"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 04/05/2012 tarihinde kaldırımda yürürken, yaşı küçük sürücü ...'ın sevk ve idaresindeki motosikletin kendisine tam kusurlu bir şekilde çarptığını ve yaralanmasına sebep olduğunu, ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğünü, maddi ve manevi zararlarının bulunduğunu ileri sürerek; belirlenecek sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile 75.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi açısından sigorta limitleri ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden, diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar; davanın reddini istemişlerdir.
Davanın açıldığı ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı ...'ın yaş küçüklüğü sebebiyle HMK 114/1.d gereği taraf ehliyet bulunmadığından bu davalı aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının dava şartı yokluğundan reddine, maddi tazminat miktarı yargılama aşamasında ödenmiş olmakla, konusu kalmayan maddi tazminat davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 3.000 TL manevi tazminatın davalılar ..., ... ve ...'ten kaza tarihi olan 04/05/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, dair verilen hüküm, davacı vekili ile davalılar Yalçın ve Nermin vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesince verilen 02/09/2015 tarihli 2016/10378 E. 2019/5441 K. sayılı kararla; “.. Davacı, davalı ... ve ...’ın Medeni Kanun'un 369. maddesi gereğince sorumlu tutulmasını istediğine göre davaya bakma görevi Aile Mahkemesi’ne ait olduğundan, mahkemece davanın HMK 114/1-c maddesi gereği görevsizlik nedeniyle HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dava dosyasının gönderildiği Aile Mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile 15.000 TL manevi tazminatın, 04/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte ev başkanı olan ana ve babadan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, maddi tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının sair, davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Usuli kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Yargılama sırasında verilen ilk hükümde, reddedilen manevi tazminat yönünden davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, karara karşı davalı ... tarafından temyiz yoluna başvurulmadığı, buna göre davacı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gereği, davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminat nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair ve davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının davalı ... lehine takdir edilen vekalet ücretine ilişkin (10) numaralı bendinin çıkartılmasına hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 768,50 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.