Logo

3. Hukuk Dairesi2021/6365 E. 2021/12905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının fazla mesai ücreti alacağı talebiyle açtığı davada, mahkemenin kısmi kabul kararı vermesi üzerine yapılan temyiz başvurusunda, ıslah dilekçesinin niteliği ve davalı şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının fazla mesai alacağının belirli hale gelmesinden sonra verdiği ıslah dilekçesinin ikinci ıslah dilekçesi olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu, ayrıca kesinleşmiş bir kararda davalı şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmişken, bozma sonrası yapılan yargılamada tekrar davalı şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin davacının usuli kazanılmış hakkını ihlal ettiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalılardan ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; ücreti davalı ... İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti tarafından ödenmekle birlikte mülkiyeti bu şirkete ait olan ve diğer davalılar tarafından kullanılan villa tipi taşınmazda 01/05/2004 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, buradaki yemek, temizlik, çamaşır, bulaşık, ütü, alışveriş gibi tüm işleri yaptığını, iş akdinin haksız ve nedensiz olarak 10/05/2011 günü feshedildiğini, haftanın 6 günü çoğu zaman pazar günleri de dahil olmak üzere 08.00-22:00 saatleri arasında çalıştığını, aynı bahçe içinde oturduğundan bazen gece saatleri dahi davalılara hizmet verdiğini, fazla mesaisinin ödenmediğini, yıllık izinlerini kullanmadığını, tüm milli bayramlarda çalıştığını ve asgari geçim indirimi ödemesini de almadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 100 TL kıdem tazminatı, 100 TL ihbar tazminatı, 100 TL hafta sonu çalışma, 100 TL milli bayram çalışma, 100 TL fazla çalışma ücreti, 100 TL yıllık izin ücreti ve 100 TL asgari geçim indirimi olmak üzere toplam 700 TL alacağın kıdem tazminatına akdin feshi tarihinden, diğer alacaklar için ihtarnameye göre temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiş; 12/05/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini asgari geçim indirimi 2.101,82 TL'ye, ihbar tazminatı için 371.70 TL’ye, 18/04/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile de fazla mesai alacağına ilişkin talebini 32.697,10 TL’ye artırmıştır.

Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece, davalı şirket aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, ıslah talebi de gözetilerek davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 371,70 TL ihbar tazminatı ve 2.101,82 TL asgari geçim indirimi alacağının 100 TL sinin 20/08/2011 tarihinden, 271,70 TL ihbar tazminatı ve 2.001,82 TL asgari geçim indirimi alacağının 12/05/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan

tahsiline dair verilen karar, davacı ve davalılardan ... ve ... vekilleri tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 13/06/2016 tarihli ve 2016/10179 E. 2016/14907 K. sayılı kararıyla; mahkemece dinlenen tanıklardan davacının fazla mesai yaptığının anlaşıldığı, dosyadaki tüm tanık beyanları ve deliller değerlendirilerek hak edilen fazla çalışma ücretinin hesaplanması için bilirkişi raporu alınması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.

Bozmaya uyan mahkemece; davalı şirket aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, ıslah talebi de gözetilerek davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 371,70 TL ihbar tazminatı ve 2.101,82 TL asgari geçim indirimi alacağının 100 TL'sinin 20/08/2011 tarihinden, 271,70 TL ihbar tazminatı ve 2.001,82 TL asgari geçim indirimi alacağının 12/05/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL fazla çalışma ücretinin 28/08/2011 dava tarihinden itibaren davalılar ... ve ...'dan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar, davacı ve davalılardan ... ve ... vekilleri tarafından temyizi üzerine, Dairece verilen 22/12/2020 tarihli ve 2020/3813 E. 2020/8063 K. sayılı kararla; talep edilebilecek fazla çalışma ücretinin 32.687,10 TL olduğu belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında fazla çalışma ücretine yönelik talep için önce fazlaya ilişkin talebin saklı tutulduğu, sonrasında ise fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiğinin ifade edildiği, kısa karar (hüküm) ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu, ayrıca reddedilen kısım üzerinden davalılar Aysel ve ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davalı şirket aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, ıslah talebi de gözetilerek davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 371,70 TL ihbar tazminatı ve 2.101,82 TL asgari geçim indirimi alacağının 100 TL'sinin 20/08/2011 tarihinden, 271,70 TL ihbar tazminatı ve 2.001,82 TL asgari geçim indirimi alacağının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL fazla çalışma ücretinin 28/08/2011 dava tarihinden itibaren davalılar ... ve ...'dan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan ... ve ... vekilleri tarafından tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalılardan ... ve ... vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacının fazla çalışma alacağına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

Mahkemece davacının 32.687,10 TL fazla çalışma ücreti alacağı tespit edilmekle birlikte davacı vekili tarafından verilen 18/04/2017 tarihli ıslah dilekçesini 2. kez verilen ıslah dilekçesi olarak kabul ederek hükme esas almamış ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL üzerinden tahsiline karar vermiştir. Ancak davacı tarafından verilen bu dilekçe mahiyet itibari ile ikinci ıslah dilekçesi değildir. Zira Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 13/06/2016 tarihli ve 2016/10179 E. - 2016/14907 K. sayılı bozmasında önce alınan 17/03/2014 tarihli raporda fazla çalışma ücretine ilişkin tespit yapılmamış sadece AGİ ve ihbar tazminatına tespit edilmiştir. Davacı vekili de tespiti yapılan bu kalemler yönünden dava değerini artırmıştır. Bozma ilamında da açıkça davacının fazla çalışma alacağının tespitinin yapılması için kararın bozulmasının akabinde mahkemece alınan 21/07/2017 tarihli rapor ile davacının fazla çalışmaya ilişkin alacağı tespit edilmiş, davacı vekilince bu kalem yönünden de 18/04/2017 tarihli dilekçe ile dava değeri artırılmıştır. Dolayısıyla fazla çalışmaya ilişkin davacının alacağı 21/07/2017 tarihine kadar belirli olmayıp, ıslah edilebilir nitelikte değildir. Dolayısıyla davacı vekili tarafından sunulan 18/04/2017 tarihli dilekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3- Davacı tarafın davalı şirket lehine hükmedilen vekalet alacağına yönelik temyiz istemi yönünden;

Mahkeme tarafından verilen 22/05/2014 tarihli ve 2012/575 E. - 2014/253 K. sayılı ilk hükümde davalı şirket yönünden davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş ve davalı şirket lehine 1.500 TL vekalet ücreti takdir edilmiştir. Söz konusu hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmemiş ve hüküm şirket yönünden kesinleşmiştir. Ancak hükmün bozulması üzerine yapılan yargılamada davalı şirket yönünden hükmün kesinleştiği göz önüne alınarak hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davalı şirket hakkında davanın reddine ve lehine vekalet ücreti takdir edilmek suretiyle, davacı lehine usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.