Logo

3. Hukuk Dairesi2021/3728 E. 2021/13732 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa sahibi hakkında, arsa üzerinde yapılacak dairenin müteahhitle yapılan satış sözleşmesi uyarınca arsa sahibinin hesabına yatırılan paranın iadesi talebiyle açılan alacak davasında husumetin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, arsa sahibi olmayan davalı ile arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmadığı, davaya konu paranın müteahhit ile yapılan sözleşme kapsamında ödendiği ve davalının satış sözleşmesinin tarafı olmadığı gözetilerek, davalının sebepsiz zenginleştiğinden bahsedilemeyeceği ve husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ELBİSTAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 04/09/2013 tarihinde ... İçecek İnş Turizm Teks Gıda ve Tic.San. Ltd. Şti.nin müteahhit şirket, davalının arsa sahibi olduğu "... Kent" projesinde, A blok 2. kat Güney cephe 3 nolu daire için satış sözleşmesi imzaladığını, sözleşme hükümleri uyarınca 125.000 TL bedeli davalının hesabına 05/09/2013 tarihinde yatırdığını ancak dava dışı şirket ile davalı tarafın edimlerini yerine getirmeyerek ve evi teslim etmediklerini, davalı tarafın kendi üzerine düşen ediminin yerine getirmesinin artık süre yönünden fiilen ve hukuken mümkün olmadığını ileri sürerek; 05/09/2013 tarihinde davalı tarafa ödemiş olduğu 125.000 TL'nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihindeki değeri belirlenerek davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ise 200.199,38 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini istemiştir.

Davalı; davacının dava dışı şirketle sözleşme yaptığını, kendisi ile akdi ilişkisi bulunmadığını, ödemenin yapıldığı hesaptaki paranın tarafından kullanılmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

İlk derece mahkemesince; davacı ile dava dışı ... İnşaat ile yapılan sözleşmenin geçersiz olduğu, bu sözleşmede daire bedelinin davalıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bu nedenle daire bedelinin davalıya ödendiği, sözleşme geçersiz olduğundan davalıya daire bedelinin ödeneceğine ilişkin hükmün de geçersiz olduğu, bu durumda davacının 04/09/2013 tarihli sözleşmeye istinaden ödediği paranın denkleştirici adalet ilkelerine göre ulaştığı değerini talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 200.911,38 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; yükleniciden taşınmaz satın alan davacının, satış bedelini yükleniciye değil sözleşmede belirtilen davalının (arsa sahibinin) hesabına yatırmış olup, uyuşmazlığın konusunun davalının, aralarında sözleşme ilişkisi olmayan davacı tarafından kendi banka hesabına yatırılan para dolayısıyla sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği hususuna ilişkin olduğu, sebepsiz zenginleştiği iddia edilen davalının zenginleşmesinin arsa sahibi olmasından kaynaklamamakta olup paranın davalının banka hesabına yatırılmasından kaynaklandığı, davalının kendi hesabına gönderilen paranın kendi uhdesinde kalmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı ile dava dışı şirket arasında 04/09/2013 tarihli daire satış sözleşmesi imzalandığı, satış sözleşmesinde satış bedelinin arsa sahibi ... hesabına yapılacağının kararlaştırıldığı, davacı tarafından satış bedeli 125.000 TL'nin sözleşmede belirtilen davalıya ait hesap numarasına ödendiği anlaşılmaktadır. Davaya konu bedel, dava dışı şirket ile düzenlenen sözleşmede belirlenen satış bedelidir. Sözleşme dava dışı şirket ile düzenlendiği gibi davalının hesabına yapılan ödemenin dava dışı şirkete aktarıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca arsa malikleri ile düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müteahhide düşen bağımsız bölüm davacıya satılmıştır. Davalı, satış sözleşmesinin tarafı değildir. Sözleşmeden kaynaklanan ödeme nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemez.

Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; arsa sahibi hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 28/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.