Logo

3. Hukuk Dairesi2022/1601 E. 2022/9427 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı avukatın, davalılar tarafından haksız yere azledildiğini iddia ederek vekalet ücreti istemesi üzerine, azlin haklı olup olmadığı ve davacı avukatın vekalet ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davalıların azil gerekçelerini ve azlin haklı olup olmadığını incelemeden hüküm kurması usul hatası olarak değerlendirilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 46. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : EDİRNE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının davalılar ... ve ... İnş. Tur. Eml. Mob. Tic. ve San. Ltd. Şti. yönünden kabulüne, davalılar ... ve ... yönünden husumet nedeniyle reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının ve davalılar ... ve ... İnş. Tur. Eml. Mob. Tic. ve San. Ltd. Şti'nin istinaf başvurularının reddine yönelik olarak verilen karar, davacı tarafından duruşmasız, davalılar ... ve ... İnş. Tur. Eml. Mob. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 13/12/2022 tarihinde davalılar ... ve ... adına vekaleten kendi adına asaleten Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalılarla arasında kurulan vekalet ilişkisi kapsamında takip ettiği .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/556 E. 2015/292 K. sayılı tapu iptal ve tescil istemli davanın davalılar lehine sonuçlanarak kesinleştiğini, ancak vekalet ücreti ödememek için haklı bir gerekçe gösterilmeden .... Noterliğinin 03.08.2015 tarih ve 07247 yevmiye nolu azilnamesi ile azledildiğini ileri sürerek, akdi ve karşı yan vekalet ücreti için şimdilik 1.000,00 TL vekalet ücretinin azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.

Davalılar, davacı vekilin özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini, borçlu oldukları İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2013/29466 sayılı takip dosyasında davacının, alacaklı dava dışı ... adına vekaletname ibraz edip taşınmazlarına hacizler koydurduğunu, bu hususun güven ilişkisini zedelediğini, tapu iptal ve tescil davasında takyidatlardan ari istemli olarak dava açılmadığından taşınmazların üzerindeki takyidatlarla adlarına tescil edildiğini, bu hususun tasarruf yetkisini kısıtlayıp davacı vekilin özen yükümlülüğünün ihlali anlamına geldiğini ve yine aynı dava dosyasının temyiz edilmeksizin kesinleşmesine sebebiyet verildiğini, davacının görevi kötüye kullanma suçundan .... Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/503 esas sayılı dosyasında yargılamasının devam ettiğini, azlin bu sebeplerle haklı olup davacının vekalet ücretine hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.

İlk derece mahkemesince; davacının kazanacağı avukatlık ücretinin .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/556 E., 2015/292 K. sayılı kararındaki müddeabih değeri üzerinden belirlenmesi gerektiği, iş bu davadaki müddeabih değerinin 5.889.729,98 TL olduğu, bu durumda davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen bu işten dolayı akdi vekalet ücretini ve Avukatlık Kanunu 164/son maddesinde düzenlenen yasal vekalet ücretini talep edebileceği, yine talep edebileceği bu miktarlardan sözleşmede vekalet ücreti olarak mahsup edilmesi gerektiği kararlaştırılan 134.660,00 TL'nin de mahsup edilmesi gerektiği, bu bağlamda davacının davalılardan talebini aşar şekilde yukarıda ayrıntısıyla izah edildiği üzere vekalet ücreti alacağı olduğu, ancak davacının şimdilik 1.000,00-TL'lik vekalet ücret alacağını dava ettiği anlaşılmakla, davanın davalılar ... ve ... yönünden husumet nedeni ile reddine, davanın davalılar ... İnşaat Ltd. Şti. ve ... yönünden kabulüne, 1.000,00-TL'nin dava tarihi olan 16.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... İnşaat Ltd. Şti. ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına karar verilmiş; karara karşı davacı ve davalılar ... İnş. Tur. Eml. Mob. Tic. ve San. Ltd. Şti. ve ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; davacı vekilin görevi kötüye kullanmak suçlamasıyla .... Ağır Ceza Mahkemesinde süren yargılamasının vekalet ücretine dayanak yapılan dava dosyasının kesinleşme tarihinden sonraki eylemlerine yönelik olduğu, taşınmazlar üzerindeki takyidatların kaldırılması için dava yolunun halen açık olup yeni bir dava açmak suretiyle eksikliğin giderilebileceği, taraflar arasında düzenlenen görüşme, bilgilendirme ve karar tutanağı başlıklı 06.01.2015 tarihli tutanak ile takip edilen tüm dava ve işler konusunda davalıların bilgilendirildiği, özen yükümlülüğünün ihlal edildiği savunmasının tapu iptal ve tescil davası yönünden azil için haklı sebep olmadığı, diğer davalılar yönünden husumetten ret kararı verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle, davacının ve davalılar ... ve ... İnş. Tur. Eml. Mob. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar ... İnş. Tur. Eml. Mob. Tic. ve San. Ltd. Şti. ve ... tarafından temyiz edilmiştir.

1-) Dava, haksız azil iddiasına dayalı vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.

Avukatın, vekil olarak borçları Türk Borçlar Kanunu’nun 505. ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup vekil, anılan Kanun’un 506. maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özenle ifa etmekte yükümlüdür. Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. Özen borcu ile ilgili Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesinde mevcut olan “Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler.” şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, Türk Borçlar Kanunu’nun 506. maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir.

Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır. Aksi halde avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesi halinde azlin haklı olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de avukat, görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, müvekkilinin vekilini azli haklıdır.

Avukatlık Kanunu’nun 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceğinden, azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilmesi mümkün değildir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.

Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa, davacı avukat, vekaletten haksız olarak azledildiğini ileri sürerek vekalet ücreti alacağının tahsili için eldeki davayı açmış, davalılar ise azlin haklı olduğunu savunmuşlardır. Bu durumda davada öncelikle çözümlenmesi gereken husus, azlin haklı olup olmadığına ilişkindir. Davalılar, azil ihtarında azil nedenlerine yer verdikleri gibi, iş bu davadaki savunmalarında da davacının vekil olarak gerekli özeni göstermediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/556 esas sayılı dosyasında eksik talepte bulunduğunu ve bu dosyanın temyiz edilmeksizin kesinleşmesine neden olduğunu, davacının görevi kötüye kullanma suçundan yargılamasının devam ettiğini, tüm bu nedenlerle davacıyı haklı olarak azlettiklerini belirtmişlerdir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, azil tarihinden önce sonuçlanıp kesinleşen işe ait ücret talebinde bulunulduğu, bu sebeple azlin haklı olup olmadığının değerlendirilmesine gerek olmadığı belirtilmiş, mahkemece de davalıların savunmalarında bildirmiş oldukları tüm azil nedenleri üzerinde inceleme ve değerlendirme yapılmadan hüküm kurulmuştur.

O halde mahkemece, taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık konusu olan, azlin haklı olup olmadığı hususu ile ilgili davalıların iş bu davada ileri sürmüş oldukları tüm azil nedenleri incelenip değerlendirilmelidir.

Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; .... Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/503 esas sayılı dosyası celp edilerek, görüşme, bilgilendirme ve karar tutanağı başlıklı 06.01.2015 tarihli tutanakta davalıların imzasının bulunmadığı da dikkate alınıp davalıların bildirmiş oldukları tüm azil nedenleri incelenip değerlendirilerek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, iş bu karara karşı davacı ve davalılar ... İnş. Tur. Eml. Mob. Tic. ve San. Ltd. Şti. ve ... tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

2-Bozma nedenine göre, davacının tüm ve davalılar ... İnş. Tur. Eml. Mob. Tic. ve San. Ltd. Şti. ve ...’nın sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalılar ... İnş. Tur. Eml. Mob. Tic. ve San. Ltd. Şti. ve ... yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının tüm ve davalılar ... İnş. Tur. Eml. Mob. Tic. ve San. Ltd. Şti. ve ...’nın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar ... ve ... İnş. Tur. Eml. Mob. Tic. ve San. Ltd. Şti. Verilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 13.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.