Logo

3. Hukuk Dairesi2021/3696 E. 2021/12452 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tellallık sözleşmesinden kaynaklanan hizmet bedeli alacağının ödenip ödenmediği ve cezai şartın tahsil edilip edilemeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, tellallık sözleşmesinin 10. maddesindeki %6 komisyonun niteliğini ve davalı tarafından ödenmesi gereken miktarı yanlış değerlendirerek davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı bulunarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı alıcı ile tellallık sözleşmesi akdettiğini, ancak sözleşmeye konu taşınmazla ilgili kendisini devre dışı bırakarak, tarafların satımı gerçekleştirdiklerini öğrendiğini, bunun üzerine, tellalık sözleşmesindeki hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek; icra takibine vaki itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, tellallık sözleşmesinin 10. maddesine kararlaştırılan % 6 komisyon bedelinin tahsili için eldeki davayı açmıştır. Mahkemece öncesinde davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın Yargıtay (kapatılan ) 13. Hukuk Dairesince 1.6.2020 tarihli ilamla; kabul edilen tutardan davacı ile ortak çalışan dava dışı ... tarafından tahsil edilen bedelin mahsubunun gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, “Bozma ilamı doğrultusunda yapılan incelemelerde davalının davacı ve sözleşme tarihi itibariyle aynı adreste beraber çalıştıkları ...'den tellallık hizmeti aldığı ve tellallık hizmet bedeli olarak 2.500,00 TL kararlaştırılmış olduğu, sonrasında davalının aslen hizmet aldığı ... ile davacının işlerini ( ortaklıklarını ) ayırdıkları, davalının sözleşmede kararlaştırılan hizmet bedelini ödediği ve karşılığında faturasını aldığı, faturadaki adresin tellallık sözleşmesindeki adres ile aynı olduğu bu nedenle davalı tarafça edimin yerine getirilmiş olduğu ve tellallık sözleşmesi gereğince davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Tellallık (simsarlık) sözleşmesi mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 404-409 maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520-525 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesinin tanımı "...simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm, mehaza uygun olarak, "Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir" şeklinde anlaşılmalıdır.

Simsarlık sözleşmesinin unsurları şu şekildedir:

a) Simsarlık ilişkisinin tarafları simsar ile iş sahibidir ve simsar, iş sahibi için, konusu özel olarak belirlenmiş bir vekalet edimi üstlenmiştir. O (simsar), iş sahibi için yerine getireceği faaliyetin karşılığında ücret alacaktır.

b) Simsarlık faaliyetinin konusu, çeşitli işlere ilişkin sözleşmelerin kurulması hususunda aracılık etmektir. Bu aracılık faaliyeti, bir sözleşme kurma fırsatı vermek şeklinde olabileceği gibi bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmek şeklinde de olabilir. Simsarın kural olarak iş sahibini temsil yetkisi yoktur; fakat sözleşme ile kendisine bu yetki verilebilir.

c) Simsarlık ilişkisi, simsar ile iş sahibi arasında yapılan bir sözleşme ile kurulur. Simsar ile iş sahibi arasında sürekli bir hukuki bağlantı yoktur. Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, "taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz". Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir.

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2017 gün, 2017/13-644 E., 2017/460 K. sayılı kararında da aynı ilkelere işaret edilmiştir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Davacı ile davalı arasında 25/03/2013 tarihinde imzalanan tellallık sözleşmesinin 10. maddesinde “ ...herhangi bir sebepten dolayı gayrimenkulü almaktan vazgeçtiğim veya sözleşmeyi geçersiz hale getirdiğim, fiilen engellediğim durumlarda, gayrimenkulün yukarıdaki satış bedeli üzerinden tellalın mahrum kaldığı alıcı ve satıcıdan, alacağı %6 komisyonu ödeyeceğimi ayrıca cezai şart olarak 4.000TL (el yazısıyla) ödeyeceğimi kabul ve taahhüt ederim” şeklinde kararlaştırmanın bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, yapılan 2.500 TL ödemenin tellallık hizmet bedeli olduğu ve davalının davacıya bir borcu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, az yukarıda anılan talep konusu hakkında yanlış değerlendirme yapıldığı açıktır. Bunun yanında; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin anılan 10. maddesindeki ödeneceği belirtilen %6 miktarının içinde bulunan %3 davalı tarafından ödenmesi gereken komisyon ücreti, diğer %3 ise cezai şart niteliğindedir.

Hal böyle olunca mahkemece, sözleşmede belirtilen ve yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde inceleme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.