Logo

3. Hukuk Dairesi2021/3438 E. 2021/13057 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Konuttaki ayıpların gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına aykırı olarak usuli kazanılmış hak ilkesini ihlal ederek, bozma kararında belirtilen hususlar dışında hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, süresi içinde davalı ...Plan Turizm Ulaştırma San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmemiş ancak mahkemenin 09/03/2021 tarihli ek kararı ile davalı tarafın temyiz talebinin reddine karar verilmesi nedeniyle, bu defa davalı tarafından ek kararın temyizi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ... tarafından diğer davalılara inşa ettirilen 8988 ada 5 nolu parseldeki ...Toplu Konutları 1. Etap projesinden A-11 blok 62 nolu daireyi 28/01/2008 tarihli sözleşme ile satın aldığını ve 17/10/2009 tarihinde de konutun teslim edildiğini, broşürlerde olmasına rağmen kapalı yüzme havuzu, sauna, akıllı ev sistemi alt yapısının kurulmadığını, klima için alt yapının bulunmadığını, güneş kollektörleri ile destekli su ısıtma sisteminin kurulmadığını, bu şekilde sitenin ortak kullanım alanında ve bağımsız bölümde yapılacağı vaat edilen hususların yerine getirilmeyerek davalının edimini eksik olarak ifa ettiğini ileri sürerek; ayıp ve eksiklikler nedeni ile şimdilik 1.000 TL bedel indiriminin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini arttırmıştır.

Davalı; ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davalı ... aleyhindeki davanın kabulüne, 1.000 TL'nin dava tarihinden, 14.899 TL'nin ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı ...'tan tahsiline, diğer davalılar aleyhindeki davanın reddine yönelik olarak verilen karar davalı ...'ın temyizi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 15/06/2017 tarihli ve 2015/11744 E. 2017/7479 K. sayılı kararla; " ...Hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda ve mahkemece “gizli ayıp”lı olarak belirtilen imalatlar ile ilgili olarak; “gizli ayıp” olarak nitelendirilen (mesela izolasyona bağlı su sızıntı izleri, boya kabarma ve rutubetlenme olması gibi...) ayıplar yönünden kullanım ve mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak ne zaman oluştuğu yada oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki tüketicinin ne zaman farkedebileceği ile bağımsız bölümün teslim tarihi ve tespit tarihi de göz önünde bulundurularak yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği anlaşılmaktadır. Yine BK'nun 198. maddesi hükmü ile gizli ayıplar yönünden kendisine yüklenen “hemen ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükü davacıdadır. Site yönetiminin veya diğer tüketicilerin, tüketici adına ayıp ihbarında bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi heyetinden “gizli ayıp” olarak nitelendirilen imalatlara ilişkin ayıpların tek tek neler olduğunun belirlenerek, ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda ayıpların niteliği ve ortaya çıktıkları (kullanım ve mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak bu ayıpların ne zaman oluştuğu yada oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki bir tüketicinin ne zaman farkedebileceği) zaman dilimi ve tarafların delilleri dikkate alınarak taraf ve yargı denetimine esas gerekçeli ek rapor tanzimi sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Mahkemece, alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda açıklandığı üzere, tanıtım materyallerinde belirtilmesine rağmen daire içinde yangın algılama sistemi ile sprinkler tesisatının bulunmadığı, banyo klozetlerinde atık su geri dönüşüm sistemlerinin bulunmadığı, akıllı ev alt yapısının bulunmadığı, blokta merkezi ısıtma sisteminin güneş kollektörleri ile entegre edilmediği, güneş kollektörlerinin bulunmadığı, blok ortak alanlarında yangın algılama ve sprinkler sisteminin bulunmadığı, blok çatsında peyzaj uygulaması yapılmadığı, yağmur suyu depolama sistemi bulunmadığı, bu durumun eksik ifa niteliğinde olduğu kabul edilerek, değer kaybına hükmedilmiş ise de; bunların yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Mahkemece, davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durulmamıştır. Dairemizin benzer uyuşmazlıklardaki emsal uygulamaları da bu yönde olduğu gibi, aynı görüşte olan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 4/12/2015 tarihli ve 2015/13-1581 Esas ve 2015/2792 Kararı da bulunmaktadır. Hal böyle olunca bu kalemler yönünden davacının süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunup bulunmadığı araştırılarak yukarıda açıklanan şekilde sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir." gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece; 01/10/2019 tarihli celsede bozmaya uyulduğu belirtilerek yargılamaya devam edilmiş; yapılan yargılama neticesinde ise bozma kararında uyulmasına karar verilmesi gerekilen kısmın "gizli ayıpların süresinde ihbar edilip edilmediğine yönelik araştırma yapılması gerektiği" ve "yangın algılama ve sprinkler sisteminin bulunmaması hususunun eksik iş niteliğinde olmadığı" hususlarına ilişkin olduğu, bozmaya uyma kararının "eksik iş olarak belirtilen diğer hususların açık ayıp olduğuna" yönelik yapılan tespiti kapsamadığı gerekçesiyle, davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, 13.700 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükmün, davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, mahkemece 09/03/2021 tarihli ek karar ile hükmün süresinde temyiz edilmediği gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş; ek karar ve asıl karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1)Davalı vekilinin, 09/03/2021 tarihli ek kararın temyizine yönelik yapılan incelemede; davalı vekilinin, hükmü tebliğden sonraki 15 gün içerisinde temyiz etmiş olduğu ve bu nedenle temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşılmakla, mahkemenin 09/03/2021 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilerek davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelemesine geçildi.

2)Yargıtayın bozma kararına gerek iradi, gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme, uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi; hükmün bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.).

Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hâkimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.

Somut olayda; mahkemece, 01/10/2019 tarihinde bozma kararına uyulmasına karar verildiğine göre, bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılması gerektiği tartışmasızdır. Bu durumda; mahkemece, bozma kararı doğrultusunda tüm dosya kapsamına göre işlem ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile usuli kazanılmış hakka ve bozma kararına aykırı bir şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

3) Bozma nedenlerine göre davalı vekilinin asıl karara temyiz isteminin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle mahkemenin 09/03/2021 tarihli ek kararının kaldırılmasına, ikinci bentte açıklanan nedenlerle HUMK'nın 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının asıl karar yönelik temyiz isteminin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.