"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne yönelik verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair verdiği kararın, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili, tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 29/11/2022 duruşma günü için tebligat üzerine davalı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, taraflar arasında akdedilen 11/02/2015 tarihli 90 gün süreli "Taşınmazın Satılması Hakkında Aracılık Sözleşmesi" ile, davalının İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, ... Mah. ... Sokak, 117 pafta, 637 ada, 15 parselde kayıtlı bahçeli Kâgir ev vasıflı taşınmazının sözleşmede belirtilen koşullarla satılmasına aracılık edilmesi konusunda hizmet aldığını, taşınmaz simsarlığı işine ilişkin tüm yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, buna karşılık sözleşmeye konu taşınmazın sözleşme süresi içerisinde şirketin bilgi ve onayı olmaksızın 3. bir kişiye satıldığını, bu durumun sözleşmenin açık ihlali sonucunu doğurduğunu, bu çerçevede davalıya 17/04/2015 tarihinde cezai şartın ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmadığından alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı tarafın hizmet vermediğini, imzalanan sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini ve cezai şarttan indirim yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, sözleşme ve tapu senedi ve tüm dosya kapsamı itibariyle, taraflar arasında düzenlenen simsarlık sözleşmesi kapsamında davacının, davaya konu taşınmazı satma konusunda tek yetkili olmasına rağmen davalının, davacıyı aradan çıkarmak suretiyle taşınmazı dava dışı kişiye sattığı ve bu haliyle de sözleşme kapsamında cezai şart bedelini ödemekle yükümlü olduğu kabul edilerek, komisyon bedelinin % 2 olarak kararlaştırılmış olmasına rağmen cezai şart bedelinin % 6 üzerinden talep ediliyor olması, taşınmazın satış bedeli, satışın bizzat davacı tarafından gerçekleştirilmiş olması hususları dikkate alınarak, sözleşmede kararlaştırılan satış bedeli üzerinden belirlenecek % 1 (11.900) + KDV (2.142) = 14.042 USD meblağ yönünden cezai şart miktarının yerinde olduğu, arta kalan bedelin tüm dosya kapsamı ve açıklanan sebeplerle fahiş olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı tarafça İstanbul Anadolu 13. İcra Dairesinin 2016/7119 Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 14.042 USD asıl alacak yönünden asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4A maddesi gereğince faiz işletilmesi suretiyle kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın likit olmaması sebebiyle icra inkar tazminat talebinin reddine, karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; sözleşmede simsarlık ücreti bedelinin %2+KDV olarak belirlendiği, akde aykırı davranış halinde ayrıca sözleşmede sözleşmedeki bedel üzerinden %6(+KDV) oranında cezai şart ödeneceğinin öngörüldüğü, cezai şartın tenkisinde temel kriterleri belirleyen emsal Yargıtay kararında tespit edilen ilkeler ışığında, davacı simsarın emeği, temel ilişkinin kuruluş şekli, alacaklının asıl borcun ifa edilmesi halinde elde edeceği yarar ile cezai şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki makul ve adil ölçü dikkate alındığında; davacı sözleşme kendi aracılığıyla yapılsaydı %2 oranında ücret alacağı, bu durumda geriye kalan %4'lük kısım ceza koşulu oluşturduğu, bu ceza koşulundan 1/2 oranında oranında tenkis yapılması halinde, %2'lik ücret alacağına ilaveten %2 oranında ceza koşulu talep edilebileceği sonucuna varılacağı, bu durumda davacının talep edebileceği alacak toplamı, sözleşmedeki bedelin %4'ü olarak belirlenlediği, TBK'nın 182/son maddesi uyarınca, sözleşmedeki toplam % 6 oranındaki ceza koşulunun 2/6 oranında tenkis edilerek %4'e indirilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına, ceza koşulu alacağının tenkisi nedeniyle davanın İİK'nın 67/1.maddesi uyarınca kısmen kabulü ile davalı tarafça İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğünün 2016/7119 Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile KDV dahil 56.168,00 USD asıl alacağın, icra takip tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun'un 4/A maddesi uyarınca hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte ve tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının tahsili için takibin devamına, fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine, alacağın likit olmaması sebebiyle, davacının icra inkar tazminat talebinin reddine; davacının fazla talebi yönünden kötü niyeti sabit olmadığından, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,karar verilmiş, karara karşı bu kez davalı tarafça temyiz yoluna başvurulmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Eldeki davada da davacı cezai şart niteliğindeki % 6 + KDV oranında cezai şartın tahsilini talep etmektedir. Dosya içerisindeki " Taşınmazın satılması hakkında aracılık sözleşmesi" isimli belgenin incelenmesinde; tarafların Piramit İnşşat.. A.Ş. Ve müşteri sıfatıyla ... oldukları, sözleşmenin her iki tarafça 11/02/2015 tarihinde imzalandığı, sözleşmenin İstanbul ... Mah. ... sokakta kain köşk niteliğindeki taşınmaz satışına ilişkin olduğu, sözleşmenin üçüncü maddesinde maksimum satış bedeli olarak 1.190,000 dolar, hizmet bedeli % 2+KDV şeklinde gösterildiği, sözleşmenin 5. maddesinde müşterinin sözleşmenin belirtilen maddelerine aykırılık durumunda sözleşmenin 3. maddesinde taşınmazın satış bedeli olarak belirtilen meblağın %6+KDV'sine denk düşen TL tutarını cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği düzenlenmiştir. Somut olayda sözleşme hükümlerine göre sözleşme süresi içinde davalı tarafından davacı simsar devre dışı bırakılarak taşınmazın 3. Kişiden satın alındığı anlaşılmakla, sözleşmenin yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca davacı simsar üçrete ve cezai şarta hak kazanmıştır. Zaten bölge adliye mahkemesince de bu hususa vurgu yapılmıştır. Ancak davalı tacir olmadığından, TBK'nun 182/son (eski BK 161/son) maddesine göre hakim fahiş gördüğü cezai şartları tenkis ile mükelleftir. Bu hükmü hakimin resen gözetmesi gerekir. Her ne kadar mahkemece, cezai şarttan tenkis yapılması gerektiğinden bahisle indirime gidilmiş ise de, ceza koşulunun fahiş olup olmadığı tarafların ekonomik durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı ölçü olarak alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınacak ceza miktarı hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespit edilmelidir. Açıklanan nedenlerle yapılan tenkis az olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmektedir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, dosyanın bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 29/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.