"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalılar 1-... 2- ... A.Ş. aralarındaki alacak davasına dair İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12/11/2019 tarihli ve 2019/65 E. 2019/302 K. sayılı hükmün onanması hakkında Dairemizce verilen 28/06/2021 tarihli ve 2020/6420 E. 2021/7418 K. sayılı karara karşı, davalı ...Ş. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, avukat olduğunu, davalı şirketin diğer davalı bankada bulunan hesabındaki 78.690,53 TL bakiyesine 26.07.2013 tarihinde hukuka aykırı olarak konulan blokenin kaldırılması için davalı şirket tarafından 06.08.2013 tarihli vekaletname ile vekil olarak tayin edildiğini, öncelikle davalı bankaya blokenin kaldırılması konusunda ihtarname gönderdiğini, blokenin kaldırılmaması nedeni ile takip başlattığını, itiraz üzerine duran takibin devamı için de itirazın iptali davası açtığını, dava devam ederken davalı şirketin 29.01.2014 tarihli azilname ile kendisini azlettiğini, davalı şirket temsilcisi ...’in 28.01.2014 tarihli “davadan feragat dilekçesi” sunduğunu, icra takibi ve dava dosyasının feragat ile sonuçlandığını, davalıların sulh olmaları nedeni ile Avukatlık Kanunun 165. maddesi uyarınca vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 38.646,17 TL akdi ve karşı yan vekalet ücretinin 28.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili davanın reddini dilemiş; diğer davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulü ile, 33.330,96 TL nin dava tarihinden itibaren davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28/06/2021 günlü ve 2020/6420E.-2021/7418K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş olup, bu sefer davalı ...Ş. vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup davacı avukat, müvekkili olan davalı ......Ltd.Şti. tarafından vekili olarak diğer davalı ...Ş.’ye karşı açmış olduğu itirazın iptaline ilişkin davada, tarafların sulh olduklarını ileri sürerek, Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesi gereğince hem müvekkili davalı ......Ltd.Şti.’ye hem de diğer davalı ...Ş.’ye karşı ücret alacağının tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı ...Ş. vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 28/06/2021 günlü ve 2020/6420E.-2021/7418K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarihli,
21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından 05.10.2018 tarihinde 2017/6 esas 2018/9 karar sayılı ilamla " İçtihadı birleştirmenin konusu, Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde yer alan ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin girip girmediği hususudur.... Avukatlık bir kamu hizmeti olmakla birlikte ücret karşılığında müvekkiline hukuksal yardım hizmeti sunan avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir...Özel hukukta, bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı da nisbi hak niteliğindedir. Böyle olunca alacak hakkı ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi yada kişilere karşı ileri sürülebilir, yargısal kararlarda ve doktrinde borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi denilen bu ilke uyarınca sözleşmeler kural olarak yalnızca sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ve sonuç doğururlar.... Akdi vekalet ücretinin iş sahibi ile hasmın müteselsil sorumluluğu kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi hukuk güvenliği ilkesini zedeleyecektir. Ayrıca vekalet ücreti avukatın yaptığı hukuki yardımın karşılığı olan bir meblağ veya değeri ifade ettiği halde avukattan hiçbir hukuki yardım almayan hasmın, karşı yanın yaptığı sözleşmeden doğan vekalet ücreti nedeniyle onun avukatı lehine müteselsilen sorumlu tutulması, avukatlık ücretinin mahiyet ve amacına da uygun değildir. Tarafların aralarındaki dava ve uyuşmazlığı sulh ile sonuçlandırmaları herşeyden önce dava açılmakla bozulan toplumsal barış ve huzurun yeniden tesis edilmesini sağladığı gibi tarafların bir an önce hak ve alacaklarına kavuşmasını da temin etmektedir. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HUMK' nın 140/2. maddesinde hakimin tarafları sulhe davet edeceği düzenlenerek sulh teşvik edilmiştir. Böyle olunca, usul hukuku bakımından bu kadar önemli bir müessesenin önüne sözleşmenin tarafı olmayan kişinin akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulması şeklindeki bir engelin konulması da doğru olmayacaktır....Hal böyle olunca, Avukatlık Kanunu' nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken "akdi vekalet ücretinin" dahil olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. " şeklinde karar verilmiş olup, somut olaya ilişkin çıkan bu içtihadı birleştirme kararına göre, davalı ...Ş.’nin davacının hak ettiği akdi vekalet ücretinden sorumlu olmayacağının kabulü gerekir. Bu durum karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan incelemeden anlaşılmıştır. O halde Mahkemece, davalı ...Ş.’nin davacı avukatın akdi vekalet ücretinden sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken sehven onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, 3. Hukuk Dairesinin onama ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile 3. Hukuk Dairesinin 28/06/2021 günlü ve 2020/6420E.-2021/7418K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün yazılı gerekçeler ile davalı ...Ş. lehine BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 22/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.