"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : MERSİN 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil ile alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, bölge adliye mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Köyü 226 ada 3 nolu parseldeki belediyeye ait payı 02/07/2003 tarihinde encümen kararı ile 23.801,75 TL'ye satın aldığını, bedelini 4 taksit halinde ödediğini, pay üzerinde kamu haczi olması nedeniyle tescilin yapılamadığını ileri sürerek; davaya konu yerin adına tescilini, mümkün olmaması halinde ödenen 23.800 TL'nin günümüz koşullarına göre uyarlanarak tahsilini talep etmiş; 12/12/2017 tarihli celsede tescil talebinden vazgeçtiğini bildirmiştir.
Davalı; kamu hacizleri kaldırılamadığından tapunun davacı şirket adına devredilmediğinin 15/09/2010 tarihli yazı ile davacıya bildirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının iptal ve tescil talebinin feragat sebebiyle reddine, bedel talebinin kabulü ile dava tarihi itibariyle hissenin değeri olan 365.871 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; taraflarca imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle geçersiz bulunduğu, davacı tarafın bu nedenle denkleştirici adalet ilkesi uyarınca bilirkişi tarafından belirlenen değeri talep edebileceği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, tapu iptali ve tescil talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının alacak talebinin kısmen kabulü ile ödediği bedelin ifanın imkansız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması sonucu bulunan 80.427,94 TL'nin davalıdan alınmasına dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine; Dairece verilen 01/07/2021 tarih ve 2020/5653E. 2021/7771K. sayılı kararla; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, bölge adliye mahkemesince; taşınmazdaki payın ifasının imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerinin tespiti için bilirkişi görüşüne başvurulması ve ulaşılacak sonuca göre istinaf başvurusunun değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmaya uyan bölge adliye mahkemesince; davanın açıldığı tarih itibariyle taşınmazın rayiç değerinin bilirkişi raporunda 365.871 TL olarak belirtildiği, ilk derece mahkemesince bu miktar üzerinden davanın kabulüne yönelik karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bozmaya uyma ve direnme” başlığı altında düzenlenen 373 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; “Bölge adliye mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtayca tamamen veya kısmen bozulduğu takdirde dosya kararı veren bölge adliye mahkemesi veya uygun görülen diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderilir.” ;
Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise; “Bölge adliye mahkemesi, 344 üncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.” şeklinde düzenleme yapılmış olup; bölge adliye mahkemesince, bozma kararına uyulduğu takdirde, bozma kararı doğrultusunda işlem yapılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekir.
Somut olayda; ilk derece mahkemesince davacının bedel talebine yönelik davasının kabulüne dair verilen karar, bölge adliye mahkemesince davalının istinaf başvurusunun kabul edilerek kaldırılmış ve esas hakkında yeniden karar verilmiştir. Dairece, bölge adliye mahkemesinin esas hakkında yeniden tesis ettiği bu karar, HMK’nın 371 inci maddesi uyarınca bozulmuş ve dosya HMK’nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrasına dayalı olarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak üzere bölge adliye mahkemesine gönderilmiştir.
Buna göre, bölge adliye mahkemesince; Dairece verilen bozma kararına uyulmakla gelinen safhada, artık davanın esası hakkında bozma kararına uygun olarak yeniden hüküm tesis edilmesi gerekirken, kaldırılan ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371 inci maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, HMK’nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.