Logo

3. Hukuk Dairesi2021/3557 E. 2021/12840 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından takibe konu fatura borcundan sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Takip dayanağı faturanın davacı tarafından düzenlenmesi nedeniyle davalı yönünden delil başlangıcı sayılamayacağı, bu nedenle senetle ispat zorunluluğu bulunan uyuşmazlıkta tanık beyanlarına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalının annesine ait evde tadilat yaptırmak üzere gereken malzemeleri satın aldığını, ödemenin davalı tarafından yapılması konusunda anlaştıklarını, davalı adına düzenlenen fatura karşılığında 23.745,06 TL'lik malzemeyi marangozlara teslim ettiğini, aksi halde tanımadığı kimselere bu tutarda malı sözleşmesiz satmasının mümkün olmadığını, davalının ödemeyi marangozların yapacağını belirterek ödeme yapmaktan kaçındığını, satın aldığı malzemeleri annesine ait evin tadilatında kullandığını, alacağın tahsili için başlatılan takibe haksız şekilde itiraz ettiğini iddia ederek; takibe vaki itirazın iptali ile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı; davacı ile arasında kurulmuş sözlü ya da yazılı ticari ilişki bulunmadığını, annesinin maliki bulunduğu taşınmazın marangozluk işlerinin anahtar teslimi şeklinde 42.000 TL bedelle dava dışı ... ile ...'a verildiğini, bu bedelin tamamının marangozlara ödendiğini, ilgisi bulunmayan faturalara taraf gösterilmesinin ve bu faturalara dayalı olarak da alacak talebinde bulunulmasının hukuka aykırı olduğunu, ticari satım ilişkisinin yazılı olarak kanıtlanması gerektiğini, faturanın keşidecisine iade edildiğini, fatura konusu malların marangozlar ... ve ...'a teslim edilmesi nedeniyle asıl borçluların bu kişiler olduğunu savunarak, davanın reddi ile lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

Mahkemece ticaret mahkemesi sıfatıyla; davalının takip konusu fatura borcundan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalının temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 23/01/2020 tarihli ve 2016/23070 E 2020/506 K. sayılı kararıyla; uyuşmazlığa bakmaya görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu, bu nedenle davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.

Bozmaya uyan mahkemece; takibe dayanak faturanın delil başlangıcı mahiyetinde bulunduğu, bu nedenle tanık beyanlarının hükme esas alınabileceği, tanıkların davalının davacıdan tadilat malzemesi satın almadığına dair beyanda bulunmadığı, davalının annesi ile marangozlar arasındaki tadilatına taraf olmadığı ve olsaydı dahi tadilat anlaşmasının tarafları arasındaki iç ilişkinin dava konusu ile ilgisi bulunmadığı, davacı tanığı beyanları ile doğrulanan fatura içeriği nedeniyle davalının borçlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edlmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun senetle ispat zorunluluğunu düzenleyen 200. maddesi uyarınca; kural olarak, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Ancak Kanu'nun 202. maddesi uyarınca senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. Dolayısıyla bir belgenin delil başlangıcı sayılabilmesi için, kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından gönderilmiş veya verilmiş olması gerekir.

Uyuşmazlık, takibe dayanak faturaya konu malların davalı tarafça satın alınıp alınmadığı ve davalının fatura konusu mal bedelinden sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Fatura konusu malların dava dışı şahıslara teslim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamakla birlikte, davacı bu satışın davalıya yapıldığını iddia etmekte, davalı ise satışın malları teslim alan dava dışı marangozlara yapıldığını savunmaktadır. Somut olayda davacı tarafça davalı aleyhine 30/06/2015 düzenleme tarihli 119202 numaralı 23.745,06 TL tutarlı faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığından, sözleşmenin davalı ile yapıldığını ispat yükü davacıdadır. Uyuşmazlık konusu hukuki işlemin değeri senetle ispat sınırının üzerindedir. Yukarıda da açıklandığı üzere; bir belgenin delil başlangıcı sayılması, bu belgenin kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından gönderilmiş yahut verilmiş olması gerekmekle takibe dayanak yapılan fatura, davacı tarafça hazırlandığından davalı bakımından delil başlangıcı olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Buna göre mahkemece; uyuşmazlık konusu hukuki işlemin değerinin senetle ispat sınırının üzerinde olduğu gözetilerek, taraf delilleri değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, delil başlangıcı niteliğinde sayılamayacak faturaya dayalı olarak tanık beyanları doğrultusunda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/12/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi