Logo

3. Hukuk Dairesi2021/5686 E. 2021/13487 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Konut satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ayıp ve gecikme tazminatı talepli alacak davasında tüketici mahkemesinin görevli olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazı ticari amaçla değil, otel konseptinde işletilmesi vaadine binaen satın aldığının anlaşılması ve bu nedenle tüketici sıfatının bulunmaması gözetilerek, tüketici mahkemesinin görevsizliğine ve davanın genel mahkemede görülmesi gerektiğine karar verilerek, bölge adliye mahkemesinin esasa ilişkin verdiği karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne ile düzelterek yeniden esas hakkında verdiği kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı ile yapılan sözleşmeyle (... Konut Satış sözleşmesi ve eki teknik şartname ile) otel-rezidans projesinden 15 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, söz konusu taşınmazı almadan önce davalı tarafça inşa edilecek taşınmazın bir kısmının otel, bir kısmının residence olacağı açıklaması yapıldığını ve verilen bu bilginin gerek davalının tüm tanıtım broşürlerinde gerekse kendilerine ait web sitesinde yer aldığını ancak taşınmazın bu niteliklerden yoksun olduğunu ve davalı ile akdedilen sözleşmede taşınmazın sözleşme tarihinden itibaren 26 ay içinde teslim edilmesi gerekirken teslim edilmediğini, bu nedenle cezai şart alacaklarının da doğduğunu beyan ederek; şimdilik 10.000,00 TL cezai şartın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile birlikte proje kapsamında vaad edilen ancak yerine getirilmeyen taahhütler nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin ihtar tarihi olan 15.5.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilahare ıslah dilekçesi ile talebini arttırmıştır.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulü ile, 80.000,00 TL ekonomik ayıp nedeniyle tazminat ile 3.175,00 TL gecikme tazminatının temerrüt tarihi olan 17/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince bozmaya uyularak, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İstanbul 5. Tüketici Mahkemesinin 2014/230 Esas ve 2017/38 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davacının davasının kısmen kabulü ile,

80.000,00 TLbedel indirimi ve 3.175,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 83.175,00 TL 'nin temerrüt tarihi olan 17/05/2014 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, karar verilmiş, verilen karar her iki tarafça temyiz edilmiştir.

1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.

6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.

Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.

Somut olayda; davacı, davalı yüklenici şirket ile imzalanan taşınmaz satış sözleşmesi gereğince taahhüt edilenden farklı bir konseptte daire teslim edilmesinden kaynaklanan ekonomik ayıp karşılığı ve geç teslim nedeniyle cezai şart bedelinin tahsilini talep etmiştir

Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile davacının temyiz dilekçesinde taşınmazın özellikleri itibariyle otel konsepti olarak işletilmesi taahhüdüne binaen davacının mesken olarak kullanmak amacıyla satın almadığı şeklindeki beyanı da olduğuna göre davacı bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olmadığından, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Bu itibarla uyuşmazlıkta davaya bakmaya genel mahkemeler görevlidir.

Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.

Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; Uyuşmazlıkta genel mahkeme görevli olduğundan, ilk derece mahkemesinin HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermesi gerekirken; görevi olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması nedeniyle 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca esasın incelemeden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak görevsizlik hükmü kurulması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye ya da görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, görevsiz mahkeme tarafından görülen davanın esastan incelenerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

2-Bozma nedenine göre, tarafların bu aşamada sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi'nin kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının temyiz edenlere iadesine, HMK'nın 373/2 maddesi uyarınca dava dosyasının bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.