Logo

3. Hukuk Dairesi2021/610 E. 2021/12206 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı Kasaplar Odası'nın, davalı mezbahanelerden üyelerine ait sakatat bedellerini tahsil edebilmesi için açtığı alacak davasında husumetin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesinin aktif husumet yokluğu gerekçesiyle verdiği ret kararını pasif husumet yokluğu gerekçesiyle düzelterek onaması usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 2005 yılından bu yana giderleri karşılamak için üyelerinden aidat toplama yerine, üyelerinin mezbahanelerde kesimlerden kalan sığır bağırsağı ve yağları (bir kısım sakatat) aldığını, odaya üye olan kasapların kesim yaptığı kesimhanelerin davalılara ait olduğu, oda üyelerinin kesimlerinden kalan mülkiyeti davacıya ait sakatatların davalı işletmecilerin uhdesinde kaldığını, davacı tarafından bu hususta davalılara, sakatatları ayni olarak teslim edilmesi, olmadığı takdirde bedellerin ödenmesini içerir bir ihtarname gönderdiğini, davalılar tarafından ihtarnameye, sakatatları kesim yaptıran kasaplardan satın aldığı şeklinde cevap verildiğini ancak üyelerin bu ürünler üzerinde herhangi bir tasarruf yetkisinin olmadığını ileri sürerek oda üyeleri kasapların 31/05/2018 tarihinden 31/05/2019 tarihine kadar hayvan kesimlerinden doğan oda alacaklarının tespit edilerek 31/05/2018 tarihinde itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.

Davalılar; dava konusu edilen sakatatları kasaplardan satın aldıklarını savunarak davanın reddini istemişlerdir.

İlk derece mahkemesince; dava konusu olayın oda üyelerinin çalışma konularına giren bir husus olmadığı gibi üyelerin mesleki menfaatlerini ilgilendiren bir hususta olmadığından oda yönetim kurulunun odayı temsil etme yetkisi bulunmadığı, dava konusu olayla ilgili bir alacak var ise bu alacağın odaya kayıtlı üyelere ait olacağı, bu nedenle odaya kayıtlı üyelerin dava açması gerektiği gerekçesiyle, aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; Kasaplar Odası üyelerinin, genel kurul kararı ile aidat olarak belirlenen sakatatları davalıya sattıkları ya da düşük ücretle hayvanlarının kesilmesi karşılığı bıraktıklarının anlaşıldığı, davacı Oda Başkanlığının üyelik aidatı olarak ücreti ya da sakatatları davalıdan değil üyelerinden istemesi gerektiği, dolayısıyla davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde aktif husumet yokluğu gerekçesiyle reddine karar verilmesi usul ve kanuna uygun değil ise de sonuç itibariyle reddine karar verilmiş olmakla kararın gerekçesi düzeltilmek suretiyle davacı tarafın istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- İstinaf kanun yolu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341 ve devamındaki maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun bölge adliye mahkemesince duruşma yapılmadan verilebilecek kararları düzenleyen 353/b-2 hükmüne göre "yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise” bölge adliye mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilir. Bahsi geçen kanun hükmü gereğince, bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı sonucu itibariyle doğru görülse de kararın gerekçesinde hata edildiği tespit edildiği takdirde yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekir.

Somut uyuşmazlıkta; ilk derece mahkemesince, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi ile davanın pasif husumet yokluğu gerekçesiyle reddedilmesi gerektiği ancak kararın sonuç itibariyle doğru olduğundan kararın gerekçesi düzeltilmek suretiyle davacının istinaf başvurusu reddedilmiştir. Bu durumda bölge adliye mahkemesince bahisle HMK’nın 353-b-2 hükmü gözetilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK'nın 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK'nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 30/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.