Logo

3. Hukuk Dairesi2022/1440 E. 2022/3522 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların tapu iptali ve tescili davasının derdestlik nedeniyle reddine ilişkin yargılama.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının açmış olduğu davanın daha önce açılmış olan ve aynı taraflar arasında görülen dava ile aynı konuyu içermesi nedeniyle derdestlik koşulunun gerçekleştiği değerlendirilerek davanın reddine, ancak vekalet ücretine ilişkin yapılan yanlışlık düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 51 ada 250 parsel sayılı taşınmazda inşa edilen binada yer alan 1 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerin (iki dükkan ve depo) Of Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/590 E. 2012/39 K. sayılı kararı ile davalılar adına tapuya tescil edildiğini, söz konusu davada davacı konumunda olan davalı ...'in mahkemeye sunmuş olduğu kat mülkiyeti planına itiraz ettiğini ancak davalı ... ile imzalamış oldukları 10/08/1998 ve 30/08/2000 tarihli sözleşmeleri dikkate almayan mahkemenin şekli olarak karar verdiğini; davalı ...'in 10/08/1998 tarihli noter sözleşmesi vee 30/08/2000 tarihli sözleşmede belirtilen davaya konu bağımsız bölümleri tarafına vermediğini, dava konusu bağımsız bölümleri 10 yıldan fazla bir süredir ihtilafsız olarak kullandığını, belediye tarafından kendisine bu bağımsız bölümler için yapı kullanma izninin verildiğini, Of Asliye Hukuk Mahkemesinde mülkiyetin tespiti istemiyle 2009/299 E. sayılı dava açtığını ileri sürerek; dava konusu bağımsız bölümlerin davalılar adlarına olan tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ..., davanın reddini istemiştir.

Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

İlk derece mahkemesince verilen 04/01/2017 tarihli kararla; taraflar arasında yapılan 05/08/1998 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile 30/08/2000 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı ve davaya sebepsiz zenginleşme davası olarak da devam edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın istinaf başvurusunu inceleyen Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 07/04/2017 tarihli ve 2017/249 E. 2017/251 K. sayılı kararla; taraflar arasındaki adi ortaklığın sözleşmeye uygun olarak tasfiyesinin gerektiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde; “...davacının talep etmiş olduğu 1 ve 8 numaralı bağımsız bölüm olan dükkanların yarısının bedelini ödediğine dair herhangi bir belge sunamadığından davasını ispatlayamadığı” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; davacının talep etmiş olduğu 1 ve 8 nolu dükkanların yarı parasını ödediğine dair delil sunamadığı, dolayısıyla dairelerin tapusuna hak kazanmadığı yönündeki değerlendirmesinin somut olaya ve dosya içeriğine uygun olduğu gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine; Dairece verilen 26/01/2021 tarihli 2019/5846 E. 2021/472 K. sayılı kararla; .. ilk derece mahkemesince; öncelikle taraflarca delil olarak dayanılan 2009/299 E. sayılı dava dosyasının celbedilmesi, sonrasında ise delil olarak dayanılan dava dosyası ile davacının 30/08/2000 tarihli sözleşme uyarınca ancak davaya konu taşınmazların 1/2 payının (dava ile talep edildiği tarihteki) bedelini, ortaklığın ve sözleşmeden taraf olan davalı ...'den isteyebileceği değerlendirilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozmaya uyan ilk derece mahkemesince; davacı vekilince, davaya tazminat olarak devam edilmeyeceğinin belirtildiği, bozma sonrası ise davaya tazminat üzerinden devam edeceklerine dair ıslah beyanı sunulmadığı, eldeki dava ile 2009/299 esas sayılı davanın konusunun ve taraflarının aynı olduğu gerekçesiyle, derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7 nci maddesinin ikinci fıkrası; "Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur." hükmünü içermektedir.

Somut olayda; ilk derece mahkemesince, dava şartı olan derdestlik nedeniyle reddedilen davada davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücreti takdir edilmiş olması, doğru olmayıp, bozmayı gerektirir.

Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan kararın düzeltilerek onanması HMK’nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “ 14.252,96 TL” rakamının çıkartılarak yerine "...4.080 TL" rakamının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.