"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 36. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen yabancı mahkeme kararının tenfizi davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 01/11/2022 tarihinde gelen davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 2010-2016 yıllarını kapsayan taşınmaz kira sözleşmesi imzaladığını, davalı kiracının ödemelerini yapmaması nedeniyle kira ilişkisinin sona erdirildiğini, Üsküp Asliye Hukuk Mahkemesinin 54PL-TC-9/19 Esas, 050/9/2019 tarihli kararı ile 2.925,794 denar meblağın ile 64.112,00 denar mahkeme masrafları ve faiz maliyetlerinin davalı tarafından ödenmesine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini ileri sürerek Üsküp Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiş olan kararın tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; tenfizi istenilen davada, dava dilekçesi ve mahkeme kararının tarafına usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu nedenle mahkemede temsil edilemediğini, hükmün gıyaplarında savunma hakları yok sayılarak verildiğini, tenfiz talebinin 5718 sayılı Kanunun 54. maddesinde belirtilen şartları taşımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; Üsküp Asliye Hukuk Mahkemesinde davalıya yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı, karar metninde de davalı ile ilgili tebliğ veya davalının beyanının bulunmadığı, bu sebeple tenfiz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; Üsküp Asliye Hukuk Mahkemesinde davalıya yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı, karar metninde de davalı ile ilgili tebliğ veya davalının beyanının bulunmadığı, bu sebeple tenfiz şartlarının oluşmadığına ilişkin ilk derece mahkemesince verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi talebine ilişkindir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanununda, tenfiz şartlarını düzenleyen 54/ç maddesinde; " O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.” düzenlemesi yer almaktadır. Söz konusu Kanun hükmünde kullanılan "O yer Kanunları uyarınca" ifadesinden anlaşılacağı üzere, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin kararı veren mahkemeye usulüne uygun olarak davet edilip edilmediği tespit edilirken, Türk Tebligat hukukunun kurallarına göre bir değerlendirme yapılamaz. Yabancı mahkemedeki usul hükümlerinin uygulanmasında ve tebligat usulünde, o yer kanunları geçerlidir. Davacı tarafından, davalı şirketin Kuzey Makedonya Cumhuriyeti merkez kayıt siciline, İstanbul-Üsküp temsilciliği olarak kaydına ilişkin belge sunulmuş olup hem davacı vekilinin sunduğu bu belgede hem de İstanbul-Üsküp şubesi adına imzalanan kira sözleşmesinde şirketin adresi Üsküp olarak gözükmektedir. Yine tenfizi istenilen kararı veren mahkemenin, davalıya ilanen tebligat yapılmasına ilişkin karar tesis ettiği, davalı şirket adına sunulan yetkilendirme belgesine istinaden yetkilendirilen kişiye mahkeme kararının tebliğ edildiğine ilişkin bir kısım belgelerin davacı tarafından sunulduğu görülmektedir. Ancak, ilk derece mahkemesince; davalıya Makedonya Hukukuna uygun olarak tebligat yapılıp yapılmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılmamış, davalı şirketin Türkiye'de bulunan adresine tebligat yapılmaması nedeniyle başka bir araştırma yapılmadan davanın reddine karar verilmiştir. Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; öncelikle davacı tarafından sunulan belgelerin onaysız fotokopi olması nedeniyle, söz konusu belgelerin aslı veya usulüne uygun onaylı örneklerinin apostil şerhli olarak ibrazı sağlanarak, gerekirse uzman bilirkişiler kurulu aracılığıyla inceleme yaptırılması ve sonucuna göre tenfiz koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 01.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.