"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan Tire Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 791 parselde kayıtlı taşınmazı restoran ve piknik alanı olarak davalıdan kiraladığını, 30/05/2007 tarihli kira sözleşmesinde kira süresinin 20 yıl olarak belirlendiğini, mecurda kış döneminde kullanmak üzere kapalı alan inşa ettirdiğini, çevre düzenlemesi ve elektrik düzenlemeleri yaptırdığını, yaptığı masrafların kiradan düşüleceğinden hareketle kira bedelini yatırmadığını, temerrüt nedeniyle açılan tahliye davası ile taşınmazdan tahliye edildiğini, davalının yapılan muhdesatları benimseyerek taşınmazı yeniden kiraya verdiğini ileri sürerek; davaya konu taşınmaza yaptığı faydalı ve zorunlu tüm masrafların dava tarihindeki karşılığı olmak üzere şimdilik 30.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile talebini 137.196,80 TL olarak açıklamıştır.
Davalı; tadilat ve buna yönelik yapılan harcamalar için köy tüzel kişiliğinden bir karar alınmadığını, karara bağlanmayan harcamanın kiradan düşülemeyeceğini, ayrıca sözleşmenin 12. maddesine göre kiracının tezyinat masraflarını talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, dava konusu 137.196,80 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yönelik verilen karar davalı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 13/03/2019 tarihli ve 2017/5737 E. 2019/1992 K. sayılı kararla; "...Yargıtayın yerleşik uygulamaları, kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğu yönündedir. Kural olarak bu gibi zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Sözleşmenin 12. maddesinde kastedilen tezyinat ise, süsleme anlamında ve ufak tefek tamir ve onarımlar olup zorunlu ve faydalı masraflara ilişkin değildir. Bununla birlikte yapılanların değerinin tam olarak kiracıya verilmesi de yerinde bir uygulama olmayacaktır.
Mahkemece davacı tarafından yapıldığı iddia olunan zorunlu ve yararlı masrafların tespiti için yerinde keşif yapılıp alınan kök ve 4 adet ek rapor sonucunda, 1.ek rapora itibar edilerek yapılan restoran, saha aydınlatma değeri, sundurmanın 2007 imal tarihi itibari ile değeri olan toplam 137.196,80 TL'ye hükmedilmiştir. Ne var ki, hükme esas alınan raporda yıpranma payı düşülmemiştir. Ayrıca mahkemenin gerekçesinde hükme esas alınan rapora hangi nedenlerle üstünlük tanındığı da gerekçelendirilmemiştir.
O hâlde mahkemece yapılacak iş, önceki bilirkişi heyetinden alınacak ek rapor ile, kiralananda yapılan imalatların, yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle belirlenecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar verilmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne, 144.437 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hâkimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Mahkemece; bozma kararına uyulma kararı verilmiş ise de, gereği yerine getirilmemiştir. Hükme esas alınan 06/01/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda saha aydınlatma bedeli ile havuz ve su kanalları bedellerinin faydalı ve zorunlu masraf olarak sayılamayacağı, faydalı ve zorunlu masraf olarak değerlendirilebilecek bina değerinin dava tarihi itibariyle yıpranma payı da dikkate alındığında 140.670,20 TL olacağı yine sundurma değerinin dava tarihi itibariyle yıpranma payı da dikkate alındığında 3.766,80 TL olacağı tespit edilmiştir. Faydalı ve zorunlu masrafların imal tarihleri tespit edildiğinde bu tarih, tespiti mümkün değilse kira sözleşme tarihi itibariyle değerlerinin belirlenerek, bu değerlerinden yıpranma payları düşülmesi gerekirken, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada bu kurala uyulmadığı anlaşılmaktadır.
O hâlde mahkemece; bir önceki bozma kararı doğrultusunda, yeniden ek rapor alınarak, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, Dairemizin bozma ilamının gereği yerine getirilmeden, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- HMK'nın 26/1. maddesinde “Hâkim tarafların talep sonucuyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde; kiralanana yapmış olduğu faydalı ve zorunlu masrafların şimdilik 30.000 TL'sinin davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında davasını ıslah ederek davalıdan 137.196,80 TL 'nin tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davacının talebi aşılmak suretiyle 144.437 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.