Logo

3. Hukuk Dairesi2021/5498 E. 2021/13401 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından satılan ve davacının yaptırdığını iddia ettiği taşınmaz nedeniyle, davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği ve zenginleşmenin miktarının ne olduğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının taşınmazı satarak davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği kabul edilmekle birlikte, zenginleşme miktarının taşınmazın satış tarihi olan 2017 yılındaki değeri üzerinden hesaplanması gerekirken, dava tarihi olan 2019 yılındaki değeri üzerinden hesaplanmasının doğru olmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SİNOP 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; dava konusu taşınmaz ve üzerindeki iki katlı binanın davalı babasına ait olduğunu, bina üzerine sonradan iki kat daha çıkıldığını, üçüncü kattaki dairenin kardeşi ..., dördüncü kattaki dairenin ise kendisi tarafından yaptırıldığını, daha sonra taşınmazın davalı tarafından üçüncü kişiye satıldığını, dairenin bedelini ödeyeceğini söyleyen davalının halen ödeme yapmadığını, ihtar çektiğini ancak olumlu cevap alamadığını, davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 TL'nin satış tarihi olan 31/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı; dava konusu dairenin tüm masraflarını kendisinin karşılayıp yaptırdığını, ekonomik gücü olmayan davacıya sadece daireyi kullanması ve isterse kiraya vermesi hususunda muvafakat ettiğini, ahlaki görevin ifası nedeniyle sebepsiz zenginleşme talep edilemeyeceğini, davacının getirisinden istifade ettiği dönemler için bakım ve zorunlu giderleri isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince; dava konusu taşınmazın davacıya ait olmasına rağmen davalı tarafından satılarak sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 88.759,93 TL'nin 02/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.

Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.

Öte yandan, hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise, tam aksine, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazın dördüncü katının davacı tarafından yaptırıldığı, davalının taşınmazı 31/05/2017 tarihinde üçüncü kişiye sattığı, dolayısıyla davalının 2017 yılı itibariyle davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, dava konusu dairenin, davalı tarafından satıldığı 2017 yılı ile davanın açıldığı 2019 yılına ait değerlerinin belirlendiği ilk derece mahkemesince davanın açıldığı tarihteki değer esas alınarak davanın kabul edildiği anlaşılmaktadır.

Buna göre ilk derece mahkemesince; davalının taşınmazın satışını yaparak davacı aleyhine zenginleştiği dikkate alınarak, bilirkişilerce dairenin satış tarihi olan 2017 yılı itibariyle belirlenen değerine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava tarihi esas alınarak karar verilmesi, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi