"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen cezai şart ve reçete bedeli tahsili ile uyarı cezası işlemlerinin iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Eczanesi’nin sahibi olduğunu, Kurumun 16/05/2018 tarihli yazısı ile; yapılan savcılık soruşturması sonucunda ele geçirilen karekodları kazınmış ilaçlardan ...’ye ait 1 tanesinin eczanelerinden fatura edilmesi nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolünün 5.3.5. maddesi uyarınca hastaya ya da ilacı alana teslim edilmeyen ilaçların Kuruma fatura edildiği gerekçesiyle uyarı cezası ve 900,93 TL ilaç bedeli ile reçetelerin ödendiği tarih itibariyle hesaplanan 194,82 TL yasal faiz ve 1.801,86 TL cezai şart bedeli olmak üzere toplam 2.897,60 TL’nın tahsiline yönelik işlemin iptalini, muarazanın giderilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının dava konusu reçeteleri davalıya ait sistemden kontrol etmek dışında başkaca yükümlülüğü bulunmadığı, sistemde varolan ve davacı tarafından doğruluğu teyit edilen reçetenin sahte veya usulsüz olduğunun davacı tarafından anlaşılmasının mümkün bulunmadığı, 1 adet Granocyl 34 Liyofilize Toz Flakon isimli ilacın reçete sahibine teslim edilmediğine ilişkin başkaca delil bulunmadığı bu hali ile davalı tarafından tesis edilen işlemin
yerinde olmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne; SGK’nun 16/05/2018 tarih ve 19966705-934.01.17-E.4415745 sayılı yazılı uyarı ve para cezası işleminin iptaline, muarazanın bu şekilde giderilmesine, sözleşmenin aynı koşullarla devamına karar verilmiş; hüküm süresi içinde davalı tarafça istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlığa ilişkin 5510 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde “...25) Sağlık hizmeti sunucusu: Sağlık hizmetini sunan ve/veya üreten; gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve bunların tüzel kişiliği olmayan şubelerini... ifade eder”
67/3. maddesinde; “...Ayrıca genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için sağlık hizmet sunucularına başvurduklarında acil haller hariç olmak üzere (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra); biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulamasının yapılması ve/veya nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum tarafından verilen resimli sağlık kartı belgelerinden birinin gösterilmesi zorunludur...”
71. maddesinde; “Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmeti sunumu aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra), 67 nci maddenin üçüncü fıkrasında sayılan belgeleri ve bu belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kendi adına bir başkasının sağlık hizmeti almasını veya Kurumdan haksız bir menfaat temin etmesini sağlaması yasaktır. Bu fiilleri işleyenlerden Kurumun uğradığı zararın iki katı kanunî faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilir ve ilgililer hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır. Bu Kanunun uygulamasında acil hallerin ve acil sağlık hizmetlerinin neler olduğuna, hangi yöntem ve ölçütlerle tespit edileceğine ilişkin hususlar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
103. maddesinde; “Kurumca yapılan inceleme neticesinde; a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği, b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği, c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği, d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği, e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı, tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilleri işleyen veya sağlık hizmeti satınalınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen hükümlere aykırı davrandığı tespit edilen sağlık hizmeti sunucularının Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri feshedilebilir ve Kurumca belirlenecek süre içinde tekrar sözleşme yapılmaz. 71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır...” hükümleri yer almaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, dava dışı Kurum mensubu ...’ye ait 1 adet reçetedeki ilaçları hastaya vermediği gerekçesi ile hakkında haksız yere cezai işlem uygulandığını iddia etmiş ve ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde e-reçete ile
medula takip numarasından eczanelerden ilaç temin edilmesinde, davacının reçetenin gerçekliğini sistemden kontrol etmek dışında bir yükümlülüğü olmadığı için uygulanan cezai işlemin haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak davacının ilacı hastaya teslim ettiğini iddia etmesine rağmen dosya kapsamındaki delillerden ilaçları alan kişinin kimlik kontrolünü yapmadığı, bu nedenle ilacın hastaya teslim edilmediği anlaşılmaktadır. Oysaki yukarıda bahsi geçen 5510 sayılı yasanın 67/3, 71/1 ve 103/2 maddeleri uyarınca sağlık hizmeti sunucularının kimlik kontrolü yapmaları gerekmektedir. Bu nedenle Kurumun davacı hakkında cezai işlem uygulaması yerinde olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.