"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının kızına ait taşınmazın satımı konusunda davalı ile sözlü olarak anlaştıklarını, işbu anlaşma çerçevesinde davalıya 70.000 TL ödeme yaptığını, davalının bu anlaşmaya bağlı olarak tapuda kızı üzerinde kayıtlı olan gayrimenkulün kendisine devrinin sağlayacağını beyan etmesine rağmen edimini yerine getirmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ödemiş olduğu 70.000 TL'nin sebepsiz zenginleşen davalı taraftan ödeme tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı; kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, kızının maliki bulunduğu gayrimenkulü Haziran 2009 ayında 210.000 TL fiyatla satışa çıkarttığını, eve müşteri olan davacının işbu gayrimenkulü alabileceğini ancak paranın tamamını hemen ödeyemeyeceğini, bu nedenle şimdilik gayrimenkulde kiracı olarak ikamet ederek 70.000 TL kapora olarak ödeyip kalan kısmını ise en kısa zamanda tamamlamak sureti ile gayrimenkulü satın almak istediğini, evi alamadıkları takdirde ise kiracı olarak rayiç kira bedeli üzerinden kiralarını hesaplamak sureti ile mahsuplaşabileceklerini belirttiğini, davacının 70.000 TL kapora bedelini ödeyerek 2009 yılı Haziran ayında taşınmaza taşındığını, evin geri kalan bedelini ödemediğini, kızının da taşınmazı 24/05/2013 tarihinde üçüncü kişiye sattığını, Haziran 2009 -24/05/2013 tarihleri arası yaklaşık 4 yıllık süre için 30.000 TL kira bedeli düşülmek sureti ile kalan 40.000 TL'nin iş yerine gelen davacıya tanıklar huzurunda ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 12/03/2019 tarihli ve 2017/12314 E. 2019/1905 K. sayılı kararla; tapulu taşınmazların harici satışına yönelik sözleşmelerin geçersiz olması halinde denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, davacının davalıya ödediği bedelin ifanın imkânsız hale geldiği, taşınmazın üçüncü şahsa satıldığı tarih itibari ile ulaşacağı bedelin; çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, TÜFE, ÜFE, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs.) ortalamaları alınmak suretiyle konusunda uzman bilirkişi kurulundan denetime elverişli rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, verilen kesin süreye rağmen delil avansının yatırılmamış olması sebebi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, haricen satılan tapulu taşınmaz için ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre tahsili istemine ilişkindir.
Bozmaya uyma kararı veren mahkemece, davacı vekiline 04/12/2020 tarihli duruşmada 2100 TL bilirkişi ücretinin iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılması aksi takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağına dair ihtaratlı biçimde süre verilmiş ancak gider avansı yatırılmamış, mahkeme tarafından da davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar gider avansı yatırılmadığı için davacı tarafından ödenen bedelin denkleştirici adalete göre taşınmazın 3. kişiye satıldığı tarihte ulaşacağı bedel hesaplanamamış ise de, davacı tarafından davalıya 70.000 TL ödendiği hususu sabittir.
O halde mahkemece, davacı tarafından davalıya ödenen 70.000 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.