Logo

3. Hukuk Dairesi2021/7294 E. 2021/13583 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Trafik kazasında aracın hava yastıklarının açılmaması nedeniyle oluşan zarardan dolayı araç satıcısı, servis ve sigorta şirketine karşı açılan tazminat davasında davalıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kazada %100 kusurlu olduğunun ve hava yastıklarının açılmamasının gizli ayıp olmadığının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi gözetilerek, davanın reddine ve davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş, ancak vekalet ücretine ilişkin kısımda yapılan usuli bir hata nedeniyle hüküm düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; dava konusu otomobili ile 11/09/2013 tarihinde seyir halinde iken aracın frenlerinin tutmaması nedeniyle kırmızı ışıkta bekleyen araca arkadan çarparak gerçekleşen trafik kazasında açılmayan hava yastıkları nedeniyle yaralandığını, aracı davalı ... den satın aldığını, bakımlarının davalı ... nin acentası olan diğer davalı ... Tic. A.Ş. tarafından yapıldığını, aracın hava yastıklarının açılmamasının gizli ayıp olduğunu, bu nedenle davalı ... nin sorumlu olduğunu, aracın periyodik bakımının düzgün yapılmaması nedeniyle davalı ... A.Ş.nin de sorumluluğunun bulunduğunu, davalı ... sigortanın ise kasko bedelini ödememek için hasar miktarının düşük olarak tespit edilmesini sağladığını, ilk hasar tespitinde yapılması gerekli değişimleri yapmadığını, aracın değerinin kaza nedeniyle azaldığını bu nedenle perte ayrılması ve kasko bedelinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.500 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep etmiştir.

Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.

Davanın açıldığı ticaret mahkemesince; davalılar ..., ile ... A.Ş. yönünden davanın reddine, davalı ...Ş. yönünden mahkemenin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21/05/2019 tarihli ve 2016/30409 Esas 2019/6381 Karar sayılı kararıyla; uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozma sonrasında verilen görevsizlik kararı üzerine davaya bakan mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın tüm davalılar yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası; "Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur" hükmünü içermektedir.

Somut olayda; davacı aracı ile seyir halinde iken 11/09/2013 tarihinde aracının freninin tutmaması nedeniyle meydana gelen kazada hava yastıklarının açılmaması sonucu yaralandığını, frenin tutmamasının ve hava yastıklarının açılmamasının gizli ayıp olduğunu ve aracının perte ayrılması gerektiğini belirterek; kaza nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararının tazminini talep etmiştir.

Dosya kapsamından, alınan bilirkişi raporlarında; davacının olayda %100 kusurlu olduğu, kazanın oluşumunda ABS mekanizmasının etkin rolü olmadığı ve kazanın oluş biçimi, çarpma şiddeti, çarpışma açısı gibi nedenlerle kaza esnasında hava yastığının açılmamasının gizli ayıp olmadığının bildirildiği, mahkemece alınan bu raporlar esas alınarak davanın reddine karar verildiği gözetildiğinde red sebebi ortak olan davalılar vekillerine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir.

Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HMK'nın 438/7. maddesi hükmü gereğidir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının reddedilen maddi tazminat üzerinden takdir edilen vekalet ücretlerine ilişkin 4, 5 ve 6 numaralı bentlerinin çıkartılmasına, yerine 4 numaralı bent olarak "4-Maddi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT uyarınca belirlenen 1.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,

" bendinin yazılmasına, yine hüküm fıkrasının reddedilen manevi tazminat üzerinden takdir edilen vekalet ücretlerine ilişkin 7, 8 ve 9. numaralı bentlerinin çıkartılarak yerine (5) numaralı bent olarak "5-Manevi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT'nin 10/3 maddesi uyarınca takdir olunan 2.040 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine" bendinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, harçtan muaf olan davacıdan peşin alınan harçların istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.