"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 27/09/2022 tarihinde davacı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile dava dışı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında imzalanan 27/10/2006 tarihli protokole istinaden, davalı ile 13/11/2006 tarihinde kira sözleşmesi imzaladığını ancak davalının işbu sözleşme ile yüklendiği edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek; kira sözleşmesinin feshi ile diğer zararlarının tazmini karşılığında şimdilik 1.000.000 TL alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; iddiaların asılsız olduğunu, yükümlülüklerini yerine getirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesince, ticaret mahkemesi sıfatıyla verilen görevsizlik kararının temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesi sonrasında davanın görüldüğü mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 13/11/2006 tarihli kira sözleşmesinin 14/05/2008 tarihinden itibaren feshine, işletme için yapılan harcamalar yönünden imalat bedelleri toplamı 123.220 TL'nin davanın açıldığı 18/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu olmayan kira alacağına ilişkin borçta, yapılan kira ödemelerinin mahsubu hakkında karar verilmesine yer olmadığına; araç alımından dolayı meydan gelen zarar yönünden talepten vazgeçilmiş olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına; davacı şirket bünyesinde çalışan işçilere ait sigorta primleri yönünden 22.918,45 TL'nin dava tarihi olan 18/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; işçilere ödenen ücretler ispatlanamadığından talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Kiracı, akdi ilişkinin devamı sırasında kiralananda yaptığı değer arttırıcı masraf ve harcamalarını, 6098 sayılı dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 410 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz işgörme hükümlerine göre kiraya verenden talep etme hakkına sahiptir.
-2-
Buna göre, sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı sürece; kiracı, kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafları yaptığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden, yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri kiraya verenden isteyebilir. Kural olarak, bu gibi zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle kiracı kiralananda kalan ve kiraya veren tarafından benimsenen imalatlar için sebepsiz zenginleşilen oranında ve yapıldıkları tarih itibarıyla rayiç bedeller üzerinden bedelin tazminini talep edebilir. Kiraya verenin sorumluluğu, zorunlu ve faydalı imalatların imal tarihindeki değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle bulunacak değer kadardır.
Bu durumda mahkemece; öncelikle davacının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masraflara ilişkin maddi tazminat taleplerinin açıklattırılması, tarafların bu hususa ilişkin tüm delilleri toplanmak suretiyle alanında uzman bilirkişi heyetince davacı kiracı tarafından yapılan imalatların nelerden ibaret olduğunun ayrıntılı ve tereddüte yer vermeyecek şekilde tek tek tespit edilmesinden sonra, hangilerinin zorunlu ve faydalı masraflar, hangilerinin lüks masraflar olduğunun belirlenmesi, buna göre sökülüp götürülemeyen faydalı ve zorunlu nitelikteki masrafların yapıldıkları tarih itibariyle (bu tarih tespit edilemediği takdirde sözleşme tarihinde yapılmış olduğu kabul edilerek) değerini belirleyerek bu tutardan yıpranma payı düşülmek suretiyle davacının talep edebileceği tutarı belirleyen rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalının, davacı şirket bünyesinde çalışan işçilere ait sigorta primleri yönünden kurulan hükme yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Her ne kadar mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı şirket bünyesinde çalışan işçilere ait sigorta primleri yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosya kapsamından; kiralananın, Belediyenin fiili el koyma tarihi olan 28/01/2009 tarihine kadar kiracının kullanımında bulunduğu anlaşılmakta olup, kiralananın kullanım dönemine ilişkin yapılan harcama kalemlerinin davalıdan talep edilemeyeceği değerlendirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
4-Bozma nedenine göre, davacının hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle kararın HUMK'nın 428’inci maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, dördüncü bentte açıklanan nedenle davacının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.