek suretiyle , sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 21,40 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 maddesi gereğince tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi