"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın feragat nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ... tarafından yapılan ve tamamlanan projeden, 3102 parsel üzerindeki 9 numaralı bağımsız bölümü dava dışı ...., 3042 parsel üzerinde 3 numaralı bağımsız bölümü ise davalı belediyeden satın aldığını ve bu iki bağımsız bölümün adına tescil edildiğini, ancak devam eden süreçte dava dışı Hazine tarafından, davalı belediyeye açılan davanın sonucunda, dava konusu bağımsız bölümlerin yer aldığı binaların kal'ine karar verildiği ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek; her iki taşınmazın dava tarihindeki değerleri toplamı 125.000 TL'nin davalı belediyeden faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı tarafın temyizi üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 16/06/2020 tarihli ve 2017/3031 E. 2020/4778 K. sayılı kararla; “..dava konusu taşınmazlardan 9 no'lu bağımsız bölüm yönünden, davacının beyanı da dikkate alınarak. bu hususta dosyaya ilgili belgeler de getirilmek suretiyle, davacının satış sözleşmesinden doğan hakkını ancak akidine ileri sürebileceği tartışılmadan ve gözetilmeden karar verilmiş olması, ayrıca davalı vekilinin rapora itirazlarını karşılar biçimde önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden taraf ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği,” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası mahkemece; davanın feragat nedeniyle reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 13. maddesi; “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri ile onikinci maddenin birinci fıkrası,onaltıncı maddesinin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” düzenlemesini,
Ttarifenin 6. maddesi; "Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz." düzenlenmesini içermektedir.
Somut olayda; davanın 125.000 TL üzerinden açıldığı, bozma sonrası davacının davadan feragat ettiği dikkate alındığında, mahkemece davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının dördüncü bendinde yer alan “...3.400 TL maktu...” ifadesinin yerine “15.825 TL nispi” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.