"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TAŞOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirket tarafından Taşova Destek Köyünde yapımı tamamlanan baraj ve hes projesi kapsamında, aynı bölgedeki köprü, menfez baraj gövdesi ve köy yollarının kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek; uğradığı zarar tutarının toplanacak delillere göre belirlenmesinden sonra zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 567.000 TL'nin 2.500 TL'sinin dava tarihinden itibaren, 564.500 TL'sinin ıslah-belirli hale getirme tarihi olan 30/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-
Somut olayda; davacı idare, yapımı tamamlanan baraj ve hes projesi kapsamında köprü, menfez baraj gövdesi ve köy yollarının kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle uğradığı zararının tazminini talep etmiştir.
HMK’nın 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Eldeki davada; hükme esas alınan bilirkişi raporu, inşaat ve ziraat bilirkişi eşliğinde yapılan keşif sonucu hazırlanmış ise de, raporda tazminatın dayanağı olan nedenler ile tazminat miktarının nasıl hesaplandığı bilimsel verilere uygun olarak gösterilmediği gibi zararın nasıl hesaplandığı da belli olmadığından işbu rapor hükme esas alınacak nitelikte değildir.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; önceki bilirkişiler dışında, içerisinde inşaat mühendisi ve ziraat mühendisi olan uzman bilirkişilerin yer aldığı bilirkişi heyetinden; talep edilen zarar ve miktarı konusunda tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, tarafların itirazlarını karşılayacak şekilde rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 30/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.