Logo

3. Hukuk Dairesi2021/7788 E. 2021/12902 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacı aboneye tahakkuk ettirdiği kaçak elektrik kullanım bedellerine ilişkin açılan menfi tespit davasında, davalı tarafından talep edilmeyen tazminata hükmedilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: HMK m.26'da düzenlenen taleple bağlılık ilkesi gereğince, hakimin tarafların talepleriyle bağlı olduğu ve talep edilmeyen bir şeye karar veremeyeceği gözetilerek, davalı tarafından talep edilmeyen tazminata hükmedilen hükmün fıkrası düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; ticarethane abonesi olduğu davalı şirketin, 05/02/2014 tarihinde yapılan sayaç değişikliği sonrası kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle 3.324,30 TL kaçak ve 16.338 TL ek tüketim bedeli olmak üzere toplam 19.662,30 TL tahakkuk ettirdiğini ileri sürerek; şimdilik 10.000 TL’den borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, yargılama sırasında 13/06/2014 tarihinde talebini 19.662,30 TL’ ye artırmıştır.

Davalı, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının 9.968,95 TL' den borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairece verilen 05/04/2018 tarihli ve 2018/2231 E. 2018/3584 K. sayılı kararla hükme esas alınan ek raporda sayaç değiştikten sonra gönderilen faturadaki kurulu güce göre hesap yapıldığı ve bu hesabın Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olmadığı, bu nedenle taraf ve Yargıtay denetimine elverişli ve mevzuata uygun rapor alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının 19.211,54 TL borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairece verilen 11/11/2020 tarihli ve 2020/3576 E. 2020/6385 K. sayılı kararla, hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca, davacının davalıya 19.211,54 TL borçlu olduğunun anlaşıldığı bu sebeple geriye kalan kısım üzerinden menfi tespit hükmü kurulması gerekirken, ters hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesi ile bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile davacının 450,76TL borçlu olmadığının tespitine ayrıca davalı lehine reddedilen 19.211,54 TL'nin %20 oranında hesaplanacak tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacının İİK m. 72/4 gereğince davalı lehine hükmedilen tazminata yönelik temyiz itirazı yönünden yapılan incelemede;

Medeni hukuk yargılamasına hâkim olan ilkelerden biri de taleple bağlılık ilkesidir. Bu ilke, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesinde açıkça ifade edilmiştir. Buna göre; hâkim, tarafların talepleri ile bağlıdır. Kanunlarda gösterilen sınırlı sayıdaki istisnalar bir kenara bırakılacak olursa, talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremez. Fakat, hâkimin duruma göre talep sonucundan daha azına karar vermesinin önünde engel yoktur.

Taleple bağlılık ilkesi, talep edilmeyene karar vermeme, talep edilenden fazlasına karar vermeme ve talep edilenden farklı bir şeye karar vermeme biçimlerinde mahkeme kararının sınırlarını belirler şekilde karşımıza çıkmaktadır. Mahkemece dava ve cevap dilekçesine bakılarak tespit edilecek bu sınırlar, talep edilen hukuki sonuçtur.

Somut olayda mahkemece; davalı tarafından talep konusu edilmemesine rağmen tazminata hükmedilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “...Davalının İİK 72/4 uyarınca red edilen 19.211,54 TL'nin %20 oranında hesaplanacak tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ifadesinin çıkartılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 21,40 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.