"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar asıl davada; ... Mevkinde 359 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki 159 sokakta bulunan 51/A, birleşen davada da 159 sokakta bulunan 51 kapı taşınmaz için murisleri tarafından alınan tapu tahsis belgelerinin mahkeme kararı ile iptal edildiğini; bu sebeple tapu tahsis belgeleri için ödemiş oldukları bedellerin denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanarak tahsiline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek; asıl ve birleşen davalarda 10.000’er TL’nin alacağın yasal faiziyle tahsilini talep etmişler, 11/07/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini 114.447TL' ye artırmışlardır.
Davalı; asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 57.223,50'şer TL'nin dava tarihinden itibaren eşleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairece verilen 18/02/2019 tarihli ve 2017/11915 E. – 2019/1211 K. sayılı kararla; asıl ve birleşen davalarda ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; asıl davanın kısmen kabulü ile 5.420,56 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, birleşen davada da 9.555,06 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte birleşen davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan kararında yazılı gerekçelere göre; davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 13. maddesinde; “(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci
kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
(3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur." düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda; davacılar asıl ve birleşen davalar için ayrı ayrı 10.000TL’ nin tahsili talepli davayı açmakla birlikte 11/07/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini 114.447TL' ye artırmışlar, mahkeme tarafından 57.223,50'şer TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş ve karar davacılar tarafından temyiz edilmemiştir. Davalı vekilinin temyiz talebinin akabinde hüküm davalı lehine bozulmuş ve davacılar vekili tarafından 02/10/2019 tarihinde yeniden ıslah dilekçesi sunulmuştur. Mahkeme tarafından ikinci ıslah dilekçesindeki bedeller dikkate davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş, kısmi dava olarak açılan davada, ikinci defa ıslah dilekçesi verilemeyeceği, dolayısıyla verilmiş olsa dahi hükümde dikkate alınmaması gerektiği göz önünde bulundurulmamıştır. Dolayısıyla asıl ve birleşen davalar yönünden ıslah edilen tutarlar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK' nın 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının asıl davaya ilişkin (A) bölümünün (6) nolu bendindeki “8.451,73 TL” rakamının çıkartılarak yerine “7.534,39 TL” rakamının, hükmün birleşen davaya ilişkin (B) bölümünün (6) nolu bendindeki “13.914,73 TL” rakamının çıkartılarak yerine “6.996,90 TL” rakamının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK' nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde davacılar yönünden karar düzeltme yolu açık, davalı yönünden kapalı olmak üzere, 18/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi