"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 07/12/2021 tarihinde davalı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile imzaladığı 23/09/2004 tarihli abonelik sözleşmesi uyarınca, dönemsel tahakkuk ettirilen ancak ödenmeyen elektrik fatura bedelleri toplamının 102.325,73 TL olduğunu ileri sürerek; 102.325,73 TL asıl alacak ile asıl alacağa her bir faturanın son ödeme tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ve temerrüt faizinin % 18 KDV’sinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacı şirketin elektrik abonesi olmadığını, tarafına husumet yöneltilemeyeceğini, elektrik kullanımının da kendisine ait olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalının temyizi üzerine; Dairece verilen 27/03/2017 tarihli ve 2015/17029 E. 2017/3849 K. sayılı kararla; “...davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, genel mahkeme sıfatıyla bakılmış olması usul ve yasaya aykırıdır...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonucunda; davacı ile davalı şirketin önceki temsilcisi tarafından verilen 22/03/2004 tarihli vekaletnameye istinaden dava dışı ... arasında 23/09/2004 tarihli perakende satış sözleşmesinin imzalandığı, işbu sözleşme uyarınca davalı şirkete elektrik enerjisi sağlandığı, davalı tarafından davaya konu edilen faturalara dair herhangi bir ödeme belgesinin de sunulmadığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, toplam 102.325,72 TL asıl alacağın, asıl alacağa her bir faturanın son ödeme tarihinden itibaren işleyecek gecikme faizi ve % 18 KDV’siyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; “ Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” hükmü mevcuttur.
Bir tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ile diğer (bilirkişi raporuna itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğar. Yani, bir taraf bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğerinin itirazı (veya mahkemenin kendiliğinden gerekli görmesi) üzerine yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılır (veya aynı bilirkişiden ek rapor alınır) ve ikinci bilirkişi raporu (veya ek rapor) birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden ve bununla diğer (itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan, mahkemenin ilk bilirkişi raporuna göre karar vermesi gerekir (Kuru, B., Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s. 2753).
Somut olayda, mahkemece; taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesi uyarınca, davacının, davalıdan talep edebileceği elektrik tüketim bedelinin hesaplanması noktasında alınan 03/01/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; toplam 12 adet faturanın davaya konu edildiği, fatura bedelleri toplamının 102.325,73 TL olduğu, mevzuata göre KDV hariç asıl alacağa faiz yürütülmesi gerektiği, ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesi gereği, faturaların ödeme bildiriminde belirtilen son ödeme tarihini takip eden beş iş günü içerisinde ödenmediği takdirde müşterinin elektriğinin kesilmesi gerekirken, davacı şirketin sözleşmenin işbu maddesine aykırı davranarak elektriği kesmediği, davacının belirtilen davranışı nedeniyle % 50 oranında müterafik kusuru olup, hesaplanacak faiz üzerinden bu oranda indirim yapılması gerektiği, sonuç itibariyle gecikme zammı işletilmesi halinde talep edilebilecek alacak miktarının; 86.716,72 TL asıl alacak, 15.609,01 TL asıl alacak KDV’si, 51.870,36 TL işlemiş faiz (% 50 oranında indirim yapılmış hali) 9.336,66 TL faizin KDV’si olduğu belirtilmiştir. Rapor, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu gibi davacı vekilinin 01/02/2018 tarihli dilekçesinden de anlaşıldığı üzere rapora bir itirazının olmaması, davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Buna rağmen, mahkemece; bahse konu bilirkişi raporu dikkate alınmaksızın, işlemiş faiz üzerinden davacının müterafik kusuru oranında indirim yapılmayıp, yazılı şekilde hüküm tesis edilerek davalının usuli kazanlmış hakkının ihlal edildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; 03/01/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunun hüküm kurmaya, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alınarak, bilirkişi raporu doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.