"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... içerisinde bulunan soğuk hava deposu ile deponun batı yönünde kalan 600 m2'lik kapalı alanı ve çevreleyen yeri davalıdan 01/01/2003 tarihli kira sözleşmesiyle kiraladığını, kiralananı bakımsız ve tadilata muhtaç durumda teslim aldığını, kiralanana çeşitli tadilat, bakım, onarım ve iyileştirmeler yapıldığını, bu yatırımların kira ilişkisinin son bulduğu 28/11/2011 tarihine kadar devam ettiğini, zorunlu ve faydalı imalat niteliğindeki yatırımların değeri ile mecurun ve içindeki makinelerin tam, hasarsız, kullanmaya elverişli olduğunun belirlenmesi için talepleri üzerine mahkeme aracılığı ile tespit yapıldığını tespit sonucu alınan rapor ile zorunlu ve faydalı imalatların 542.240 TL değerinde olduğunun belirlendiğini iddia ederek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; yapılan bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle kira sözleşmesinde yer verilen hüküm uyarınca 30/04/2003 tarihine kadar kira bedeli alınmadığını, sonrasında da kiralanana yapılacak giderler dikkate alınarak kira bedelinin düşük tutulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; sözleşmede kiracının kiralanana yaptığı masrafları kiraya verenden isteyebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, TBK’nın 321. maddesine göre kiracının aksine bir anlaşma yoksa kiralananda ortaya çıkan değer artışının karşılığını isteyemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen hüküm, davacının temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 16/11/2015 tarihli ve 2015/9958 E. 2015/9905 K. sayılı kararıyla; uyuşmazlığa uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu'na tabi kiralananlarda faydalı ve zorunlu imalat bedellerinin vekâletsiz işgörme ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilebileceği, alınan bilirkişi raporlarında faydalı ve zorunlu imalat bedelleri ile ilgili inceleme ve değerlendirmeler yapıldığı, kira sözleşmesinin imalata ilişkin özellikle “tarafların yükümlükleri” başlığı altında düzenlenen 3. ve 4. maddesi ile “sözleşmenin feshi” başlıklı 6.1. maddesi değerlendirilerek sonuca varılmalıysa da sözleşmenin feshi başlığı altında düzenlenen 6.1.maddesini takip eden bir sonraki sayfada yazılı olan ve eksik bırakılan “tüm yatırım, tadilat ve onarımların piyasa değeri üzerinden
amortisman bedelleri düşüldükten sonra peşin ödemeyi kabul eder” hükmüne ilişkin tam metin de getirtilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; delil tespiti dosyası ile talep edilebilecek alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilir hale geldiği, davacının delil tespiti dosyasında tespit edilenden daha az bir tutar talep ederek belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca hakim, Türk hukukunu resen uygulayacak olup hukuki nitelendirme ile bağlı değildir.
Davacı, dava dilekçesinde kiralanana yaptığını iddia ettiği faydalı ve zorunlu masrafların şimdilik 10.000 TL’lik kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini talep ettiğinden dava, kısmi dava olarak değerlendirilmelidir. Buna göre mahkemece; uyulan bozma kararı doğrultusunda, davacı kiracının kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu imalat bedellerini vekâletsiz işgörme hükümlerine göre talep edilebileceği dikkate alınarak, kira sözleşmesinin öncelikle sözleşmenin feshi başlığı altında düzenlenen 6.1.maddesini takip eden bir sonraki sayfada yazılı olan ve eksik bırakılan “tüm yatırım, tadilat ve onarımların piyasa değeri üzerinden amortisman bedelleri düşüldükten sonra peşin ödemeyi kabul eder” hükmüne ilişkin tam metni getirtilip, yine kira sözleşmesinin imalata ilişkin özellikle “tarafların yükümlükleri” başlığı altında düzenlenen 3. ve 4. maddeleri ile “sözleşmenin feshi” başlıklı 6.1. maddesi değerlendirilerek bozma kararının gerekleri yerine getirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacının hukuki yararı olmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.