Logo

3. Hukuk Dairesi2021/6442 E. 2021/13723 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haricen yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanarak ödenen bedelin iadesi talebiyle açılan sebepsiz zenginleşme davasında, ödenen miktarın tespiti ve davalılar arasındaki sorumluluğun kapsamı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Haricen yapılan taşınmaz satış sözleşmelerinin geçersizliği ve sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri istenebileceği, ancak mahkemece davacı tarafından ödendiği ispatlanan miktardan fazla bir bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin yanılgılı olduğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : FETHİYE 4. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalılardan ... ve diğerleri vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalılardan ... ve diğerleri vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalılardan ... Ltd. Şti. ile 22/09/2012 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesini imzaladığını, kararlaştırılan satış bedeline mahsuben toplam 99.600 USD davalı şirkete ödediğini, davalı şirketin kendisi gibi birçok kişiyi mağdur ettiğini, ileride açılması muhtemel olan dava ve takiplerden kurtulmak amacıyla akde aykırı davranarak tüm malvarlığını üçüncü bir kişiye devrettiğini, sözleşmeye konu taşınmaz projesi ile ilgili olarak diğer davalılar ile arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu, gerçekleşen zarardan davalı şirket ile birlikte diğer davalı ortakların da sorumluluklarının bulunduğunu ileri sürerek; ödediği 99.600 USD’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

Davalılardan ....davalı şirket ile imzaladıkları yatırım sözleşmesinin ortaklık sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceğini, bahse konu sözleşme öncesi davalı şirket tarafından iradelerinin sakatlandığını, dava konusu taşınmaz satış sözleşmesinin tarafı da olmadıklarını, sorumluluklarına gidilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

Davalı ... Ltd. Şti., davaya cevap vermemiştir.

İlk derece mahkemesince; davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen harici taşınmaz satış sözleşmesine istinaden, davacı tarafından muhtelif tarihlerde toplam 99.600 USD davalı şirkete ödemede bulunulduğu, davalıların davaya konu taşınmaz projesine dair aralarındaki

mevcut adi ortaklık ilişkisi nedeniyle davacıya karşı birlikte sorumluluklarının bulunduğu, davalıların sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, 99.600 USD’nin fiili ödeme günündeki Merkez Bankasınca belirlenen efektif satış kuru karşılığı TL üzerinden ödenmek kaydı ile 3095 sayılı Kanunun 4/A maddesi gereğince dava tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlı bir yıllık USD’ye uygulanan en yüksek yıllık faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalılardan ... ve diğerleri vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; davacı ile davalı şirket arasında imzalanan taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca, satış bedelinin 138.000 USD olarak belirlendiği, satış bedeline mahsuben 10/10/2012 tarihinde 69.000 USD, 01/07/2013 tarihinde ise 27.600 USD olmak üzere toplam 99.600 USD’nin davalı şirkete ödendiği, davalılar arasında davaya konu taşınmaz projesine dair mevcut adi ortaklık ilişkisi nedeniyle ödenen paranın iadesinden birlikte sorumlu oldukları, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle; davalıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; karar, davalılardan ... ve diğerleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre; davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2) Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, TMK'nın 706, TBK'nın 237, Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen yapılan satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir.

Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilirler.

Somut olayda; davacı ile davalı şirket arasında dava konusu harici taşınmaz satış sözleşmesinin düzenlendiği, davacının alıcı, davalı şirket temsilcisinin satıcı sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, aynı zamanda sözleşmeye konu taşınmaz projesine dair davalılar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu, davacı tarafından davalı şirkete banka havalesi yoluyla 10/10/2012 tarihinde 69.000 USD, 10/06/2013 tarihinde ise 27.600 USD olmak üzere toplam 96.600 USD ödemede bulunulduğu, eldeki dava ile ödenen toplam bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği iadesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.

Ne var ki davacı tarafından davalı şirkete 96.600 USD ödenmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu davacı tarafından davalı şirkete 99.600 USD ödendiği kabul edilerek karar verilmiştir.

Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen davaya konu harici taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca, davacı tarafından satış bedeline mahsuben toplam 96.600 USD tutarında ödemede bulunulduğu dikkate alınarak, bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile 99.600 USD üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 28/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.