Logo

3. Hukuk Dairesi2021/2627 E. 2021/5360 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hastane çalışanlarına sehven fazla yapılan döner sermaye ödemelerinin geri alınması talebiyle açılan davada, bozma ilamına rağmen mahkemenin eksik inceleme yapması nedeniyle uyuşmazlık devam etmektedir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma ilamında belirtilen hususlara aykırı olarak, davalıların görev yaptığı birimlerin riskli birim olup olmadığı ve almaları gereken ek ödemenin miktarı konusunda uzman bilirkişi raporu almaksızın eksik inceleme yapması ve bozma kararına rağmen bozma gereklerini karşılamayan rapor doğrultusunda hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davalılardan ..., ... ve ... aleyhine açılan davaların kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar ... ve ... vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; asıl ve birleşen davalarda davalılara ... Devlet Hastanesi laboratuvar biriminde görev yapmakta iken döner sermaye ödemesinin sehven özellikli birim katsayısından yapılması üzerine fazla ödeme yapıldığını, davalılara yapılan fazla ödemenin iadesi için tebligat yapılmasına rağmen davalının ödeme yapmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla, idarenin salt hatalı ödemesinden kaynaklanan alacakların her bir ödemenin ödeme tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar; fazla ödenmiş bulunan aylık ve ücret farklarının ancak ilk kanunsuz ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere 90 gün içinde geri alınabileceği ve 2577 sayılı kanun uyarınca 60 günlük dava açma süresi bulunduğunu, idarenin işleminde herhangi bir kusurlarının bulunmadığı gibi açık hatanın da söz konusu olmadığını, personelin tamamına aynı şekilde ödeme yapıldığından, fazla bir ödemenin olmadığını, taraflarına yapılan ödemelerde bir hata bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece; dava ile talep edilen miktarın sehven riskli birim katsayısı üzerinden ödeme yapılmasından kaynaklanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 2016/9838 esas, 2017/17934 karar sayılı ilamı ile “...Dosyanın incelenmesinde; davalılara 2007-2013 tarihleri arasında acil serviste görevlendirilmeleri nedeniyle riskli birim katsayısından ödeme yapıldığı, ... Devlet Hastanesinin yazısında, “acil servis radyoloji ünitesi 22.09.2005 tarihinde acil servisi içerisinde ayrı bir birim olarak kurulmuş olup, halen acil servis içersinde ayrı bir birim olarak hizmet vermeye devam ettiği, 2007-2010 yılları arasında acil servis laboratuvarı hastanelerinin ek binasında acil servis içerisinde ayrı bir birim olarak hizmet verdiği,ancak 2010 yılında hastanenin şu anki hizmet verdiği binaya taşınması üzerine acil servis laboratuvarı acil servis dışında bulunan merkez laboratuvar biriminde hizmet verdiği ve halen hizmet vermeye devam ettiği" belirtilmiştir.

O halde mahkemece; uzman bilirkişiler aracılığıyla her bir davalı yönünden ayrı ayrı davaya konu ödeme tarihleri arasında acil laboratuvarının bulunduğu yer dikkate alınarak, merkez laboratuvarında acil servis hizmeti verilmesinin, özellik arz eden riskli birimlerde çalışma niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi, acil laboratuvarındaki nöbet günleri nedeniyle davalıların aldığı ek ödemenin kadro ünvanına göre doğru hesaplanıp hesaplanmadığının ek ödeme bordrolarından kontrol edilmesi, bu şekilde davalıların acil laboratuvarında geçen nöbet günlerindeki hizmetleri nedeniyle alması gereken ödemenin niteliğinin ve miktarının tespit edilmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş; karara karşı bir kısım davalılar vekilinin karar düzeltme talebi Dairemizce reddedilmiştir.

Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 30/12/2019 tarihli iş güvenliği uzmanı, SGK başmüfettişi ve Sayıştay denetçileri bilirkişilerinin raporu doğrultusunda davalı ...’na fazladan ek ödeme yapıldığı belirtilen her ay için davalının acil servis laboratuvar biriminde görevlendirildiğine ilişkin yazılar dava dosyasında bulunduğundan davalıya yapılan ek ödemelerin hataen yapılan ödeme kapsamında değerlendirilemeyeceği, davalı ...’ya fazladan ek ödeme yapıldığı belirtilen Eylül 2008 hariç tüm aylar için davalının acil servis laboratuvar biriminde görevlendirildiğine ilişkin yazılar dava dosyasında bulunduğundan davalıya Eylül 2008 hariç yapılan ek ödemelerin hataen yapılan ödeme kapsamında değerlendirilemeyeceği, ancak davacıya Eylül 2008 için yapılan ek ödemenin hataen yapılan ödeme kapsamında değerlendirilmesinin gerektiğini, ...’e fazladan ek ödeme yapıldığı belirtilen her ay için davalının acil servis laboratuvar biriminde görevlendirildiğine ilişkin yazılar dava dosyasında bulunduğundan davalıya yapıdan ödemelerin hataen yapılan ödeme kapsamında değerlendirilemeyeceği, davalı ...’a fazladan ek ödeme yapıldığı belirtilen Şubat 2010 hariç tüm aylar için davalının acil servis laboratuvar biriminde görevlendirildiğine ilişkin yazılar dava dosyasında bulunduğundan davalıya Şubat 2010 hariç yapılan ek ödemelerin hataen yapılan ödeme kapsamında değerlendirilemeyeceği, ancak davalıya Şubat 2010 için yapılan ek ödemenin hataen yapılan ödeme kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği, davalı ...’a fazladan ek ödeme yapıldığı belirtilen her ay için davalının acil servis laboratuvar biriminde görevlendirildiğine ilişkin yazılar dava dosyasında bulunduğundan davalıya yapılan ödemelerin hataen yapılan ödeme kapsamında değerlendirilemeyeceği, davalı ...’na fazladan ek ödeme yapıldığı belirtilen 2012 Mart ve Nisan ayları hariç tüm aylar için davalının acil servis laboratuvar biriminde görevlendirildiğine ilişkin yazılar dava dosyasında bulunduğundan davalıya 2012 Mart ve Nisan ayları hariç yapılan ek ödemelerin hataen yapılan ödeme kapsamında değerlendirilemeyeceği, ancak davalıya 2012 Mart ve Nisan ayları için yapılan ek ödemenin hataen yapılan ödeme kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılarak davacının davalarının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; karar davalılar Edip ve Fahrettin vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Davalılar vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;

5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'un 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2020 tarihinden itibaren 3.920 TL'ye çıkarılmıştır.

Hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.

2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.

Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2013/13-597 E, 2014/62 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; “Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, ya da gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır. Aynı ilke, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2003 gün ve 2003/ 8-83 E., 2003/72 K.; 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E., 2010/87 K. sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.

Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay'ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.

Somut olayda mahkemece; bozma kararına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki bozma ilamında konusunun uzmanı bilirkişiler aracılığıyla davaya konu ödeme tarihleri arasında acil laboratuvarının bulunduğu yer dikkate alınarak, merkez laboratuvarında acil servis hizmeti verilmesinin, özellik arz eden riskli birimlerde çalışma niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi, acil laboratuvarındaki nöbet günleri nedeniyle davalıların aldığı ek ödemenin kadro ünvanına göre doğru hesaplanıp hesaplanmadığının ek ödeme bordrolarından kontrol edilmesi, bu şekilde davalıların nöbet günlerindeki hizmeti nedeniyle alması gereken ödemenin niteliğinin ve miktarının tespit edilmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi heyetinden alınan 30.12.2019 tarihli raporda; ... Devlet Hastanesinin 14.10.2014 havale tarihli yazısı ve davalıların görevlendirmelerinin bulunup bulunmadıklarına göre değerlendirme yapılmış, davaya konu ödeme tarihleri arasında acil laboratuvarının bulunduğu yer dikkate alınarak, merkez laboratuvarında acil servis hizmeti verilmesinin, özellik arz eden riskli birimlerde çalışma niteliğinde olup olmadığı belirlenmemiş olmakla, bozma gereğini yerine getirmeyen bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.Hal böyle olunca, mahkemece bozma ilamımızda belirtilen hususlarda hastanelerin döner sermaye işletmeleri ile idari-mali işler birimlerinde tecrübeli, sağlık idaresi konusunda uzman bilirkişilerin de içinde olduğu bilirkişi heyetinden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların iddia ve savunmalarını karşılar nitelikte rapor alınarak, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bozmaya uyulmasına rağmen bozma gereklerini karşılamayan rapor doğrultusunda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.