"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1) Davacı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
4/2/2011 Tarihli ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 1/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Temyiz edilemeyen kararlar” başlıklı 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi; “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar.” hükmünü içermekte olup, açıklanan bu düzenleme ile bölge adliye mahkemelerince verilen kararlara ilişkin tarafların temyiz ettiği dava değerinin 40.000 TL’de dahil olmak üzere bu miktarın altında olması halinde bu kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağı kabul edilmiştir.
Öte yandan, 6763 sayılı Kanun ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Ek Madde 1; “200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan bu kanun hükümleri uyarınca; temyiz edilen hükmün verildiği tarihte temyiz (kesinlik) sınırı 4.270 TL olup, uyuşmazlığa konu alacak davasında davacının reddedilen dava değeri 1.000 TL olduğundan temyiz edilen miktar bu sınırın altındadır. Temyiz kabiliyeti olmayan kararların temyiz istemleri hakkında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanunun 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Yargıtay tarafından temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Hal böyle olunca, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
2) Davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin incelenmesinde;
Davalı vekili kararı tebliğden sonraki on gün içinde temyiz etmemiş, karşı tarafın temyiz dilekçesine verdiği cevapla birlikte katılma yoluyla temyiz etmiştir.
Ancak; katılma yoluyla temyiz hakkı, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, karşı tarafın asıl temyiz dilekçesinin normal temyiz süresi içerisinde ve kendisi yönünden temyizi kabil bir karara karşı verilmiş olması koşulu ile sınırlandırılmıştır.
Karşı tarafın temyiz istemi, yukarıda belirtildiği üzere reddedilmiştir. Bu nedenle davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin de reddine karar verilmelidir.
SONUÇ: yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.