"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; su kuyusu işlettiğini, davalı ile yapılan abonelik sözleşmesinde sözleşme gücünün 13,33 KW olduğunu, davalı elemanlarınca 13/02/2012 tarihinde iş yerine kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini ve 95.058,80 TL bedelli faturanın tahakkuk ettirildiğini, sözleşme gücü 13,33 KW olmasına karşın hesaplamanın 15374,50 kw üzerinden yapıldığını, tutanak tarihinin 13/02/2012 tarihi olduğunu, kaçak başlangıç tarihinin ise 12/02/2012 olarak belirtildiğini, işyerinde 1 günlük sürede dava konusu fatura bedeli kadar tüketim yapılmasının mümkün olmadığını, borçlarını dava konusu faturadan önce 6111 sayılı kanun kapsamında taksitlendirdiğini ancak davalı şirketin sayacını mühürlediğini, 13/02/2012 tarihli tutanaktan da görüleceği gibi davalı şirketin kayıtsız sayaçtan enerji kullanmak tespiti yaptığını ve hizmet kusurunun mevcut olduğunu ileri sürerek; 95.058,80 TL tutarındaki faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı; kaçak kullanımın tutanakla sabit olduğunu, davacının her ne kadar 6111 sayılı Kanun'dan faylanmak için başvurusu olduysa da taksitleri ödemediğini savunarak, davanın reddini ve lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının dava konusu 95.058,80 TL bedelli fatura nedeniyle 94.745,27 TL borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairece verilen 29/03/2016 tarihli ve 2015/6446 E. 2016/4761 K. sayılı kararla; kaçak elektrik tespit tutanağında devreden geçen akımın 39 amper olarak ölçüldüğü ancak kurulu güç tespiti yapılmadığı, kaçak tahakkukunda ise kurulu gücün 15374,50kw olarak gösterildiği, icraya sevk yazısında ise bağlantı gücünün 8kw olarak gösterildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise kurulu gücün keşif esnasında belirlenen 15kw üzerinde hesaplama yapıldığı, 622 sayılı kurul kararına göre hesaplama yapılması gerektiği, hükme esas alınan rapora davalı vekili tarafından gerekçeleri gösterilmek sureti ile itiraz edildiği ancak itirazların dikkate alınmadan hüküm tesis edildiği, mahkeme tarafından davacının abonelik sözleşmesi ve dava konusu kaçak tahakkukuna dayanak tüm belgelerin dosya içerisine alınması sağlanarak, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurularak davalının itirazlarını karşılar ve denetime elverişli, yönetmelik hükümlerine uygun şekilde davacının borçlu olduğu miktarın belirlenmesi için dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile 16/02/2012 tarihli faturanın 36.047,28 TL’si yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Somut olayda; mahkemece kaçak tutanağının tutulduğu tarihte yürürlükte olan EPMHY ve 622 sayılı Kurul Kararı doğrultusunda bilirkişiden rapor aldırılmış ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak hükme esas alınan rapor 622 sayılı Kurul Kararına uygun olmadığı gibi davalı şirket tahakkukundan fazlasına yönelik hesaplama içerir şekilde düzenlenmiştir. Davalı şirketin kaçak tahakkuk hesabı incelendiğinde 2 gün üzerinden kaçak tahakkuku yaptığı ve kurulu gücü 15374,50 kw olarak hesapladığı anlaşılmaktadır. Ayrıca şirket hesabında kaçak tahakkukuna dağıtım, iletim bedeli gibi bedeller dahil edilerek hesaplama yapılmıştır. Bilirkişi tarafından ise 90 gün üzerinden kaçak ve 322 gün üzerinden kaçak ek tahakkuk hesabı yapılmış, ayrıca her iki tahakkuka da kayıp kaçak, dağıtım ve iletim bedeli gibi bedelleri eklenmiştir. Raporda yapılan hesaplama şirket tahakkukunu dahi aşar nitelikte olup talep edilmeyen bedelin hesabı sonucunu doğurmaktadır. Ayrıca bilirkişi tarafından endeks verileri dikkate alınarak hesaplama yapıldığı da görülmekle birlikte kaçak tutanağında R ve S fazları ile oynandığının da tespit edilmesi karşısında endeks verileri doğru veri olarak kabul edilemeyeceğinin göz ardı edildiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca dava konusu edilen faturanın yargılama devam ederken revize edildiği ve 48.733TL’ye düşürüldüğü ve yargılama esnasında dava konusu bedelin davacı tarafından ödendiği anlaşılmıştır. Ancak faturanın hangi sebeple revize edildiği hususu açıklattırılmadığı gibi davaya da istirdat davası olarak devam edilmesi gerekirken menfi tespit davası olarak devam edilmiştir.
O halde mahkemece; davalı şirkete dava konusu edilen faturanın hangi sebeple revize edilerek 48.733 TL’ye düşürüldüğü hususunun açıklattırılması, davaya istirdat davası olarak devam edilerek, uyulmasına karar verilen bozma kararında da yer verildiği gibi 622 sayılı Kurul Kararı hükümleri doğrultusunda, şirket tahakkukunda esas alınan süreleri ve sözleşmede yazılı kurulu gücü aşmamak üzere taraf itirazlarını da karşılar nitelikte alacağın belirlenmesi için dosyanın bilirkişi heyetine ek rapor alınması için verilmesi ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, 622 sayılı Kurul Kararına aykırı ve ayrıca davalının talebini de aşar nitelikte hesaplama içeren bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.