Logo

3. Hukuk Dairesi2021/2147 E. 2021/4742 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira alacağı takibine konu borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti davasında, davalı alacaklının daha önce davacıya verdiği kısmi ibranamenin davanın sonucuna etkisinin değerlendirilmemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ibraz edilen kısmi ibranamenin borcu sona erdiren nitelikte bir belge olması ve her aşamada ileri sürülebilir olması gözetilerek, mahkemenin bu belgeyi değerlendirmeden hüküm kurmasının hatalı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Davacı ... ile davalılar ... vd. aralarındaki menfi tespit davasına dair İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 04/02/2020 tarihli ve 2019/648 E. - 2020/107 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 18/11/2020 tarihli ve 2020/3647 E. - 2020/6738 K. sayılı ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı tarafından aleyhine İstanbul 19. İcra Müdürlüğü'nün 2010/1476 E. sayılı dosyası ile kira alacağının tahsili amacıyla takip başlattığını ancak kendisi tarafından kira bedellerinin süresinde ödendiğini, Ağustos 2006 ayına ait kira bedelinin ise iki kez ödendiğini ileri sürerek İstanbul 19. İcra Dairesinin 2010/1476 E. sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Davalı; sonradan yapılan ödemelerin icra dosyasına bildirildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

Mahkemece; davanın reddine dair verilen önceki hükmün, davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 03.04.2019 tarih, 2017/5862 Esas 2019/2881 Karar sayılı ilamı ile; mahkemece oluşturulan kısa karar ve gerekçeli kararın kötüniyet tazminatı konusunda birbiriyle çelişki olduğundan bahisle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının davalıya takip tarihi itibarı ile 29.327,54-TL borçlu olduğunun belirlendiği anlaşılmakla davacının davasında haksız olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Dairemizin 18/11/2020 günlü, 2020/3647 Esas ve 2020/6738 Karar sayılı ilamı ile, hükmün onanmasına karar verilmiştir. İşbu ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiş olmakla yeniden yapılan incelemede;

Davalı alacaklı, 01/03/2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak davacı hakkında 12.04.2006 tarihinde başlattığı tahliye istekli icra takibinde, ödenmeyen Mart/2006 bakiye kira bedeli 225,00 TL ile Nisan/2006 kira bedeli 3.250,00 TL’nin ve sözleşme gereği muaccel hale gelen 10 aylık kira bedeli karşılığı 32.500,00 TL alacak bedelinin, ödenmeyen şubat, mart, nisan aylarına ait 1.200,00 TL aidat alacağı ile birlikte toplam 37.175,00 TL alacağın yıllık %23 kanuni faizi ile birlikte tahsilini istemiş, süresinde borca itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın kaldırılması ve tahliye davasında İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/251 esas -2012/254 karar sayılı dosyası ile 22/03/2012 tarihinde itirazın kaldırılması ile borçlunun %40 icra inkar tazminatına mahkumiyetine ve kiralanan taşınmaz tahliye edildiğinden tahliye konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek hüküm kesinleşmiştir. Her ne kadar mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının takip tarihi itibariyle 29.327,54 TL borçlu olduğu belirtilerek istemin reddine karar verilmiş ise de; davacı tarafça 10/11/2015 tarihinde dosyaya sunulan 19/04/2013 tarihli, ‘Makbuz ve Kısmi İbraname’ başlıklı belgede, davaya konu takip dosyası nedeniyle davacı borçludan nakit para alındığı, icra inkar tazminatı dışında takip dosyasına münhasır başkaca borç kalmadığı ve bakiye kısımların ibra edildiği yazılmak suretiyle alacaklı davalı vekili tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. İş bu belge borcu sona erdiren nitelikte olup, davanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden, mahkemece öncelikle bu belge üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı bu defaki incelemeden anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairece verilen 18/11/2020 günlü, 2020/3647 esas ve 2020/6738 karar sayılı ilamın kaldırılmasına ve belirtilen gerekçeyle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 18/11/2020 günlü, 2020/3647 esas ve 2020/6738 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçeler ile karar düzeltme talep eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 27/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.