Logo

3. Hukuk Dairesi2021/7978 E. 2021/13410 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin ortaklık sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeniyle davacı şirketin gelir kaybına uğrayıp uğramadığı ve uğradığı kaybın miktarı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacının ıslah dilekçesinde belirttiği günlük gelir kaybı miktarını aşarak hüküm kurması, taleple bağlılık ilkesine aykırı görülerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ortaklık sözleşmesi gereğince, davacı şirket tarafından işletilen özel hastanede davalı şirketin kardiyoloji bölümünü kurup işlettiğini, daha sonra hastahanenin alt kiracı olarak diğer davacı ... Vakfına kiralandığını, davalı şirketin yükümlendiği hizmeti durdurarak sözleşmeyi tek taraflı olarak 15/11/2002 tarihinde fesih etmesi nedeniyle davacı şirketin ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan gelirden yoksun kaldığı gibi işgali altında bulundurduğu yeri boşaltmayarak elinde tutmak suretiyle davacıların buradan elde etmesi gereken muhtemel geliri de engellediğini ileri sürerek; şimdilik 150.000 TL gelir kaybının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı; davacıların sözleşmede belirtilen şartlara aykırı davranışları nedeniyle 15/11/2002 tarihinden itibaren zorunlu olarak verilen hizmetin durdurulduğunu, davacı tarafın gelir kaybına uğradığı iddiasının yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; kesin hükümle sonuçlanması beklenen mahkemenin 2003/915 E. (Yeni 2009/686 E.) sayılı dosyasındaki Yargıtay (Kapatılan)13.Hukuk Dairesinin 16/02/2009 tarihli ve 2008/14208 E. 2009/1745 K. sayılı bozma ilamında, davalının davacı tarafa işi durdurduklarına ilişkin gönderdiği ihtarın ortaklığın feshine ilişkin olmayıp işi durdurma beyanı olduğu, dolayısıyla davacı tarafın bu beyanı fesih iradesi olarak kabul edip, feshi kendisinin de kabul ettiğini bildirmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı, ortada geçerli bir fesih bulunmadığı, adi ortaklık feshedilmediğinden davalının fuzuli şagil durumunda da olmadığı, dolayısıyla davacının ecrimisil talebinde bulunamayacağının belirtildiği, bu nedenle, davacının taleplerinden birisini oluşturan davalının işyerini boşaltmamasından kaynaklı olarak elde edemediği geliri talep etme imkanının mevcut olmadığı, yine kesin hükümle sonuçlanması beklenen dosyadaki Yargıtay bozma ilamında davalının işi durdurması, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye aykırı davranış

olmakla birlikte davacının sözleşmeyi feshettiğine dair herhangi bir beyanı bulunmadığından, sözleşmeye aykırılık nedeni ile davacının sözleşmeyi feshi söz konusu olmayacağı, devam eden ortaklık ilişkisinde davacının yoksun kaldığı karı talep etme imkanının da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairece verilen 26/06/2014 tarihli ve 2014/10466 E. 2014/10448 K. sayılı kararla; "...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin davalının işyerini boşaltmamasından kaynaklı olarak elde edemediği gelir kaybına ilişkin mahkemece verilen red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; mahkemece; yukarıda belirtilen Yargıtay (Kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 16/02/2009 tarihli ve 2008/14208 E. 2009/1745 K.sayılı bozma ilamı dayanak yapılmak suretiyle devam eden ortaklık ilişkisinde davacının yoksun kaldığı karı talep etme imkanının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere, davalının ortaklık akdine konu hastaneden dava açılmadan evvel ayrıldığı bu suretle, taraflar arasındaki ortaklık akdinin fiilen sona erdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, adi ortaklık ilişkisinin fiilen sona erdiği başka bir deyişle davalının ortaklık akdine konu hastaneden ayrıldığı 20/06/2003 tarihi ile iş bu davanın açıldığı 15/09/2003 tarihi arasında, ortaklık akdinin fiilen sona erdirilmesi nedeniyle varsa davacının uğradığı gelir kaybının hesap edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği" gerekçesi ile bozulmuştur.

Bozmaya uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 142.735,12 TL tazminatın dava tarihinden itibaren değişen ve değişecek olan avans faiz oranları uygulanmak suretiyle hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hüküm, taraf vekillerinin temyizi üzerine, Dairece verilen 31/10/2016 tarihli ve 2016/12367 E. 2016/12286 K. sayılı kararla; bozma kararına uyulmasına rağmen gereklerinin yerine getirilmediği, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda bozma kararında gösterilen yol izlenmediği, bozma kararından önce dosyaya bilirkişi raporu sunan ... Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalında görevli Prof. Dr. ... tarafından hazırlanan ve SSK'dan elde edilen geliri temel alan ve günlük gelirin 1.621.99. TL olduğu sonucuna varan bilirkişi raporuna yollama yapmakla yetinildiği ve günlüğü 1.621.99. TL üzerinden 88 gün için kar mahrumiyeti hesabı yapılmıştır. Bu haliyle, anılan bilirkişi raporunun hükme dayanak alınacak nitelikte olmadığı, mahkemece yapılacak işin; uyulan bozma kararında belirtilen ilkelere göre kar payı hesabı yapması için dosyanın önceki bilirkişilerden farklı bir (içinde mali müşavir bulunan) uzman bilirkişi kuruluna verilmesi ve uzlaşmazlığı aydınlatacak tüm belgeler, taraf delilleri, ticari defterler, SGK verileri incelenmek suretiyle Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bir rapor hazırlanmasının sağlanmasından sonra, oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesinden ibaret olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

Söz konusu bozma kararına uyan mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının kâr kaybının günlük ortalama 3.563,93 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 313.625,84 TL'nin, 150.000 TL'sinin davanın açıldığı 15/09/2003 tarihinden, 163.625,84 TL'sinin ıslahın yapıldığı 11/04/2006 tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek değişen ve değişecek oranlarda hesaplanacak 3095 sayılı Kanun'un 2/2. maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin 169.728,07 TL'lik istemin ve ıslah edilen kısma dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2) 6100 sayılı HMK'nın 26 ncı maddesi hükmüne göre; hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başkasına karar veremez. Öğreti ve uygulamada, taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural; sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturan her bir alacak kaleminin dayanağını oluşturan vakıalar yönünden de uygulanır.

Somut olayda; dava dilekçesi ile davacıların iki alacak dönemi yönünden talebinin bulunduğu, birinci talebin davalının işyerini boşaltmamasından kaynaklı olarak elde edemediği gelir kaybına, ikinci talebinin ise davalının ortaklık akdine konu hastaneden ayrıldığı 20/06/2003 tarihi ile iş bu davanın açıldığı 15/09/2003 tarihi arasındaki gelir kaybına ilişkin olduğu, bilirkişi incelemesi yapılarak günlük 1.621,99 TL gelir kaybı belirlendiği, davacıların da bu miktar üzerinden ıslah dilekçesi verdiği, ilk hükümde davanın tümden reddi üzerine birinci talebe ilişkin temyiz itirazlarının reddedilerek kesinleştiği, ikinci talebe yönelik ise bozma sonrası davanın kabul edildiği, söz konusu kararın taraflarca temyiz edildiği, ancak davacıların temyiz dilekçesi içeriğinde günlük miktara itirazı bulunmamakla birlikte, hesaplanması gereken gün sayısına yönelik talebi yer aldığı, böylelikle; davacının ıslahında belirttiği günlük miktar yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, buna karşın mahkemece verilen son hükümde ise günlük 1.621,99 TL olan talep aşılarak günlük 3.563,93 TL üzerinden hesaplanan gelir kaybının tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.

O halde, ilk derece mahkemesince; taleple bağlılık kuralı gereğince, davada talep edilen günlük 1.621,99 TL gelir kaybı ile bağlı kalınarak, davalının ortaklık akdine konu hastaneden ayrıldığı 20/06/2003 tarihi ile işbu davanın açıldığı 15/09/2003 tarihi arasındaki döneme ilişkin gelir kaybı istemi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.